İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2023 Aralık
İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler
🌍Çinli Üreticiler Sektörde İyileşmeye İşaret Ediyor
Çin Genel İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksine (PMI) göre Çinli imalat firmaları verileri sektörün sağlığında bir iyileşme olduğunu gösteriyor. Yeni siparişlerdeki artış, fabrika üretimini son dört ayın üçünde ancak marjinal olarak artırırken, siparişlerdeki yeni büyüme oranı Haziran ayından beri en yüksek değerde kaydedildi. Yurtdışından gelen işler hafif düşüşe devam ederken, üretici tarafında işgücü düzeylerinde de benzer bir düşüş kaydedildi.
Enflasyon cephesinde, ortalama girdi maliyetleri serinin ortalama hızından çok daha yavaş bir hızda arttı, satış fiyatları ise genel olarak değişmedi. Toplam yeni siparişlerdeki artış, firmaları Ekim ayında hafif bir azalmadan sonra üretim planlarını genişletmeye yönlendirdi, S&P Global'in yaptığı açıklamada büyüme hızının pandemi sonrasındaki trendden daha iyi olsa da genel olarak marjinal bir artış olduğu belirtiliyor.
Satınalma faaliyetleri Kasım ayında genişleme trendine girerken, girdi alımı son dört ayın üçünde ufak da olsa artış gösterdi. Aynı anda satınalma stoklarının bir miktar azalırken, üretimdeki artış da bitmiş ürün stoklarında daha güçlü bir artışa katkıda bulundu.
Çin imalat sektörü genelindeki istihdam düzeylerindeki zayıf azalma, yılın son çeyreğinin ortasında iş güveninde bir iyileşme ile aynı zamana denk geldi. Düzelmeye yönelik 12 aylık görünümle ilgili iyimserlik, Kasım ayında Temmuz'dan beri en yüksek seviyeye ulaştı.
🌍Güney Kore ve Şili arasındaki STA'yı Güncellemek İçin Görüşmeler Başladı
Güney Kore Sanayi Bakanlığı, değişen küresel ticaret koşullarına yanıt olarak Güney Kore ve Şili'nin ikili serbest ticaret anlaşmasını (STA) güncelleme konusundaki müzakerelerin devam ettiğini duyurdu. 2004 yılında yürürlüğe giren STA'yı gözden geçirmek üzere düzenlenen müzakerelerin sekizinci turu başlarken, toplantıda her iki taraf da mal ticareti, ticaret kolaylaştırma, fikri mülkiyet, işgücü ve çevre, enerji ve mineraller de dahil olmak üzere bir dizi sektörde kuralları güncellemeye odaklanacak.
Baş müzakereci Ahn Chang-yong görüşmelerin odak noktasının fikri mülkiyet, çevre, enerji ve minerallerin tedarik zincirleri gibi alanlarda işbirliğinin nasıl artırılacağı olduğunu belirtiyor. 20. Yılına giren anlaşmada iki yönlü ticaret 2004 yılında 1,5 milyar dolardan geçen yıl 8,3 milyar dolara kadar yükselmiş durumda.
🌍Kenya'nın ABD ve AB'ye hazır giyim ihracatı 2025'te iki katına, 2030'da ise dört katına çıkacak
Kenya'nın İhracat İşleme Bölgesi Kurulu (EPZA) başkanı Richard Cheruiyot, ülkenin 2025 yılına kadar ABD ve Avrupa Birliği'ne tekstil ürünleri ihracatını 1 milyar dolar seviyesine ve 2030 yılına kadar ise 2 milyar dolar seviyesine çıkarmayı planladığını belirtti. Ülke şu anda bu iki pazar için 544 milyon dolar değerinde tekstil ürünleri ihraç ediyor.
Kenya'nın tekstil üretim kapasitesini artırmak için uyguladığı stratejiler arasında pamuk çiftçilerine fayda sağlamak için tekstil fabrikalarının canlandırılması, yerel endüstrilerin geliştirilmesi ve iş yaratma gibi unsurlar yer alıyor. Cheruiyot, Uluslararası Tekstil Makineleri Fuarı (ITME) Afrika ve Orta Doğu 2023'ün açılış törenindeki konuşmasında ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nin ülkenin tekstil ürünleri ihracatını artırmak için İhracat İşleme Bölgeleri'nin genişletilmesine 55 milyon dolar sunmaya hazırlandığı bildirildi.
🌍Mango Rejeneratif Pamuk Kullanacağını Duyurdu
Moda perakendecisi Mango, 2024 başlarında satışa sunulması beklenen koleksiyonlarında ilk kez rejeneratif pamuk kullanacağını duyurdu.
İspanyol giyim markası, standart pamuğa göre %80 daha az su kullandığı ve %30 daha az karbon emisyonu ürettiği söylenen, iklime dayanıklı pamuk üretmek için yenilenebilir tarım sistemlerini kullanan tarımsal teknoloji şirketi Materra ile çalışıyor
🌍Sourcing Journal Editörü Mayu Saini'nin Türkiye Gözlemleri
Türkiye'deki enflasyonun kontrol altına çalışılması giderek zorlaşıyor. Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası, jeopolitik riskler göz önüne alındığında bu rakamın daha da yüksek olabileceği uyarısıyla yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 65'e yükseltmişti. Yerel ekonomistler ise bu rakamın %75'e çıkacağını tahmin ediyor.
Benzin fiyatları mayıs ayından eylül ayına kadar yüzde 90 oranında artarken, işletme sahipleri ve üreticiler bütçelerini uzun uzun inceliyor ve işletmelerini ayakta tutmanın yollarını arıyor. Son 6 aylık süreç bir dizi kritik düzenleme ile geçti. Temmuz ayında asgari ücrete yapılan %34,6 oranında zam,
Ocak 2022'den bu yana yaklaşık %100 oranında ücret artışına ek olarak gerçekleşti. İşçiler, bu artışlara rağmen geçim masraflarını karşılamakta zorlandıklarını söylese de üreticiler, siparişlerin küresel düzeyde azalmasıyla birlikte, Rusya-Ukrayna savaşının ve kontrolden çıkan enflasyonun etkileri nedeniyle ayakta durmakta zorlanıyor.
Pek çok fabrika %60-70 kapasite ile çalışabiliyor. Türkiye, 2022'de 19.47 milyar dolar değerinde hazır giyim ihracatıyla Çin, Bangladeş ve Vietnam'dan sonra dünyanın dördüncü büyük giyim ihracatçısı oldu. Pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu tekstil gibi sektördeki ithalatlar ise önceki yıla göre %30.3 artarak 4.84 milyar dolara ulaştı.
Türk lirasının dolar karşısında 17 Ocak'ta 13.06'den 17 Kasım'da 28.70'e kadar %53 civarında dramatik bir değer kaybına uğraması, ithalatı ve sektörün hammadde ihtiyacını etkiliyor.
Türkiye'nin giyim ihracatı, 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde 16,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde tekstil ihracatı 7.9 milyar dolar oldu ve Türkiye dünyanın beşinci büyük tekstil ihracatçısı konumunda.
Konuyla ilgili konuşan İstanbul Piri Reis Üniversitesi ekonomi profesörü Erhan Aslanoglu, pek çok konuda olduğu gibi hükümet tarafından uygulanan bu politikanın sürdürülebilir olmadığını ve değişmesi gerektiğini söylerken, Haziran ayından Ekim'e kadar beş kez art arda faiz artışı yapılmasının ardından enflasyon yükselmeye devam ettiğini, yıl sonu rakamlarının %40'ın altında olacağı umudunun boşa çıktığını belirtti. Politikanın şimdiki yönünün doğru olduğunu belirten Aslanoğlu, Türkiye'deki yüksek asgari ücretin girişimcilerin rekabet gücünü sınırladığını ancak bu durumun da gerekliği olduğunu ifade ederek, iş insanlarının da bunun zorunlu olduğunu kabul ettiğini kaydetti.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe ise bir teklif aldıklarında maliyetin önümüzdeki aylar içinde ne olacağını kestirmekte zorlandıklarını, hammadde maliyetlerinin değiştiğini, üretim maliyetlerini tahmin etmenin zorlaştığını ifade etti.
İHKİB Yönetim Kurulu Üyesi Haldun Boz ise Türklerin girişimci bir ruhu olduğunu, Covid sonrasında Yakından Tedarik etkisiyle birçok tedarik zincirinin yeniden düzenlendiğini ve ülke olarak bundan fayda sağladıklarını belirtirken dünya çapında siparişlerdeki yavaşlamanın ise şu an için en büyük sorun haline geldiğini kaydetti.
Şubat ayında yaşanan ciddi depremler 11 ilde faaliyet gösteren 1.616 hazır giyim ve 1.290 tekstil firmasını doğrudan etkilerken, Mustafa Gültepe işçilere destek olmak, çözümler üretmek ve fabrikaları yeniden inşa etmek için büyük çaba sarf edildiğini belirtirken Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tahminlerine göre Türkiye'nin GSYİH'nin %7'sini oluşturan sektör 2,5 milyon kişiye istihdam sağlamakta . Konuyla ilgili konuşan Spring Near East Manufacturing Company Limited'ın CEO'su Safak Kipik ise sektörde çok fazla birleşme ve satın alma olduğunu, büyük perakendecilerin pazar paylarını azalttığını pek çok piyasa oyuncusunun stratejik ortaklıklar aradığını kaydederken, TGSD Başkanı Ramazan Kaya ise fiyat odaklı ürünlerden ziyade değer odaklı ürünlere geçiş yaptıklarını; sürdürülebilir hammaddeler kullanma, 3D sistemler kullanma, ticari olmaktan ziyade yeni ürünleri tercih etme konusunda önemli mesafe kaydettiklerini, bu dönüşümün kolay olmadığını ve doğrudan hükümet desteği alamadıkları için bu dönüşümü kendileri yapmak durumunda olduklarını belirtti.
🌍Daha Sürdürülebilir Bir Moda Endüstrisi Yaratmada Dijital Dönüşümün Rolü
Dijitalleşme, modanın sürdürülebilirlik yapılacaklar listesinde israfın azaltılmasından kaynak tüketiminin azaltılmasına kadar birçok satırın üstünü çizebilir.
Çevresel eylem ve teknolojik inovasyonun bu kesişimi, Amerika Kıtası Dikiş Ürünleri Ekipmanları ve Tedarikçileri (SPESA) ve Uluslararası Giyim Federasyonu (IAF) tarafından ortaklaşa düzenlenen Dünya Moda Konvansiyonu'nda birçok oturumda tartışıldı. Konuşmacılar yapay zekâ sayesinde talep üzerine daha iyi veri elde etmenin aşırı üretimi ve israfı nasıl azalttığı, sanal tasarımın numune oluşturma sürecini nasıl azalttığı, bakım ve ürün etiketleri için taranabilir teknolojinin kullanılmasının malzeme kullanımını nasıl azaltabileceği konularını değerlendirdiler.
Data ve Talep Planlaması Bir yılda üretilen 150 milyar giysinin yaklaşık üçte biri çöpe gidiyor. Stylumia'nın CEO'su Ganesh Subramanian, bu soruna yönelik geliştirilmiş tahminleme ve tedarik zinciri boyunca tüketicilere odaklı karar alma algoritmalarını önerirken, dinamik moda trend bilgisi gerekliliğine vurgu yaparak günlük tüketici tercihlerini yakalayan, fotoğrafları analiz eden ve trendleri ortaya çıkaran yapay zekâ ve bilgisayar kullanımının önemini vurguladı. Subramanian, tüketicilere daha iyi hizmet etmek ve pazarda kendilerini farklılaştırmak için üreticilere tüketici düzeyinde veri kullanmalarını önerirken Stylumia'nın teknolojisi, kullanıcıların bir markanın hedef kitlesine dayalı talebi tahmin etmelerine yardımcı olarak şirketlerin doğru hacimde üretmelerine ve atığı azaltmalarına olanak tanıyor.
Sektörde sürdürülebilirlik çabalarını desteklemede verinin kilit bir rol oynadığı vurgulanırken K3'te moda teknolojisi evangelisti olan Rik Veltman, sektörün parçalı elektronik tablolardan iyileştirilmiş veri paylaşımına ve tedarik zinciri tarafları arasındaki bağlantının artmasına geçişini değerlendirirken şeffaflığı savunarak, sektörü bireysel şirketlerin ötesine bağlanmaya ve bilgiyi tüketicilere açıklamaya çağırdı. K3, tedarik zinciri boyunca işlemleri izlemeye yönelik bir araç geliştirmiş olup, tedarikçilerin özel bilgilerini açıklama endişeleri ve çeşitli tedarik zinciri unsurlarının karmaşıklıkları nedeniyle yaşanan zorluklara çözüm getiriyor.
Pivot88'in ürün çözümleri kıdemli direktörü Jo Anne Benson, karar alma sürecinde kalite ve denetim verilerinin önemini vurgularken platformun tedarik zinciri sorunlarını öngörmeye, fabrika performansına dayalı üretimi tahsis etmeye ve uyumluluk taleplerini karşılamak için izlenebilirlik ve görünürlük sağlamaya yardımcı olduğunu belirtti. Benson, gelecek yaşama uyum sağlamak ve evrilen sektör manzarasında hayatta kalmak için veriyi kullanmaya bugünden başlamanın önemini vurguladı.
3D Tasarımın Artırılması Türkiye merkezli üretici TYH Tekstil A.Ş'nin İnovasyon ve Sürdürülebilirlik Müdürü Ayşegül Kaya maliyet ve doğal kaynak tasarrufu elde etmek için fiziksel örneklemeyi azaltmaya çalıştıklarını belirterek TYH'nin 3D modellemeyi, işbirliği ve iletişim aracı olarak kullanarak yaklaşık dört yıldır kullandığını, malzemenin yanı sıra karbon ayak izinin de azalmasını sağladıklarını ifade etti. Teknoloji geliştikçe 3D modellemenin daha kolay hale geldiğini, 3D modellerin gerçek örneklerine benzemeye başladığını söyleyen Kaya, bu sayede müşterilerle 3D tasarım aracılığıyla işbirliği yapabildiklerini kaydetti.
Kaya bazı markaların hala 3D örneklemelere "güven sorunları" olduğunu, bu nedenle fiziksel versiyonlarını da talep ettiklerini belirtirken, TYH'nin ise müşterilere dijital örnekleme yapmalarını teşvik ettiğini ifade etti. EnhanceThat'ten 3D benimseme ortağı Dominic Sluiter ise markaların genellikle bir örneğin maliyetini anlamadığını ve markaları 3D'ye geçişi kolaylaştırmak için müşterilerden fiziksel örnek başına ekstra ücret almanın bu sürecin hızlanmasına yardımcı olabileceğini belirtti.
Dijital Etiketleme Amerikan Giyim ve Ayakkabı Derneği (AAFA) ve IAF (Uluslararası Konfeksiyon Derneği) Temmuz ayında 'gerekli' bilgilerin dijital olarak yayınlanmasına izin verilmesi ve etiket standartlarının güncellenmesi konusunda 128 kuruluşla beraber ortak bir mektup yayınlamıştı. Kullanıcıların etiketlerde ne olduğunu gerçekten okumalarını, gerçekten bilgiyi sindirmelerini, bunu kullanmalarını sağlarken kullanılan etiket bant miktarını dramatik bir şekilde azaltma fırsatı olduğunu belirten AAFA Başkanı Steve Lamar, birçok durumda şirketlerin tüm doğru bilgilerin bir etikette bulunduğundan emin olmak için milyonlarca dolar harcadığını, ancak tüketicilerin etiketleri kesip yırttığını ekledi.
🌍Modanın Mağazalarda Yeni Görünümü: Daha Büyük, Daha İyi, Daha Az
Zara ve H&M, fiziksel konumlarını canlandırmak için Apple mağazalarından ilham alarak perakende sektöründe bir dönüşüm geçiriyor. E-ticaretin zorluklarıyla karşı karşıya kalan bu markalar, son yıllarda birçok mağazayı kapatarak odaklarını kalanları daha çekici hale getirmeye yönlendirdi. Yeniden tasarlanan mağazalar, artan boyutları, geniş düzenleri ve güzellik salonları, tamir istasyonları ve kahve dükkanları gibi çeşitli hizmetlerin tanıtımı ile karakterize ediliyor.
Ayrıca, bu perakendeciler, müşterilerin mağaza envanterini sanal olarak keşfetmelerine olanak tanıyan uygulamalar gibi dijital özellikleri kullanarak benzersiz ve etkileyici bir mağaza deneyimi yaratıyorlar.
Strateji, müşterilerin aktif olarak aradığı ve önemli zaman harcadığı mağazaları destinasyonlara dönüştürmeyi içeriyor.
H&M'in İngiltere işletmesi müdürü Henrik Nordvall, mağazadaki trafik ile marka bağlılığının anlık satış rakamlarından daha önemli olduğunu vurgularken H&M'in Londra'nın Regent Street bölgesinde yeniden tasarlanan mağazasında, müşterilerin seçili ürünleri ödünç alabileceği bir kiralama bölümü, tırnak veya kirpik bakımları için bir güzellik barı ve tavana kadar uzanan dev bir TV ekranı bulunduğunu kaydetti. Bu yaklaşım değişimi, fiziksel mağazaları dijital çağ için yeniden tanımlama eğilimiyle uyumlu bir şekilde, değişen tüketici davranışlarına ve beklentilerine uyum sağlamakta.
Moda endüstrisinin önemli oyuncuları, tüketicilere ulaşmak için birçok yaygın mağaza modelinden uzaklaşıyor ve bunun yerine, daha az, ancak stratejik olarak tasarlanmış ve teknolojik olarak gelişmiş mağazalara yöneliyorlar. Zara'nın ana şirketi olan Inditex, 2018'den bu yana mağazalarının dörtte birini kapatırken, 2022'de mağazalardan elde ettiği toplam geliri bir önceki dört yıla göre %8 arttırarak bu değişimi iyi bir örnek sunuyor. Odak, büyük perakende lokasyonlarında daha büyük, daha iyi ve daha estetik mağazalar oluşturmakta, örneğin Miami mağazasının boyutunu iki katına çıkararak, daha büyük mağazaların elde edebileceği üretkenlik ve satış başına metrekare artışını vurgulamakta.
Devam eden yatırımlar sadece fiziksel iyileştirmelerle sınırlı değil, aynı zamanda gelişmiş teknolojileri de içermekte. Zara, otomatik iade ve teslim noktaları, self-hizmet ödeme alanları ve müşterilerin ürün bulunabilirliğini kontrol etmek için mağaza içi envanterin içeriğini kontrol etmelerine olanak tanıyan bir aplikasyon gibi teknoloji özelliklerini entegre etmekte. H&M, mağaza modernizasyonuna yönelik bir taahhüt olarak, sermaye harcamalarını 2023 için %43 artırdı.
Temel alışveriş ihtiyaçlarının internetten karşılamanın yaygınlaştığı bu dönemde, bu moda perakendecileri mağazalarını sadece satış noktalarından daha fazlasına dönüştürmeyi hedefliyor, deneyimsel alanlar yaratıyor ve evrilen tüketici beklentilerine uyum sağlayarak marka kimliklerini güçlendiriyorlar
🌍Dijital moda, fiziksel modayı nasıl daha sürdürülebilir hale getiriyor?
Teknoloji ve sürdürülebilirliğin kesişimi bir devrime yol açtı. Aşırı stok, aşırı tüketim ve sürdürülemez üretim uygulamaları gibi moda endüstrisinin karşılaştığı zorluklara herkes aşina. Ancak yeni bir dijital moda dalgası, bu sorunları çözme ve daha sürdürülebilir bir geleceğe giden yolu açma konusunda umut vaat ediyor. Londra'da New Codes'un ev sahipliği yaptığı Dijital Moda Zirvesi'nde yakın zamanda düzenlenen bir panel, dijital modanın sürdürülebilirlikle nasıl el ele gidebileceğini keşfetmeye zemin hazırladı.
Dijital modanın eko potansiyeli PhygitalTwin'in çevreci moda pazarının kurucusu Louise Laing, fiziksel modayı talep üzerine üretme konusunda dijital kıyafetlerin sürdürülebilir bir şekilde üretilmesi çözümünü önerirken, özellikle koleksiyonları piyasaya sürmeden önce talebi test etme konusundaki potansiyel faydalarını vurguladı. Laing, dijital varlıkları sanal dünyalarla etkileşimde bulunmak, tüketici tercihlerini ölçmek ve iadeleri azaltmak için kullanma önerisinde bulunurken, dijital modanın maliyetleri düşürmek ve çevre dostu bir seçenek olarak viabilitesini artırmak için teknolojiye ihtiyacı vurguladı.
Dijitalden fiziksele: sürdürülebilirliği hayata geçirmek Isadoska'nın kurucusu ve dijital moda tasarımcısı Jessica Evans, dijital teknolojilerin çevresel etkisini anlamanın ve bu "görünmez sorunu" göz ardı etmenin önemini vurguladı. Dijital modanın üretim sırasındaki enerji tüketimini ölçmek ve bu karbon ayak izini dengelemek için bir proje yürüten Evans, bu etkileri anlamanın, özellikle dijital çözümlerin artan entegrasyonuyla birlikte, şirketlerin dengeleme, yenilenebilir enerji kullanma veya farklı çözümleri araştırma konusunda nasıl düşündüklerinin önemli olduğunu vurguladı. Evans, dijital moda teknolojilerinde sürdürülebilirlik potansiyeli görmesine rağmen, özellikle talebe göre giysi üretimi aracılığıyla tedarik zinciri verimsizliklerini ele almanın, moda endüstrisinde süregelen sorunları aşmak için hayati önem taşıdığının altını çizdi.
Görselleştirmenin önemini vurgulayan Evans, dijital modanın karbon etkisini görselleştirmek için AR gibi sürükleyici teknolojileri entegre eden bir uygulama yarattı. AR uygulaması, karbon ayak izlerinin görsel bir anlatımını sunarak ve markaları çevresel etkilerini proaktif bir şekilde ele almaya teşvik ederek kullanıcıların ilgisini çekiyor.
Somut Değişim İçin Modada Devrim Görünüşe göre moda endüstrisi, dijital modanın sadece sanal bir trend değil, aynı zamanda somut bir değişimin katalizörü olarak lanse edilmesiyle devrim niteliğinde bir dönüşümün eşiğinde. Çevresel etkiyi ele alan, süreçleri otomatikleştiren, karbon ayak izlerini görselleştiren ve döngüselliği benimseyen moda endüstrisi, sürdürülebilirlikte lider olarak ortaya çıkma potansiyeline sahip. Teknoloji, doğa ve tüketici katılımının bu kesişimi, modanın sadece bedenleri süslemekle kalmayıp gezegene olumlu katkıda bulunduğu bir geleceğin yolunu açıyor
🌍Sürdürülebilir moda hareketi küresel değişimin kılavuzu olabilir
Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Accelerating Circularity ile ikinci el giyim toptancısı olan Bank&Vogue arasındaki bir işbirliği çalışması Londra'daki Textile Exchange konferansında katılımcılara sunuldu.
Çalışma döngüsel iş modelleri ve tedarik zincirleri oluşturarak yeniden kullanılamayan malzemeleri ana akım hammaddeye dönüştürerek sürdürülebilir modayı teşvik etmeyi amaçlıyor. Accelerating Circularity'nin kurucusu Karla Marguder, kapsamlı bir döngüsel sistem yaratmanın önemini vurgulayarak sürdürülebilir modayı desteklemek için işbirliği ve sistemsel değişim gerekliliğini belirtti. Bank & Vogue'un kurucusu Steven Bethell ise özellikle fast fashion devleri için yasal düzenlemelerin, tekstil sektörünü sürdürülebilirliğe yönlendirmek için önemli olduğunu vurguladı.
Bethell, sürdürülebilir modaya geçişin sektör için "neşeli" bir an olduğunu ve markaların, yasama organlarının ve tüketicilerin çoğunlukla gezegeni koruma konusunda değişiklik yapma konusunda anlaştığını belirtirken sürdürülebilir kaynaklar kullanarak hammaddeler arasındaki boşluğu kapatmanın, giyim markalarının net kârlarını %6 artırabileceğini iddia eden bir rapor paylaştı.
Bethell, giyim sektörünün karbon ayak izine odaklanmada özellikle enerji, inşaat ve tarım gibi en çok kirlenmiş endüstrilere kıyasla çok daha fazla denetlendiğini söylerken bu aşırı odaklanmanın, giyim sanayinin günlük hayattaki yaygınlığından kaynaklandığını belirtti. Ancak bu fazla denetimin sektör için bir fırsat olduğunu söyleyen Bethell, giyim sektörünün diğer sektörler için teşvik edici bir model olma fırsatına sahip olduğunu kaydetti
🌍2023'te Kazanan ve Kaybeden Küresel Moda Markaları
2023 yılı moda dünyasında, sürdürülebilirlik ve dijital yeniliklerle büyüme peşinde olan şirketler için önemli bir dönemeç oldu. Bu yıl bazı markalar stratejik satın almalar ve yenilikçi iş birlikleriyle ön plana çıkarken, diğerleri yeşil yıkama ve anlaşmaların iptali gibi zorluklarla karşılaştı.
Bu yıl, moda sektöründeki şirketlerin stratejik büyüme hamleleri, sürdürülebilirlik inisiyatifleri ve dijital dönüşüm projeleriyle sektördeki dinamikleri ve tüketici beklentilerini şekillendirdiği görüldü. Sektördeki bu gelişmeler, moda endüstrisinin gelecekteki yönünü belirleyecek önemli faktörler olarak değerlendirilebilir.
Next Plc İngiltere'deki en parlak yıldızlardan biri olarak öne çıktı. FatFace markasını 115.2 milyon £'a (147.02 milyon $) ve Cath Kidston'u 8.5 milyon £'a satın alarak büyümesini sürdürdü. Üçüncü çeyrekte, satışlarını yılda %4 artırarak beklentilerin iki katını sağladı ve Joules için Total Platform sitesinin Ekim 2023'te başlatılacağını duyurdu. Bu site, 34 milyon £'luk bir anlaşmayla Next Plc tarafından satın alınan Joules'ın çevrimiçi varlığını güçlendirecek.
Frasers Group yıl boyunca agresif satın alma stratejisiyle dikkat çekti. Boohoo'nun en büyük hissedarı oldu ve Asos'taki payını %5'ten %22.7'ye yükselterek online moda pazarındaki varlığını pekiştirdi. Ayrıca, I Saw It First ve Missguided markalarını bünyesine katarak online hızlı moda yatırımlarını genişletti.
Shein, yıl boyunca önemli bir büyüme kaydetti. ABD'de halka arz yapmayı planladığı ve SPARC Group ile yaptığı anlaşmayla Forever 21'in ABD operatörünün üçte birini satın aldığı bildirildi. Ekim ayında, Frasers Group'tan UK Fast Fashion Pureplay'in fikri mülkiyet haklarını edindi. Shein'in başarısının gölgesinde, tedarik zincirinde zorla çalıştırma iddiaları ve çevresel endişeler yer aldı. Shein'in 2023 yılındaki pazar payının %2.2'ye ulaşması ve İngiltere'nin en büyük 10 moda perakendecisi arasında yer alması bekleniyor.
Authentic Brands Group, ABD'de ve uluslararası alanda genişlemeye devam etti. 40'tan fazla ikonik markayı içeren portföyüyle, şirketin global perakende satışlarının 25 milyar doları aştığı belirtildi. Hunter boot markasını Haziran ayında ve Gap China'nın sahibi Baozun ile yıl içinde 51% hisse satın alma anlaşması yaptı. Vince Holdings ile 76.5 milyon $ karşılığında Vince markasının fikri mülkiyetini satın aldı ve ABG Vince'in %75 hissesini elde etti.
Inditex gelirlerini %17.5 artırarak 32.6 milyar €'ya çıkardı. EBIT %29 artışla 5.5 milyar €, net gelir %27 artarak 4.1 milyar € oldu. Şirket, sürdürülebilirlik alanında önemli adımlar attı ve Ambercycle ile 70 milyon €'luk bir anlaşma yaparak geri dönüştürülmüş polyester alımını taahhüt etti.
H&M sürdürülebilirlik konusunda bazı eleştirilere maruz kaldı ancak yıl boyunca çeşitli yeşil projelere yatırım yaparak bu alandaki taahhütlerini sürdürdü. 500 milyon €'luk bir yeşil tahvil satışı gerçekleştirdi ve moda tedarik zincirlerinin karbon ayak izini azaltmaya yönelik bir yeşil kredi programı başlattı.
Nike yıl boyunca karışık bir performans sergiledi. GlobalData'nın analizine göre, şirketin pazar değeri %19.2 düşerek 32 milyar dolarlık bir kayıp yaşadı. Nike, sürdürülebilirlik ve dijital yatırımlarını artırarak sektördeki pozisyonunu güçlendirdi.
🌍2024'te Tedarikçiler ve Markalar Şeffaflık ve Hesap Verebilirliği Nasıl Ele Almalı?
2024 yılında moda sektöründe şeffaflık ve hesap verebilirlik konularının ele alınması, tedarik ve kaynak yönetiminde yeni bir döneme işaret etmekte. Bu dönemde, sürdürülebilirlikten daha fazla öne çıkan bu iki faktör, moda sourcing başarısının anahtarı olarak görülmektedir.
Source Fashion Fuarı kaynak bulma direktörü Suzanne Ellingham ve Insider Trends'in trend başkanı Jack Stratten, 'Kaynak bulmada sürdürülebilirliğin yerini neden şeffaflık ve hesap verebilirlik alıyor' başlıklı bir seminerde moda kaynak bulma yöneticilerini şeffaf uygulamaları benimsemeye, hesap verebilirliği benimsemeye ve yeni bir yaklaşım sergilemeye çağırdı.
Şeffaflığın ve Hesap Verebilirliğin Evrimi (2024): Seminerde moda sourcing yöneticilerine şeffaf uygulamalar benimseme, hesap verebilir olma ve kolektif sorumluluk anlayışını benimseme çağrısı yapıldı.Sürdürülebilirliğin karmaşık tanımı ve yorumları nedeniyle, şeffaflığın önemi vurgulandı. Şeffaflığın, değişiklik yapma zorunluluğunu getirdiği ve markaların hangi sürdürülebilirlik girişimlerine odaklanacakları konusunda belirsizlik yarattığı belirtildi. Perakende Sektöründe Tedarikçilerin Şeffaflığı Dengelemesi (2024): Tedarikçilere, markaları ve perakendecileri sorunlar tespit edildiğinde sorumlu tutma, iş birliği yapılan işletmelerle yapıcı tartışmalar yürütme, belirlenen sorunları değerlendirip geliştirme stratejileri oluşturma ve tedarik zincirini daha sürdürülebilir ve şeffaf hale getirmek için maliyetlerin artacağını bildirme önerilerinde bulunuldu.Tüketicilere ürünlerin yaratılma süreci hakkında bilgi vermenin ve karmaşık ancak etik üretim süreçlerinin fiyatlandırmada adil bir noktaya gelmesine yardımcı olacağı vurgulandı. Şeffaflığı Değişim İçin Bir Katalizöre Dönüştürme: B Corp gibi sertifikasyonların tüketici bilincine girmesi ve işletmelerin şeffaflık yoluyla etik üretimleri ifade etmelerinin önemi vurgulandı.İşletmelerin uzun vadeli düşünmeleri ve sürdürülebilir tedarik zinciri çözümlerini önceliklendirmeleri gerektiği belirtildi. Perakendecilerin Tedarik Zincirlerinde Değişiklik Yapmaları: Markaların sürdürülebilirlikten ziyade somut iş iyileştirmeleri yapmalarının önemi vurgulandı.Şeffaflık ve hesap verebilirliğin moda kaynaklığı endüstrisi için olumlu bir güç olduğu ve tedarik zinciri direncinin, şeffaflık ve tüm tedarik zinciri paydaşları arasındaki iletişimin, işletmeleri geleceğe hazırlamada kilit bir alan olacağı sonucuna varıldı. Bu öngörüler ışığında, 2024 yılında moda sektörü yöneticilerinin, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini
benimseyerek sürdürülebilir ve etik kaynak yönetimi stratejileri geliştirmeleri bekleniyor. Bu yaklaşım hem tüketicilerin hem de sektör profesyonellerinin beklentilerini karşılayarak moda endüstrisindeki değişim ve gelişimi destekleyecek.
🌍Moda Sourcing 2024 Tahminleri: Jeopolitik Detaylardan Ters Köşelere
2024'e girerken moda tedarik zinciri uzmanları sektör süregelen jeopolitik ve çevresel sorunlarla başa çıkarken 2024 için öngörülerini paylaştılar. 2023 yüksek enflasyonun etkisiyle artan üretim maliyetleri ve azalan tüketici harcamaları nedeniyle moda tedarikinde başka bir zorlu yıl oldu ve pandemiden sonraki toparlanmayı baltaladı. E-ticaret, pandemi sırasında güçlü olmasına rağmen, birçok tüketici fiziksel mağazalara döndü.
Ukrayna ve Orta Doğu'daki süregelen çatışmalar, küresel markalar için zaten zorlu olan ekonomiyi tehdit eden siyasi belirsizlik ve tedarik zinciri kesintileri yaratmaya devam ediyor. Ayrıca, birçok ülkenin iklim hedeflerine ulaşmak ve işçi hakları konusundaki endişelerle başa çıkmak için yasal düzenlemeler yoluna gitmesiyle, dünya genelindeki moda tedarik zincirleri üzerinde yeni zorluklar ortaya çıkıyor.
2024'teki moda tedarik öngörülerine göre, Delaware Üniversitesi Moda ve Giyim Çalışmaları Bölümü'nden Yrd. Prof. Dr. Sheng Lu, 2024'te giyim tedarikinin kademeli olarak değişeceğini öngörüyor. Lu, ekonomik belirsizliğin bir itici güç olduğunu belirterek, maliyetler, pazara hızlı çıkış ve uyumluluk gibi geleneksel tedarik faktörlerine ek olarak, moda şirketlerinin tedarikçi seçiminde esneklik ve çeviklik üzerinde daha fazla vurgu yapacağını söylüyor.
Accenture'ın İngiltere Perakende Sektörü Direktörü olan Alice Cowley, giyim şirketlerinin tedarikçi tabanını çeşitlendirmeye devam etmeleri ve odaklı bir tedarikçi portföyü oluşturmaları gerektiğini vurguluyor. Sürdürülen küresel gerilimler, hızlı değişimlere yanıt verme yeteneğinin yanı sıra sürdürülebilirliği de gerektiriyor.
Lever Style'ın İcra Komitesi Başkanı Stanley Szeto, tahmin edilemeyen bir dünyada envanterin sıkı tutulmasının önemini vurguluyor. Szeto'ya göre tedarik zincirleri, düşük hacimli üretimi, hızlı yanıtı ve değişen tüketici taleplerine uyumu esas almalı.
DMIx by ColorDigital GmbH'nın COO ve kurucu ortağı Gerd Willschütz, dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve sağlam tedarik zincirleri üzerinde odaklanmanın 2024 giyim tedarik manzarasını şekillendireceğini söylüyor. Dijital araçların entegrasyonunun, zamanı kısaltma, maliyetleri düşürme ve hızla değişen tüketici taleplerine adapte olma konusunda kritik olduğunu belirtiyor.
Avery Dennison'da İnovasyon, Ürün Hattı Yönetimi ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Michael Colarossi, küresel tedarik zincirinin yeniden yapılandırılması gerektiğini savunuyor. Bölgesel gerilimler ve belirsizliklere karşı direncin arttığı trendin, şeffaflığın hızla arttığı bir dünya ile birleştiğini belirtiyor.
Bureau Veritas Consumer Products Services'te Tedarik Zinciri ve Sürdürülebilirlik Stratejisi Başkanı Rick Horwitch, 2024'te tedarik manzarasında önemli değişiklikler olmayacağını ancak zorlu bir yıl olacağını öngörüyor. Bölgesel yakın kaynaklara yönelme ve Hindistan'ın önem kazanması gibi eğilimler devam edecek.
Uluslararası Hazır Giyim Federasyonu'nun (IAF) Genel Sekreteri Matthijs Crietee, bazı marka ve perakendecilerin düşük ücretli ülkelerden tedarik payını artırmaya yönlendirebilecek olumsuz piyasa koşullarını vurguluyor. Ancak, tedarik zincirlerinde kesintiyi azaltmak ve daha yapıcı dinamikler yaratmak adına süreç inovasyonunu içeren bir tedarik stratejisinin 2024'te önemli olacağını belirtiyor.
AAFA'nın Başkanı Stephen Lamar, marka ve perakendecilerin, değerlerini paylaşan güvenilir ortaklarla güçlü ilişkiler kurmak için geleneksel tedarikçilerden çeşitlendikleri bir nesil tedarik kayması içinde olduklarını vurguluyor. Bu eğilimin 2024'te devam edeceğini belirtirken, ABD hükümetinin ticaret politikalarına geri dönmesinin olumlu bir değişiklik olacağını söylüyor.
🌍ABD Çin'e Yönelik Tarife İstisnalarını 5 Ay Daha Uzattı
ABD Ticaret Temsilcisi Katherine Tai salı günü yaptığı açıklamada, Çin'den ithal edilen 352 ürün ve Covid ile ilgili 77 kategori üzerindeki gümrük vergisi istisnalarının 31 Mayıs 2024 tarihine kadar uzatıldığını duyurdu.
Söz konusu tarifeler 2018 ve 2019 yıllarında dönemin Başkanı Donald Trump tarafından 1974 tarihli Ticaret Yasası kapsamında yürürlüğe konulmuştu ve Donald Trump görevden ayrıldığında Başkan Biden tarafından yürürlükten kaldırılması bekleniyordu. Çin ise, ABD'nin Çin mallarına uyguladığı gümrük vergilerini "ayrımcı" olarak nitelendirmeye devam ediyor.
Tarife istisnaları arasında pompalar ve elektrik motorları gibi endüstriyel bileşenler, araba parçaları ve kimyasallar, bisikletler ve elektrikli süpürgeler yer alıyor. Covid ile ilgili devam eden istisnalar arasında ise yüz maskeleri, muayene eldivenleri ve el dezenfektan mendilleri gibi tıbbi ürünler yer alıyor.
Trump, Çin'den gelen mallara toplam 370 milyar dolar tutarında gümrük vergisi getirdi. Güvenlik endişelerini gerekçe gösteren Biden ise özellikle gelişmiş yarı iletkenlerin ve bunları üretecek ekipmanların ihracatına yeni kısıtlamalar ekledi.
Çin de benzer bir şekilde ABD'den yapılan ithalatta bazı gümrük vergisi muafiyetlerini 31 Temmuz 2024 tarihine kadar uzattı.
ABD ile Çin arasındaki ilişkilerde uyuşmazlık ticaret ve gümrük tarifesi konularının çok ötesine geçmekte. Tayvan meselesi, Covid-19 salgınının kaynağı konusu ve Uygur kökenli insanların zorla çalıştırılması konusundaki insan hakları ihlalleri gibi konulardan oluşuyor. İki hafta önce yayınlanan bir raporda, ABD Kongre Komitesi, Çin ile ilişkileri sıfırlamayı ve yeniden yapılandırmayı amaçladığını söyledi ve esasen Çin yapımı mallar üzerindeki tarifeleri yükseltmeyi ve “De Minimis yasası” kapsamında Amerikan pazarına gümrüksüz erişimi sınırlamayı içeren 150 politika önerisi ortaya koydu.
Mike Gallagher (R-Wisc.) ve Ranking Member Raja Krishnamoorthi (D-Il) tarafından ortaklaşa yapılan açıklamada ise, iki ülke arasındaki ilişkinin “Amerika Birleşik Devletleri'nin ekonomik ve ulusal güvenlik çıkarlarını hizmet etmek için sıfırlanması gerektiği” belirtildi. Krishnamoorthi, ABD'nin teknoloji ve sermaye akışını durdurması gerektiğini, çünkü bu akışın Çin'in artan askeri ilerlemelerini ve insan hakları ihlallerini finanse ettiğine inandığını kaydetti.
🌍ABD'li Kanun Yapıcılar Bangladeşli Hazır Giyim İşçileri İçin Geçim Ücretini Gündeme Aldı
Amerikan Kongre Üyeleri, Bangladeşli giyim işçilerinin yaşanabilir ücret taleplerini desteklemeleri için moda markalarına çağrıda bulundu. Amerikan Giyim ve Ayakkabı Birliği (AAFA)'ya yazılan mektupta, AAFA ve ABD'li moda markaları, Bangladeş'teki adil ücretlerin ve işçi haklarının korunması konusunda desteklemeye çağrıldı.
Mektupta, Bangladeşli işçilere karşı güvenlik güçleri tarafından işlenen şiddetin sona erdirilmesi ve Bangladeş'te özgürlüklerin ve insan haklarının, özellikle de dernek kurma hakkının korunmasına yardımcı olmak için tedarik zincirlerinde şeffaflık ve hesap verebilirlik talep ediliyor.
Moda markalarının, işçiler ve sendika temsilcileri hakkında haksız suçlama ve işten çıkarılma, kara listeye alınma veya taciz edilme konusunda yapmış olduğu eylemlerin kabul edilemez olduğu ve buna son verilmesi gerektiği de ifade ediliyor.
Bangladeş'te Kasım ayında, ülkedeki giyim işçileri için asgari ücret %56,25 artışla 114 $'a yükseltildi ancak bu rakam işçi temsilcilerinin başlangıçta talep ettikleri 184 $'dan hala önemli ölçüde daha düşük.
Mektup, çeşitli uluslararası kurumlar tarafından da desteklenirken AAFA ise, Kongre üyelerinin Bangladeş'teki çalışma koşullarının iyileştirilmesi için yaptığı çabalarına katılmalarını memnuniyetle karşıladığını belirtti. AAFA'nın politika kıdemli başkan yardımcısı Nate Herman, AAFA üyelerinin Bangladeşli işçilerin değişen makroekonomik koşullardan dezavantajlı duruma düşmelerini engellemek için ücret seviyelerinde gerçek artışlar ve reformlar sağlama çabalarının öncüsü olduğunu söylerken, ilgili yapının her yıl yenilenmesi ve bu sürecin her yıl gözden geçirilmesinin önemini vurguladı. AAFA'nın ücret artışlarını desteklemek için satın alma uygulamalarına bağlı olduğunu belirtirken, Bangladeş hükümetinin tüm taraflarla iş birliği yapmaya devam etmesi, işçi haklarını, işçi refahını ve kapsayıcı ve barışçıl çok paydaşlı diyalogu teşvik eden bir ortamı sağlamasını talep etmeye devam ettiklerini kaydetti.
AAFA, Bangladeş'teki müzakereler ve protestolara eşlik eden şiddeti kınadığını belirtti.
Herman, AAFA'nın Bangladeş'teki müzakereler ve protestolara eşlik eden şiddeti kınadığını belirtirken; “Bangladeş hükümetine, sözleri ve eylemleri aracılığıyla, yasa dışı olarak tutuklanan herhangi bir kişiyi serbest bırakmak da dahil olmak üzere, ücret ve ilgili konular ele alındığında sadece barışçıl diyalogu kolaylaştıran bir ton ayarlamasını istemeye devam ettik. Sorumlu ve rekabetçi bir Bangladeşli giyim endüstrisi tüm paydaşların barışçıl ve iyi niyetli katılımını içeren ve ekonomik fırsatları destekleyen küresel moda endüstrisinin önemli bir parçası olmaya devam ediyor.” diye ekledi.
🌍2023 Nasıl Hazır Giyim İşçilerinin Protesto Yılı Oldu?
2023 yılı dünyanın kıyafetlerini üreten insanların aktivizminde büyük bir artışa sahne oldu.
2023'te örgütlü protestolar ve tekstil işçilerinin aktivizmi, post-pandemik ekonomik zorluklar, yaşam maliyetindeki ani artışlar, küresel belirsizlik, Rana Plaza çöküşünün 10. yılı ve dijital alanların artan kullanımı gibi bir dizi faktörün etkileşimiyle olağanüstü bir görünürlük kazandı.
Bangladeş'te fabrika işçilerinin maaş artışı taleplerini içeren şiddetli gösteriler patlak verdi, işçilerin maruz kaldığı zor koşulları gün yüzüne çıkardı. Asia Floor Wage Alliance, Nike gibi büyük markaların işçileri sömürmesini ortaya koyarak, Nike'a ve OECD'ye karşı uluslararası bir işçi şikayetiyle dava açtı.
Protestolar küresel ölçekte genişledi ve markaların güçlü bir şekilde vurgulanan çifte standartlarını ortaya koydu.
Devam eden mücadeleler arasında #PayYourWorkers kampanyası, Adidas gibi markalara yönelik olarak düzenlendi, ucuz işgücü sömürüsünü ortaya çıkardı. Aktivistler markaları sorumlu tutma amacıyla gösteriler, şakalar ve halkın katılımıyla çeşitli taktikler kullandı.
Gösteriler, Illinois Temsilcisi Jesús “Chuy” García'nın stok geri alımlarıyla ilgili yasal düzenlemelere uzandı. Ancak protestoların kalıcı değişikliklere yol açıp açmayacağı konusunda şüpheler devam ediyor.
Sosyal medya, özellikle Z jenerasyonu arasında destek sağlamak ve farkındalık yaratmak için kritik bir rol oynadı. Protestolar, CEO'lar ile işçiler arasındaki uçurumu vurgulayarak adil ücretlerin önemini vurguladı. Zorlukların ortasında, işçiler Covid sonrası dönemin ekonomik ve politik krizlerine, insan hakları ve emek haklarındaki kazanımların tehlikeye girmesine yol açabileceğinden endişe duyuyor.
Protestocular, markaların, fabrikaları ellerinde bulundurmasalar bile tedarik zincirlerindeki işçilerin refahını sağlama sorumluluğunu vurguluyor. Alman Tedarik Zinciri Yasası ve AB'nin kurumsal sürdürülebilirlik denetimi direktifi, sorumlu iş düzeni için atılan somut adımlar. Aktivistler, alıcıları sorumluluktan kaçınmamaya ve fabrika kapanmaları durumunda işçileri koruyan bir kapanış garantisi fonunu içeren bağlayıcı anlaşmalara yönlendirmeye çağırıyor.
Boohoo, H&M ve Levi's gibi markalara karşı düzenlenen protestolar, değişen bir zaman ruhunu yansıtıyor. Aktivistler, çevrimiçi ve çevrimdışı eylemleri birbirini tamamlayan stratejiler olarak kullanıyor. Sosyal medya kampanyaları, dilekçeler ve yüz yüze gösteriler, tüketicilerle birlikte yürütülen diyalogları teşvik etmek amacıyla yöneticilere odaklanıyor. Zorluklarla karşılaşsalar da aktivistler, küresel dayanışmanın pozitif değişiklikleri ve işçiler için adil koşulları getirebilecek bir güce sahip olduğuna inanıyor.
🌍Euratex, AB Tekstil ve Giyim Sanayini İlerletmek İçin Akıllı Politikalar Uygulanması Çağrısında Bulunuyor
Avrupa Hazır Giyim ve Tekstil Konfederasyonu (Euratex), Avrupa tekstil ve giyim endüstrisinin rekabet gücünü ve sürdürülebilirliğini artırmaya yönelik temel tavsiyeleri özetleyen kapsamlı bir Manifesto yayımladı.
Manifesto ile ilgili konuşan Euratex Başkanı Alberto Paccanelli, dünyanın bazı bölgelerinde sektörü desteklemek adına önlemler alınmışken, Avrupa'nın geride kaldığını belirterek, daha yeşil ve daha zengin bir geleceğe götürecek yeni bir vizyona ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Euratex, Avrupa'nın zenginliği ve istihdamının temel taşı olan tekstil ve hazır giyim sektörünün 192.000 şirketten oluştuğunu, 1,3 milyon işçi istihdam ettiğini, 167 milyar Euro ciro ürettiğini ve ihracatın 67 milyar Euro'yu aştığını duyururken, Haziran 2024'te yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleriyle birlikte "şeffaf ve öngörülebilir" bir çerçeve sunan politika önlemleri ve girişimler üreterek inovasyona, yaratıcılığa ve sürdürülebilirliğe olanak sağlayan bir ortam yaratmak için sektördeki paydaşlar ve politika yapıcılar arasında işbirlikçi çabalar çağrısında bulunuyor.
Hem iç hem de küresel pazarlarda faaliyet göstermek için uygun koşullar oluşturmak amacıyla politika yapıcılar ve sektör oyuncuları arasında açık bir diyaloğun önemini vurgulayan manifestoda Euratex, politikaların odaklanması gereken 4 başlık üzerinde duruyor:
1- Akıllı bir AB Sanayi Politikası Geliştirilip Uygulanması : Euratex, rekabeti artıran politikaların oluşturulmasını tavsiye ederken, yeni mevzuat için bir "rekabet testi" gerekliliğine vurgu yapıyor. Ayrıca endüstride eğitimi ve işleri teşvik etmenin önemini vurgulayarak, özellikle genç demografide nitelikli işçi eksikliğine yönelik eleştirilere cevap vererek rekabet avantajını sürdürmek için AB'nin yenilik ve dijitalleşmeye yatırım yapmasını istiyor.
2- Rekabet Olmadan Sürdürülebilirlik Olmaz : Sürdürülebilir Tekstil Stratejisi'nde "ekonomik realizm" ihtiyacını vurgulanırken Euratex, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yapısını dikkate alan tutarlı, uygulanabilir ve zorunlu düzenlemelerin talep edilmesini istiyor. Ayrıca ulusal düzenlemelerdeki farklılıklar nedeniyle pazarın bölünmesinin potansiyelini ve büyümeyi sürdürmek için birleşik bir yaklaşımın gerekliliğini vurguluyor.
3- Serbest ve Adil Bir Ticaret Ortamı : Küresel ihracatçılar arasında AB'nin ikinci sırada olduğu belirtilirken, etkili pazar erişimi ve AB şirketleri için adil bir rekabet ortamı sağlayan ticaret anlaşmalarını savunuluyor ve aynı zamanda serbest sürücülere karşı dikkatli koruma ve uygulanabilirlik talep ediliyor.
4- Sürdürülebilir Tekstile Yönelik Teşvikler : Sürdürülebilir tekstil ürünleri için uygunluk engelini ele alarak, Euratex standart gereksinimler ve tüketici talebini uyandırmak için mali teşvikler öneriyor. Konfederasyon, yeşil kamu alımlarını uygulamaya teşvik ederek, sürdürülebilirlik kriterlerini değerlendirme süreçlerine entegre etmeye teşvik ediyor.
Manifestonun içerisinde ayrıca Türkiye ile devam eden Gümrük Birliği'nin işbirliğini güçlendirecek ve karşılıklık iş ilişkilerini arttırarak mevcut sorunları ortadan kaldıracak şekilde modernize edilmesi gerektiği belirtilmekte ve Gümrük Birliği içerisinde tekstil geçiş yolunun (Textile Transition Pathway) uygulanmasını kolaylaştıracak destek mekanizmalarının Türk tekstil ve giyim üretim ekosistemi ile beraber geliştirilmesi gerektiği belirtilmektedir.
Manifestonun tamamı için tıklayınız.