İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2021 Mayıs

Çin'in Sincan Bölgesinde üretilen pamuğun Uygur Türklerine zorla toplattırılması nedeniyle başta ABD olmak üzere birçok ülke ve marka tarafından yasaklanması sonucunda bazı markalar Sincan pamuğu kullanmadıklarını açıklamıştı.

Bu konuda meydana gelen son güncel gelişme ise 10 Mayıs 2021 tarihinde ABD Gümrük İdaresi tarafından yayınlanan belgeye göre Japon hazırgiyim markası Uniqlo'nun pamuklu gömlek ürünlerine ABD'nin Los Angeles kenti limanında el konulması olmuştur. Uniqlo'nun ürünlerine el konulma kararına gerekçe olarak bu ürünlerde Çin'in Sincan Bölgesinde üretilen pamuğun kullanıldığı belirtilmektedir.

Uniqlo yönetimi ise bu gömlek ürünlerinde Sincan Bölgesi veya Çin'in başka bir bölgesinde üretilen pamuk kullanılmadığını iddia etse de henüz ikna edici bir kanıt sunamamıştır.

Konuyla ilgili kendisinden yorum istenilen Uniqlo yönetimi konuyla ilgili henüz bir yorum yapmamış bulunmaktadır.

Bu arada Çin'in zorla pamuk toplattırdığı için ABD yaptırımına maruz kaldığı Sincan pamuğu konusunda uluslararası bazı markaların elinden geleni tam yapmadığı konusunda eleştiriler de yapılmaktadır.

“Uygur Bölgesindeki Zorla Çalıştırmayı Sona Erdirme Koalisyonu” tarafından yapılan açıklamada dünya pamuk üretiminin beşte birinin Çin'de yapıldığı ve Çin'in pamuk üretiminin önemli bir bölümünün Sincan'da üretildiği belirtilmektedir.

Bu arada ABD, Çin'de zorla pamuk toplatma işine karıştıkları ve bu pamuğun pazarlanmasında rol aldıkları gerekçesiyle bazı Çinli şirketlere karşı yaptırım kararı almış bulunmaktadır.

ABD'de Kansas City / Missouri'de Gümrük İdaresinin 4,68 milyon ithal lateks eldivene el koyduğu belirtilmektedir.

Eldivenlerin Malezya'dan ithal edildiği ve Gümrük İdaresi'nin el oyma sebebinin bu eldivenlerin “Zorla Çalıştırma ve Angarya” ile üretilmiş olmasından kaynaklandığı belirtilmektedir.

Son yapılan bir güncel araştırmaya göre Trump Döneminin ABD-Çin Ticaret Savaşında ek gümrük vergileri nedeniyle asıl mali yükün ABD'li ithalatçı firmalar ve tüketiciler üzerinde olduğu belirtilmektedir.

ABD-Çin arasında devam eden ticaret savaşında son yapılan ateşkes ile son dönem tarifeler ertelenmiş olsa bile 2018-19 döneminde konulan tarifeler henüz yürürlüktedir.

Son yapılan bir araştırmaya göre bu tarifelerin mali yükünün Çinli ihracatçı firmalardan çok ABD'li ithalatçı firmalar ve tüketiciler üzerinde olduğu iddia edilmektedir.

Bu araştırmaya göre ABD tarafından konulan ek tarifelerin sadece yüzde 8'i maliyet olarak Çinli ihracatçılara yansımakta, kalan kısmı ise ABD'li ithalatçılar ve tüketicilere ek maliyet ve pahalılık olarak yansımaktadır.

Bu konudaki diğer bir dezavantaj ise ABD'nin Çin mallarına koyduğu ek tarifelere misilleme olarak Çin tarafının koyduğu ek vergilerde ise maliyetin büyük kısmı ABD'li ihracatçılara yansımaktadır. Bu durum ABD'li ihracatçıların rekabet gücünü olumsuz yönde etkilemektedir.

ABD'de son dönemde özellikle pandemiyle birlikte perakendede dijitalleşme ve alışverişlerde online platformların payı hızla artarken, Amazon'un payı ciddi oranlara ulaşmış bulunmaktadır.

Diğer yandan, rakip alışveriş platformu Çin merkezli Shein platformunun payının son dönemde ABD genelinde hızla arttığı ve hatta Shein'in payının hazırgiyim, ayakkabı ve aksesuar alışverişlerinde bu yıl Amazon'un payını geçtiği belirtilmektedir.

Çin merkezli Shein alışveriş platformunun Instagram'da takipçi sayısının 19 milyonu geçerek bu alanda daAmazon'u solladığı belirtilmektedir.

Avrupa'da ve ABD'de pandemi döneminde dijitalleşme ve online alışverişlerin artması sonucunda Asos, Boohoo, Farfetch ve Mytheresa gibi platformlara olan ilginin hızla arttığı ve bu platformların e-ticaret içindeki paylarının baskın hale geldiği kaydedilmektedir.

Calvin Klein ve Tommy Hilfiger markalarının sahibi hazırgiyim grubu PVH Corp tarafından Bangladeş'te kadın hazırgiyim işçilerine beslenme yardımı yapıldığı belirtilmektedir.

Bangladeş'te sektörde düşük maaşlar nedeniyle çalışanlar ve aileleri zaten beslenme sıkıntısı ve eksik eslenme sorunu yaşarken, pandeminin getirdiği kapanmalar ve sipariş iptalleri nedeniyle bu sıkıntılar daha da artmış bulunmaktadır.

Bu konuda Bangladeş'li işverenler ve hükümet de son dönemdeki sipariş iptalleri, kapanmalar ve mali kısıtlamalar nedeniyle fazla bir şey yapmamakta / yapamamaktadır.

Bangladeş'te önemli miktarda bir üretim yaptıran PVH Corp Grubu ise hazırgiyim sektöründe istihdam edilen kadın işçilere ve özellikle hamile işçilere beslenme yardımı yapmaya başlamıştır. Yardımların önümüzdeki dönemde de devam edeceği belirtilmektedir.

Danimarkalı hazıırgiyim markası Bestseller'ın Myanmar'da darbe sonrası sorumlu davrandığı ve darbeci askeri cunta ile işbirliğine gitmediği belirtilmektedir.

Bestseller yönetimi tarafından yapılan açıklamada şirket yönetiminin protestoculara karşı güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanması nedeniyle tepkili oldukları, ancak Myanmar'daki tedarik zincirlerinde binlerce çalışanları olduğu ve bu çalışanların sorumluluğunun da kendi omuzlarında olduğu Bestseller tarafından belirtilmektedir.

Bestseller markasının Myanmar'da 36 fabrikada üretim yaptırdığı ve Mart ayı itibariyle yeni siparişleri tamamen iptal etmediği ancak askıya aldığı belirtilmektedir. Bestseller'ın askıya aldığı bu üretimlere tekrar başlama kararı aldığı kaydedilmektedir.

Bu arada daha önceden bazı alım gruplarının Myanmar'da yaptırdığı hazırgiyim fason üretimini büyük ölçüde sona erdireceğini açıklamalarına karşın Primark grubu bu ülkede üretimine devam etmektedir.

Geçtiğimiz aylardaki seçimleri bahane eden ordu, Myanmar'da 1 Şubat 2021'de darbe yaparak yönetime el koymuş, bu duruma uluslararası sert tepkiler gelmişti.

Bilindiği gibi H & M, OVS ve Benetton grupları daha önceden Myanmar'daki üretimlerini durdurduklarını belirten açıklamalarda bulunmuşlar ve ülkedeki durumu kınamışlardı. H & M markasının da Şubat ayındaki darbe sonrası askıya aldığı fason üretim ve siparişleri tekrar başlatma kararı aldığı belirtilmektedir.

Myanmar'da askeri darbenin üzerinden 4 ay geçerken, 200 milyon işçiyi temsil eden uluslararası sendikalar insan hakları ve işçi hakları konularında endişeli olduklarını belirterek Myanmar askeri cuntasına baskı yapılmasını talep etmektedir.

Ülkenin en önemli sektörlerinden biri olan hazırgiyim alanında önemli ihracatı ve istihdamı olan ülkenin, askeri darbe ile ihracat bağlantılarının tehlikeye girdiği belirtilmektedir.

Güney Kore firması Hyosung'un çevre dostu yeni projeler peşinde olduğu belirtilmektedir.

Güncel haberlere göre elyaf üreticisi Hyosung Yönetimi, yerel yönetimlerle işbirliğine giderek denizdeki plastikleri naylon ve elyafa dönüştürme projesi başlatmış bulunmaktadır.

Bu kapsamda Hyosung Yönetimi, Güney Kore'nin Busan kenti yerel yönetimiyle bir anlaşma imzalamıştır.

Anlaşma ile taraflar denizde terkedilmiş deniz ağlarından ve denizdeki diğer plastiklerden dönüşüm yaparak tekstil için elyaf üretecek projeyi başlatmış bulunmaktadır.

Bu proje ile hem Güney Kore'de denizlerde ciddi kirliliğe neden olan bu sorun ortadan kalkarken, hem de tekstil sektörü için hammadde üretilmesi planlanmaktadır.

Asya'nın önemli tedarikçilerinden Hindistan'ın hazırgiyim ve tekstil üretim ve ihracatının son dönemde gerilediği ve artan korona vakaları nedeniyle işçilerin sağlığının ve iş güvenliğinin tehlikede olduğu belirtilmektedir.

Pandemi nedeniyle azalan dış talep ve ülke üretiminde yaşanan düşüş nedeniyle ülkenin hazırgiyim üretim ve ihracatının son aylarda gerilediği kaydedilmektedir.

Ulusal kapanmalar nedeniyle fabrikaların zaman zaman kapanmasının yanı sıra çalışanların yüzde 15-20'sinin Kovid-19 nedeniyle mağdur olmaları nedeniyle fabrikaların düşük kapasitede çalışmaları nedeniyle üretimin ciddi oranda azaldığı belirtilmektedir.

Üretimdeki düşüşe ek olarak Batı kaynaklı dış talepte yaşanan ciddi düşüşün de siparişleri ve ihracatı ve dolayısıyla üretimi de olumsuz yönde etkilediği belirtilmektedir.

Dünyada Kovid-19'dan en çok etkilenen 2-3 ülkeden biri olan Hindistan'da Kovid-19 nedeniyle şimdiye kadar 250 binden fazla insanın hayatını kaybettiği kaydedilmektedir.

Ülkede çok ciddi hastanelerde yatak sıkıntısı ve oksijen tüpü eksikliği yaşandığı belirtilirken, hazırgiyim sektörü çalışanları arasında da koronavirüs vakalarının yaygın olduğu ve bu durumun üretim ve ihracatı olumsuz yönde etkilediği belirtilmektedir.

Konuyla ilgili olarak ulusal hükümet ve yerel yönetimler kadar bu ülkede fason üretim yaptıran Batılı markaların da hazırgiyim sektörü işçilerinin güvenliği ve sağlığından sorumlu oldukları ve ellerin taşın altına koymalarının zamanının geldiği kaydedilmektedir.