İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2024 Ocak
İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler
🌍Moda Perakendecilerinin 2024'te Aşması Gereken Zorluklar
Perakendeciler 2023 yılında sektörü her zamankinden daha güçlü kılan çok sayıda zorlukla uğraştı. Dirençli işletmeler, 2023 yılı boyunca istikrarsız jeopolitik ortamın ve yüksek faiz oranları ile enflasyonun bir sonucu olarak tüketici harcamalarındaki daralmanın üstesinden geldi ve bunun 2024'te de devam etmesi bekleniyor.
Yaşam Maliyetleri 2024'te, Bank of England'ın enflasyonu kontrol etme amacıyla 14 art arda faiz artırımın ardından Ağustos ayından bu yana faiz oranlarını %5.25'te tutması gibi 2024 yılına yönelik potansiyel iyileşme işaretleri söz konusu. Enflasyon oranı Ekim ayındaki %4.6'dan Kasım'da %3.9'a düştü, bu da 2021'den beri en düşük enflasyon oranı. Ayrıca Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) Aralık'ta İngiltere'nin GSYİH'sini, önceki tahminlere göre Eylül ayına kadar %0.1 düşmüş olarak revize etti. İngiltere'nin GSYİH'si, Nisan'dan Haziran'a kadar olan üç aylık dönem için önceki tahmini %0.2'lik büyümeden hiç büyüme gösterdi şeklinde revize edildi.
Moda ve perakende alanında müşteri araştırma firması Mintel'den Tamara Sender Ceron ise yaşanan maliyet krizi ve enflasyonun tüketici harcamalarını etkilemeye devam edeceğini ve markaların müşteri sadakatini sürdürmelerini zorlaştıracağını belirtiyor. Özellikle genç tüketicilerin Primark, Shein ve Temu gibi uygun fiyatlı markaları tercih etme eğiliminde olduklarından, geleneksel perakendecilere karşı bir tehdit oluşturduğunu söyleyen Ceron, perakendecilerin rekabetçi piyasada müşteri ilgisini yeniden kazanmak için adapte olmaları ve yenilikçi stratejiler oluşturmalarının gerekliliğine vurgu yaptı.
Sürdürülebilirlik ve İklim Değişimi Trend tahmin ajansı Stylus'un içerik direktörü ve sürdürülebilirlik lideri Emily Gordon-Smith, iklim acil durumu ve hava koşullarının gelecek yıl marka stratejisini etkileyeceğini söylerken, hava koşullarındaki aksaklıklardan en çok etkilenen bölgeler göz önüne alındığında geleneksel tedarik zincirlerinin daha kırılgan hale geleceğini ve dayanıklı ürünlerin geleceğe yönelik işler oluşturmanın anahtarı olacağını kaydetti.
Gordon-Smith ayrıca yeni mevzuatlar değişen tüketici tutumları nedeniyle markaların önümüzdeki değişikliklerle başa çıkabilmek için diğerlerinden çok daha ileride olması gerektiğini ifade etti.
İadeler Tamara Sender Ceron, 2024 yılında da iadelerin şirketler için problem olacağını kaydederken, pek çok perakendecinin iade ücreti uygulamaya başladığını, tüketicilerin daha bilinçli hale geldiğini, ürünün fiyatı ve teslimat maliyetinin daha çok farkına varmaya başladığını vurguladı.
Ayrıca bazı markalar sadakat programı uygulayarak sadık üyelerinden teslimat ücreti almayı bıraktı. İade sorununu çözmenin aslında uyum ve boyutlandırma sorununu çözmek anlamına geldiğini belirten Sender Ceron, 2024 yılında bu sorunun çözülmesini beklediğini, tüketicilerin bir ürünün nasıl görüneceğine ilişkin daha iyi bir fikre sahip olacağını kaydetti.
🌍Fas'taki İşçilik Ücretleri Çin ve Türkiye'nin Ardından Üçüncü Sırada
Ücret analizi konusunda uzmanlaşmış Fransız bir şirket olan Evaillance'ın son dönemde yaptığı bir araştırma, Fas'ın tekstil, giyim, deri, lüks ürünler ve ayakkabı endüstrilerinde çalışanların aylık ücretlerinin, Avrupa Birliği'ne en büyük tedarikçilere kıyasla oldukça yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Fas, ödeme oranları açısından Türkiye ve Çin'in ardında üçüncü sırada yer almakta ve Bangladeş ve Pakistan gibi büyük üreticileri önemli ölçüde geride bırakmaktadır. Faslı işçilerin aylık kazançları yaklaşık olarak 307 dolar civarında olup Bangladeş ve Pakistan'daki işçilerin ortalama ücretinin üç katıyken, Myanmar'dakinin beş katı, Tunus'takinden ise %50 oranında pahalı durumdadır.
Araştırma, Fas'ın yüksek ücretlerini satın alma gücüne ve tekstil sektöründeki yoğun rekabete bağlamaktadır. Ülke, 133 milyar dolarlık bir gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) ile sağlam bir ekonomik temele sahip olsa da euro ve dolardaki kur dalgalanmalarından etkilenen Fas para biriminin uygun ücret koşullarına katkıda bulunduğu belirtilmektedir.
Bangladeş, Türkiye ve Vietnam gibi diğer büyük üretim pazarlarında ücret artışları gözlemlenirken, Fas'ın mevcut saatlik ücreti, Türkiye ve Çin gibi üretim devlerine karşı rekabet avantajı sağlamaktadır.
Araştırma, bu rekabet avantajının, Fas'ın istikrarlı ekonomisi ve tekstil endüstrisinde güçlü satın alma gücüne dayandığını öne sürmektedir.
Araştırma nispeten yüksek ücretlere rağmen Fas'ın orta/yüksek segment pazarında daha rekabetçi olmak için kısa vadeli fiyatlarını artırmayı düşünmesini önermektedir. Evaillance Başkanı Jean-Francois Limantour, Avrupa'daki ithalatçıların giyim tedarikçilerini seçerken maaşlar ve maliyetler dahil çeşitli kriterlere önem verilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Limantour, piyasa aralığında yükselmenin rekabet gücünü artırabileceğini, şirketlerin marjlarını ve satış hacimlerini iyileştirebileceğini ve çalışanlara adil ücret sağlayabileceğini savunmaktadır.
Sonuç olarak, araştırma, Fas'ın güçlü ekonomik temeller ve rekabetçi ücretlerle tekstil endüstrisinde avantajlı bir konumda olduğuna ışık tutmaktadır. Bu, şirketlerin fiyatın ötesinde faktörlere odaklanmalarının önemini vurgularken, çevresel bilinç gibi konulara odaklanmaları ve endüstri trendlerini takip etmek için yapay zekâ ve 4.0 teknolojilerine yatırım yapmalarının gerekliliğini vurgulamaktadır.
🌍Fransa'da CSRD'ye Uymayan Yöneticiler Hapse Girebilecek
Fransa AB'nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi – CSRD'ye uyumsuzluk durumları için yüksek oranda ceza uygulamaya başlayacak ilk ülke olurken, şirket yöneticilerine 75 bin euro'ya kadar para cezası ve hapis cezaları öngörülüyor.
CSRD, geçtiğimiz yıl yürürlüğe girmiş olmasına rağmen, kuralları resmi olarak 2024 yılı Ocak ayından itibaren uygulanmaktadır ve ilk uyumlu sürdürülebilirlik raporlarının 2025'in başlarında sunulması beklenmektedir.
Yasa metni hangi bilgilerin hangi şirketler tarafından açıklanması gerektiği konusunda tüm gerekli ayrıntıları sağlarken, uyumsuzluk durumlarında cezai müeyyideleri ülkelerin kendisine bırakmakta.
AB üye ülkeleri CSRD'yi ulusal hukuka geçirmek için 6 Temmuz 2024 tarihine kadar süreye sahip.
Üçüncü taraf güvencesinin engellenmesi nedeniyle hapis cezası ve ağır para cezaları Mevcut sürdürülebilirlik raporlarının ancak yarıdan daha azının güncel CSRD'ye uygun olduğu tahmin edilirken, bu konuda cezai müeyyideleri hayata geçiren ilk ülke Fransa oldu. Fransız yasasına göre CSRD raporlarının cezai hükümlerinde raporların dış denetçiler tarafından dış denetlenmesi gerekliliğine odaklanılmakta.
Yasa, şirket yöneticilerinin, CSRD'ye uygun raporlarını sertifikalandırmak için dış denetçilere gerekli bilgileri sunmazlarsa veya herhangi bir şekilde çalışmalarını engellerlerse, 75.000 avroya kadar para cezası ödemeye ve beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılabileceğini belirtirken, CSRD raporlarını sertifikalı bir kuruluş tarafından denetletmemeleri durumunda, iki yıla kadar hapis cezası ve 30.000 avroya kadar para cezası söz konusu.
CSRD Hakkında Yaklaşık 50.000 AB ve AB dışı şirketin, Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) kapsamında sürdürülebilirlik performanslarını raporlaması beklenmektedir. Bu direktif, Temel Finansal Olmayan Raporlama Direktifi'nin (NFRD) yerine geçen ve kapsamını genişleten bir yapıya sahiptir.
CSRD, AB'deki tüm halka açık şirketler ile aşağıdaki üç kriterden ikisini karşılayan şirketleri kapsar : - 250 veya daha fazla çalışan, - 40 milyon avro veya daha fazla ciro, - 20 milyon avro veya daha fazla toplam varlık.
Bu şirketlerden çevresel, sosyal ve finansal risklerle ilgili kendi operasyonları ve değer zincirleri içinde çift yönlü bir maddi değerlendirme sunmaları istenmektedir. Ayrıca, sadece tarihsel verilere değil, aynı zamanda hedeflere ve geleceğe yönelik açıklamalara da yer veren ilk yasal düzenlemedir.
🌍Amerikan Tekstil Endüstrisini Korumaya' Yönelik İç Güvenlik Gözetleme Planı
İç Güvenlik Bakanlığı (DHS), kuşatılmış yerli tekstil üreticilerine yardım etmek için bir eylem planı geliştiriyor.
İç Güvenlik Bakanı Alejandro N. Mayorkas'ın, özellikle yasadışı yabancı nüfusun ülkedeki tekstil üreticileri üzerindeki etkilerini tartışmak üzere Ulusal Tekstil Organizasyonları Konseyi üyeleri ile biraraya geldiği toplantıda hazır giyim, ev eşyaları ve mobilya, endüstriyel uygulamalar ve kişisel koruyucu ekipmanlar (KKD) tedarik zincirlerini destekleyen farklı büyüklükteki Amerikalı tekstil üreticileri hazır bulundu.
Uygur Zorunlu Çalışmayı Önleme Yasası'nın (UFLPA) ihlalleri ve de minimis sevkiyat istisnasının kolaylaştırdığı ucuz malların serbest dolaşımı nedeniyle sektörün maruz kaldığı darbelerden bahsedilen toplantıda yasadışı gümrük uygulamalarının uygulanmasını hızlandırmak için ABD Gümrük ve Sınır Korumasını (CBP), İç Güvenlik Soruşturmalarını (HSI) ve DHS içindeki diğer kurum ve ofisleri Bayorkas tarafından görevlendirilirken; ajanslara da mevcut ticaret mevzuatının bu sorunların çözümü için yeterli başvuru yolu sağlayıp sağlamadığının belirlenmesi de dahil olmak üzere 30 gün içinde kapsamlı bir uygulama eylem planı geliştirmeleri talimatını verildi.
DHS'ye göre CBP, ABD ticaret yasasını ihlal eden sevkiyatları ortadan kaldırma çabalarını şimdiden artırdı. Ajans öncelikle fiziksel denetim, tekstil üretimi doğrulama ziyaretleri ve denetimlerine güveniyor. Ayrıca laboratuvarında ürünlerin test ve analizlerini yaparak, zorla çalıştırma şüphesiyle yapılan ithalatta izotopik test yapma kabiliyetini artırdı.
Zorla Çalıştırma Görev Gücü'nün başkanı olan DHS, UFLPA Kuruluş Listesini oluşturmak için özel sektörün yanı sıra diğer kurumlarla da birlikte çalışmaktadır.
Toplantıda konuşan NCTO Ceo'su Kim Glas serbest ticaret anlaşmasının (FTA) uygulanmasının hızlandırılması, UFLPA ihlallerine yönelik cezalar ve de minimis reformu çağrısında bulunurken, üç ay içerisinde sekiz tekstil fabrikasını kaybettiklerini, de minimisin sektörü öldürdüğünü, Batı Yarım Küre Serbest Ticaret Anlaşması'nın ise ortaklarını öldürdüğünü kaydetti. De Minimis sevkiyatlarının yarıdan fazlasının tekstil ve hazır giyim ürünleri olduğunun tahmin edildiğini belirten Glas, ürünlerinin nerede yapıldığına, kim tarafından yapıldıklarına bakılmaksızın gümrüksüz ticaretle ödüllendirilmesi nedeniyle Shein ve Temu'nun hızlı yükselişini kolaylaştırdığını belirtti.
NCTO üyeleri, kötü aktörlere yönelik artırılmış yaptırımlar ve hukuki ve cezai cezalar gibi kamuya açık eylemlerin yanı sıra, daha fazla izotopik test ve saha incelemesi de dahil olmak üzere ihlalcileri yakalamak için daha fazla perde arkası çabaları görmeyi umuyor.
🌍AB Zorla Çalıştırma Mevzuatı Konusunda 'Nihai Müzakerelere' Hazır
Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nde zorla çalıştırılarak üretilen ürünleri yasaklayan bir düzenleme konusunda Avrupa Parlamentosu ile müzakerelere başlamaya hazır.
Avrupa Birliği'nin 28 üye ülkesinin devlet veya hükümet başkanlarını içeren siyasi kanat, Cuma günü ortak bir yetki üzerinde anlaştığını duyurdu. Bu yetki, Avrupa Komisyonu'nun, yani AB'nin yürütme organının zorla çalıştırma konusundaki rolünü "güçlendiren" ve önerilen önlemleri uluslararası standartlarla ve Avrupa mevzuatıyla "uyumlu" kılan bir yetki içeriyor.
Belçika'nın ekonomi ve istihdam bakanı olan ve Haziran sonuna kadar Avrupa Konseyi'nin başkanlığını üstlenecek olan Pierre-Yves Dermagne, "21. yüzyılda hala dünyada kölelik ve zorla çalışma olması dehşet verici" derken "Bu iğrenç suçun ortadan kaldırılması ve bunu başarmak için ilk adım, işçileri sömüren şirketlerin iş modelini kırmaktan geçiyor" açıklamasında bulundu.
Uluslararası Çalışma Örgütü'ne göre, 2021 yılında 27 milyondan fazla kişi zorla çalıştırılmıştı. Avrupa Komisyonu'nun 2022'de öne sürdüğü öneri, zorla çalıştırma içeren herhangi bir malın AB pazarına konulmasını veya AB'den bölge dışındaki ülkelere ihraç edilmesini önlemeyi amaçlıyor.
Yetkili makamların zorla çalıştırma risklerini, sivil toplum başvuruları, modern kölelik riski taşıyan bölgeler, ürünlerin veritabanı ve şirketlerin zorla çalıştırma sorumluluklarını yerine getirip getirmediği konusundaki istihbarat dahil olmak üzere çeşitli kaynaklara dayanarak belirlemesi gerekiyor. Bir ürünün zorla çalıştırma ile yapıldığına dair "makul göstergeler" olduğunda, otoriteler, şirketlere bilgi talepleri veya AB ve üçüncü ülkelerde denetimleri içeren bir soruşturma başlatabilir. Eğer zorla çalıştırma gerçekten bir faktörse, otoriteler suçlu ürünün geri çekilmesini ve hem piyasaya konulmasının hem de ihracatının yasaklanmasını emredebilir. İlgili mallardan kurtulma sorumluluğu şirketlere ait olabilir ve gümrük ajansları, yasaklanmış ürünlerin AB sınırlarına girmesini engellemekten sorumlu olacaktır.
Regülasyon, küçük ve orta ölçekli işletmeleri kapsasa da soruşturma başlatmadan önce bunların boyutu, ekonomik kaynakları ve zorla çalıştırmanın ölçeği dikkate alınacaktır. Bu işletmelere özel destek araçları da sağlanacaktır.
Avrupa Komisyonu, kendisi ve üyeleri tarafından alınan önlemleri koordine edecek olan "Zorla Çalışma Ürünleri Karşı Birlik Ağı"nın kurulmasını talep ediyor ve bir ürünün yasaklanmasına yol açan sürecin tüm aşamalarında aktif katılımını sağlamak için Avrupa Konseyi'nin yetkisi, ağ içindeki idari işbirliğini "resmileştiriyor"
🌍ABD Giyim Sektörü Washington Eyaleti PFAS mevzuatını 'gereksiz' buluyor
Amerikan Giyim ve Ayakkabı Derneği (AAFA), Washington Eyaleti'nde eyalet çapında giysilerde per ve polifluoroalkil maddeler (PFAS) kısıtlamalarının gereksiz olduğuna inanıyor, ancak bu yasa ileriye götürülürse, eyaletin mevcut tanımlar ve muafiyetlerle uyumlu hale getirilmesi çağrısında bulunuyor.
AAFA'nın başkanı ve CEO'su Steve Lamar, moda markaları ve perakendecilerin zaten California ve New York'ta mevcut PFA kısıtlamalarını ülke çapında kabul ettiklerini söylerken, giysilerdeki PFAS'a yönelik eyalet düzeyinde kısıtlamanın gereksiz olduğunu kaydetti.
AAFA geçen yıl şubat ayında tüm PFAS kimyasal sınıfını Sanayide Kısıtlı Maddeler Listesi'ne eklediğini açıklarken, ayrıca üyelerini bu kimyasal sınıfı aşamalı olarak ortadan kaldırmaya yönelik çabalarında aktif olarak desteklediğini bunu yaparken tüm tedarik zincirini daha güvenli PFAS alternatifleri bulma ve kullanma konusunda eğitmek ve desteklemek için çalıştığını duyurdu.
"PFAS'ın giderek karmaşıklaşan bir mozaik haline gelen eyalet bazlı düzenlemelerine eklenmesini önlemeye yardımcı olacağını umduğunu" belirten Lamar, bu durumun "endüstri için uyum yüklerini artırdığını ve PFAS kullanımını aşamalı olarak kaldırmaya zaten çalışırken, kritik sürdürülebilirlik ve döngüsellik çalışmalarını engellediğini" ifade etti.
Satıştan çıkarma dili gereklidir AAFA, mevcut ve önerilen yasal düzenlemelerde yer alan katı satış yasaklarının, endüstrinin tamamen aşamalı olarak kaldırılması için gereken süreyi veya pandemi sonrası tüketici talebinin yumuşamasını yeterince hesaba katmadığına inanıyor. Bu da 1 Ocak 2025 tarihine gelindiğinde, endüstrinin önemli miktarda satılmamış envanteri olacağı ve PFAS içeren ürünler için şu anda önerilen bir bertaraf seçeneği olmadığı anlamına geliyor.
AAFA, 1 Ocak 2025'ten önce üretilen ürünlerin satışına izin veren bir satıştan çıkarma hükmü benimsemeyi öneriyor.
Tanımlar ve muafiyetler uyumlu olmalıdır AAFA, mevcut gerekliliklerde tanımların ve muafiyetlerin uyumlu hale getirilmesi için önemli özen gösterildiğini vurguladı. Lamar, Ekoloji'nin "giysi ve ekipman" tanımının tam olarak neyi içerdiğinin belirsiz olduğunu belirtti.
AAFA, tanımların California ve New York'ta kullanılanlarla uyumlu hale getirilmesini önerdi.
Bilime dayalı test eşikleri gereklidir Mevcut kısıtlamalar kasıtlı olarak eklenen PFAS'a odaklanırken, istenmeyen kontaminasyon AAFA için önemli bir endişe kaynağıdır. Lamar, herhangi bir kısıtlamanın kontaminasyonu hesaba katmak için bilime dayalı bir güvenli liman seviyesi içermesi gerektiğini belirtirken California'nın 100ppm Toplam Organik Florin (TOF) test eşiğini benimsediğini paylaştı. AAFA, Ekoloji'nin kasıtlı eklemeyi ve istenmeyen kontaminasyonu ayırt etmek için bilime dayalı bir standart benimsemesini ve kullanmasını teşvik etmektedir.
AAFA, PFAS raporlama gerekliliğinin ihtiyacını sorguluyor Lamar, ayrıca Taslak Düzenleyici Kararlar Raporu'nun belirli giysi ve ayakkabılar için raporlama gerekliliklerinin benimsenmesini önerdiğini belirtti. Sanayinin PFAS kullanımını aşamalı olarak kaldırmaya kararlı olduğunu ve diğer eyaletlerin giysi ve ayakkabı ürünlerinde PFAS kullanımını kısıtladığını belirterek, süregiden bir raporlama gerekliliğinin faydasını sorguluyor.
Sonuç olarak, "Ekoloji'nin giysi ve ekipmanın tüm parçaları için daha güvenli alternatifler belirleme çalışmalarına devam etmesini öneriyoruz" diyen AAFA sözcüleri, "tüketici ürün güvenliği ve halk sağlığı yararına tüketici ürünlerinde maddelerin düzenlenmesi konusunda Washington Eyaleti ile çalışmayı dört gözle bekliyor" dedi.
🌍Türkiye Yeşil Plan ve Tam Tedarik Zincirini Kullanarak 40 Milyar $ İhracat Hedefliyor
Türkiye elyaftan nihai ürüne kadar uzanan bir giyim tedarik zinciri sunan yalnızca iki ülkeden biri ve bu avantajını yeşil dönüşümle birlikte kullanarak ABD ve Avrupa'ya giyim ihracatını iki katına çıkarma hedefini gerçekleştirmeyi umuyor.
İstanbul Giyim İhracatçıları Birliği (İHKİB) tarafından düzenlenen Yeşil Dönüşüm Zirvesi sırasında konuşan Başkan Mustafa Gültepe, Türkiye'nin geçen yıl AB Yeşil Anlaşması doğrultusunda belirlenen yeşil dönüşüm haritasında yer alan 40 eylemden 13'ünde uygulama aşamasına ulaştığını açıkladı.
Türkiye'nin İhracatını 2 Katına Çıkarma Arayışı Türkiye'nin dünya hazır giyim ihracatının %3,5'unu oluşturduğunu söyleyen Mustafa Gültepe, ihracatlarının %60'ını Avrupa Birliği'ne gerçekleştirdiklerini, ihracatı iki katına çıkarma hedefine giden yolun AB ve ABD'den geçtiğini belirtirken, diğer Avrupa ülkeleri ile ABD'yi dahil ettiklerinde ihracatın %75'inin bu pazarlara gerçekleştiğini ifade etti.
ABD ve Avrupa merkezli markalarla uzun süredir işbirliği içerisinde olduklarını belirten Gültepe, Türkiye'nin elyaftan nihai ürüne tüm bileşenlerin yurt içinde sunulabildiği nadir ülkelerden olduğunu, mevcut avantajlarına sürdürülebilirliği de eklemeleri gerektiğinin farkında olduklarını, Türkiye'nin yeşil dönüşüm sürecini Ortaklık Zinciri Yaklaşımı (Partnership Chain Approach) sayesinde fırsata dönüştürebileceğine inandığını kaydetti.
“Tedarik zincirinin sadece bir halkası olmak yerine, ortaklık zincirinin vazgeçilmez bir parçası olmak istiyoruz” diyen Gültepe, bu noktada uygunluk kriterleri, rekabetçilik ve sürdürülebilirliğin ön plana çıktığını, çevresel, sosyal ve yönetimsel açıdan uygun, fiyat performansı açısından rekabetçi olmaları gerektiğini, fakat kalitenin bir değeri ve maliyeti olduğunu söylerken, uzun yıllardır birlikte çalıştıkları markaların konuya sadece fiyat odaklı bakmaması gerektiğini, işbirliklerinin de sürdürülebilir bir zeminde oturması gerektiğini vurguladı.
İHKİB, TİM, ilgili Bakanlık temsilcileri, uluslararası fon sağlayıcıları ile markalar ve satınalma gruplarının katıldığı etkinlikte konuşan Euratex Genel Direktörü Dirk Vantyghem, hazır giyim sektörünün sürdürülebilirlik stratejisini ve AB'den beklentilerini anlatırken, Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü Yeşil Anlaşma ile ilgili yasal düzenlemelerin Türkiye'deki yansımaları hakkında konuştu.
İTKİB Genel Sekreter Yardımcısı Özlem Güneş ise Yeşil Anlaşma'nın Türk hazır giyim sektörü için önemli bir fırsat teşkil ettiğini vurgulayarak, İHKİB'in Yeşil Anlaşma'ya uyum sürecine ilişkin yürüttüğü çalışmalar konusunda bilgi verdi.
🌍Spor Giyim Pazarının 2027 Yılında 587,2 Milyar $'a Yükselmesi Konusundaki Stratejiler
Küresel hazır giyim sektöründen daha iyi bir performans gösteren spor giyim sektörü 2022 yılında 441 milyar $'lık bir büyüklüğe sahipti. GlobalData tarafından hazırlanan Küresel Spor Giyim Pazarı - 2027 raporu, küresel spor giyim pazarının 2022'den 2027'ye kadar %5,9 Bileşik Yıllık Büyüme Oranı (CAGR) ile 587,2 milyar $ değerine ulaşacağını tahmin ediyor.
Rapora göre bu artış özellikle Asya-Pasifik'teki orta sınıfın giderek sokak giyimi ve spor giyim gibi trendleri benimsemesi nedeniyle gerçekleşeceği tahmin edilirken, Avrupa ve Kuzey Amerika'da yüksek enflasyonun etkisiyle 2023 yılında hazır giyimde bir yavaşlama söz konusu olsa da, spor giyim pazarı daha yüksek bir performans göstermeye devam ediyor.
Spor Giyimde Başarı İçin Dört Strateji İnovatif Ürün Geliştirme: Spor giyim markaları, nem uzaklaştırma teknolojilerinin entegrasyonu, hafif ancak sağlam malzemeler ve performansı, dayanıklılığı ve konforu artırmak için sürdürülebilir unsurları içeren yenilikçi ve teknolojik ürünler yaratmak için sürekli olarak araştırma ve geliştirmeye yatırım yaparak rekabette önde kalmayı sürdürebilirler.
Sokak modası entegrasyonu: Sokak giyim unsurlarını koleksiyonlarına dahil etmek, spor giyim markalarının spor ve sokak estetiğinin birleşimini arayan trend bilincindeki tüketicileri çekmelerini sağlar. Aynı zamanda geleneksel spor tutkunlarından öte bir kitleye de hitap eder.
Niş sporlara katılım: Yeni disiplinlerin gelişimine erken katılmak, marka etkileşimini çeşitlendirmenin yanı sıra tüketicilerle olumlu bir şekilde rezonans sağlayan öncü bir avantaj sunar.
İşbirlikleri ve ortaklıklar: İşbirlikleri, spor giyim markalarına yüksek profilli sporcular, takımlar veya etkileyicilerle ilişkilendirilerek marka görünürlüğünü ve güvenilirliğini artırmak için etkili bir yol sunar. Ayrıca, spor giyim markalarına yaratıcılığı ürün hatlarına enjekte etme ve endüstri trendlerinin öncüsü olma fırsatı verir