İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2020 Aralık

Mckinsey & Company tarafından hazırlanan “The State of Fashion 2021” raporunda küresel hazırgiyim sektöründen 320 profesyonelin görüşleri yansıtılmaktadır.

Rapora göre küresel moda ve hazırgiyim satışları 2020 yılında 2019 yılına göre yüzde 15-30 oranında azalacak ve sektör 2019 seviyesine ancak 2022 yılında dönebilecektir. Toplamda yüzde 15-30 düşüş yaşayacak olan sektörün etkilenmesi her ülkede farklı farklı olacaktır.

Ciro anlamında en çok etkilenen bölge yüzde 22-35 düşüşle Avrupa olacaktır ve 2022'nin 2. Çeyreğinde seyahat ve turizmin etkisiyle sektör toparlanacaktır.

ABD ise yüzde 17-32 aralığında bir oranda daralacaktır ve 2023 başında toparlanacaktır.

Pandemi döneminde online moda ve hazırgiyim satışları neredeyse ikiye katlanmış bulunmaktadır.

Rapora göre moda ve hazırgiyim sektöründe 10 yeni trend bulunmaktadır: 1- Virüsle yaşamayı öğrenmek zorundayız: Anket yapılan profesyonellerin yüzde 45'i 2021 yılında da koronavirüsüen önemli sorun olarak görmektedir.

2- Küresel talep azalmaktadır: Dünya moda ve hazırgiyim satışları 2021 yılında hala 2019'un yüzde 15 gerisinde olabilecektir. 3- Pandemide dijitalleşme artmaktadır ve anket yapılan profesyonellerin yüzde 70'i online satışlarının 2021 yılında yüzde 20 büyüyeceğine inanıyor. 4- Tüketiciler, çalışanlarına iyi davranan markalar istiyor: Tüketicilerin yüzde 66'sı çalışanlarına iyi ve adil davranmayan markalardan alışveriş yapmayacağını belirtiyor. 5- Seyahat perakende sektörü ciddi anlamda daraldı ve anket yapılanların yüzde 66'sı seyahat perakende sektörünün 2-3 yıl içinde eski haline döneceğine inanıyor. 6- Firmalar ve markalar ürün gamlarındaki karmaşıklığı azaltmak ve talep odaklı sadeleşmeye gitmek zorundadır. 7- Bazı firmalar çok iyi performans gösterirken, bazıları iflas ve kayyum noktasına kadar geriledi. 8- Markalar ile tedarikçiler arasındaki ilişkiler ve kontratlar daha fazla önem kazandı. 9- Fiziksel alışveriş ve fiziksel mağazaların önemi azalırken, online satışların payı daha da artmıştır. Markalar da kendilerini buna göre konumlandırmaktadır. 10- Moda ve hazırgiyim firmaları pandemi döneminde yukarıda belirtilen trendler kapsamında yeni bir çalışma modeli ve yöntemine geçmektedir. İşçi-işveren ilişkileri de çalışanların işyeri sadakat oranları da yeni dönemde yeniden şekillenecektir.

ABD Gümrük ve Sınır Koruma Otoritesi (US Customs and Border Protection – US Department of Homeland Security) tarafından yapılan basın açıklamasında Çin'in Xinjiang bölgesinden elde edilen pamuk ve bu pamuk kullanılarak elde edilen tüm ürünlerin ABD gümrüklerinde alıkonulacağı ifade edilmektedir.

Çin'in insan hakları ihlali, Uygur etnik azınlığına kötü davranma ve zorla işçi çalıştırma konusundaki tutumu nedeniyle 2020 yılı içinde yayınlanan çeşitli direktiflerle risk uyarısı yapılmış, ancak ithalatçıların beyanına dayanarak ürünlerin ABD'ye ithalatına izin veriliyordu.

Son yayınlanan direktifle birlikte ABD'li ithalatçılar ithal ettikleri ürünlerde Çin Xinjiang pamuğunun tüm tedarik zincirinde kullanılmadığını artık kanıtlamak durumunda kalacaklar.

Çin'in Sincan (Xinjiang) Bölgesinde üretim yapan şirketinin adının Xinjiang Production and Construction Corps (XPCC) olduğu ve bu şirket ile alt iştiraklerinin kara listeye alındığı belirtilmektedir.

Uygulama için daha önceden 30 Eylül tarihi belirlenmiş, daha sonra bu süre 2 ay yani 30 Kasım'a uzatılmıştı. 30 Kasım tarihiyle birlikte uygulama da başlamış oldu.

Bilindiği gibi Çin pamukta dünya üretiminde yüzde 20 paya sahipken, Sincan Bölgesi pamuğu ise Çin'in toplam pamuk üretimi içinde çok önemli bir paya sahip. Sözkonusu basın açıklaması için: www.cbp.gov/newsroom/national-media-release/cbp-issues-detention-order-cotton-products-made-xinjiang-production

ABD'nin seçilmiş Başkanı Biden, dış politika ve dış ticaret politikalarıyla ilgili açıklamalar yaptı.

The New York Times'ın haberine göre Biden, Çin'e uygulanan ek vergileri hemen kaldırmayacak ve onları Çin'e karşı avantaj olarak kullanacak ama Çin'e karşı da yeni bir dış ticaret stratejisi geliştirecek.

Biden'in ilk olarak Trump döneminde “Phase One” olarak imzalanan ABD-Çin anlaşmasını gözden geçireceğini ve Çin'e karşı atılması gereken adımlarla ilgili olarak Avrupa ile Asya'daki geleneksel müttefiklerle uyumu bir strateji geliştireceği belirtilmektedir.

Trump Yönetimi ile Çin arasında imzalanan “Phase One” anlaşması bir nevi ateşkes hükmündeydi.

Biden evinde yani ABD'de ise Amerikan sanayisine yatırım için partiler üstü bir anlayış geliştirmek istediğini açıklamaktadır.

Güney Kore merkezli elyaf üreticisi Hyosung, Brezilya'nın Araquari kentinde ve Türkiye'de ise Çerkezköy'deki spandeks imalatı yatırımlarını büyütmeyi planlıyor.

Atletik ve rahat giyime olan talepteki artış nedeniyle dünya çapında spandeks'e olan talepte de artış mevcut.

Güncel bir rapora göre son yıllarda genel konfeksiyon elyaflarına olan talep yılda ortalama yüzde 2-3 artarken, spandeks'e olan talepte ortalama yüzde 9 artış sözkonusu. Hyosung'dan alınan bilgiye göre Brezilya fabrikasındaki kapasite büyütme sayesinde yıllık 12 bin metrik ton olan üretim 22 bin metrik tona kadar yükselecek. Brezilya'daki kapasite artırım projesinin 2022 yılının ortasında tamamlanması bekleniyor.

Çerkezköy fabrikasındaki kapasite artırımı sayesinde ise yıllık 25 bin metrik ton olan üretim kapasitesi 40 bin metrik tona kadar yükselecek. Bu projenin ise 2021 yılının 3. Çeyrek döneminde tamamlanması hedeflenmektedir.

Uzun zamandır mali sıkıntıda olan İngiliz perakende grubu Debenhams, İngiliz perakende sektörünün sıkıntılı bir dönemden geçtiği geçtiğimiz hafta, operasyonlarını azaltma sinyali verdi.

Bir süredir kurtarma operasyonu için İngiltere'ni en büyük spor giyim perakendecisi JD Sports Fashion ile görüşmeler yapan Debenhams, görüşmeler sonuç vermeyince deyim yerindeyse ortada kaldı. Kayyumların alternatif başka bir alıcı bulamadığı belirtilmektedir.

Kurtarma görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasıyla birlikte Debenhams'ın 124 mağazası ve 12 bin çalışanının geleceğinin tehlike altına girdiği belirtilmektedir.

İngiltere'de giyim perakende sektörü kötü bir hafta geçirirken, İngiltere'nin başlıca giyim perakende gruplarından Philip Greene'in sahip olduğu Arcadia Grup, yeni ayın ilk gününde kayyuma devredildi.

Bu devirle birlikte grubun toplam 13 bin çalışanının işinin tehlikeye girdiği belirtilmektedir.

Arcadia Grup bünyesinde Topshop, Topman, Dorothy Perkins, Burton Evans, Wallis, Outfit ve Miss Sefridge markaları bulunmaktadır.

Arcadia Grubun halen İngiltere genelinde toplam 444 mağazada ve yurt dışında 22 mağazada hizmet verdiği ve grup bünyesinde toplam 13 bin kişinin istihdam edildiği belirtilmektedir. Grup bünyesindeki çalışanların 9,300'ünün halen zorunlu izinde olduğu bildirilmektedir.

Kayyuma devir sonrası yapılan açıklamada mağazalarda bir kapanmanın söz konusu olmadığı ve grup bünyesindeki bütün mağazaların açık olduğu açıklandı.

Geçtiğimiz hafta İngiltere giyim perakende sektörü sarsılırken, fırtınanın son kurbanının Bonmarche markası olduğu belirtilmektedir.

İngiliz kadın giyim markası Bonmmarche, 1 yıllık sürenin ardından tekrar kayyuma devredildi. Bu devirle birlikte 1,500'e yakın istihdamın tehlikeye girdiği bildirilmektedir.

Wakefield kenti merkezli markanın 50 yaş ve üzeri yoğunluklu olmak üzere kadın giyimi üzerine uzmanlaştığı belirtilmektedir.

Halen 225 mağazası bulunan markanın online ve telefonla satışları da mevcut. Marka yönetimi, geçen Noel'den önce 30 mağazasını kapatmak zorunda kalmıştı.

Yeni kayyum yönetiminin nasıl tasarruf tedbirlerine başvuracağı ve nasıl bir yol izleyeceği merak edilmektedir.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayımlanan istihdam konulu küresel güncel rapora göre 2010 – 2019 yılları arasında Asya ve Pasifik Bölgesinde reel asgari ücret 22 ülkede artarken, 8 ülkede ise azalmış bulunmaktadır.

Aynı rapora göre bu dönemde Asya bölgesinde reel asgari ücrette en büyük artışlar Vietnam (yüzde 11), Laos (yüzde 10) ve Kamboçya'da (yüzde 9,7) yaşanmıştır.

Raporda 2010-2019 döneminde Asya bölgesinde reel asgari ücrette en büyük düşüşler Bangladeş (yüzde 6) ve Sri Lanka'da (yüzde 4,5) yaşanmış bulunmaktadır.

Aynı rapora göre dünya genelinde ise bilgi elde edilebilen ülkelerin yüzde 75'inde reel asgari ücret bu 10 yıllık dönemde artarken, diğer ülkelerde azalmıştır.

Koronavirüsle birlikte azalan gelirlere ve iş kayıplarına paralel birçok ülkede hazırgiyim işçilerinin açlık sınırında olduğu belirtilmektedir.

Güncel yeni bir raporda 9 farklı ülkede 158 ayrı fabrikada toplam 400 işçi üzerinde araştırma yapılmıştır. Araştırma yapılan 9 ülke şöyledir: Bangladeş, Kamboçya, El Salvador, Etiyopya, Haiti, Hindistan, Endonezya, Lesotho ve Myanmar.

Araştırma yapılan 400 işçinin büyük bölümü aylık kazançlarıyla kendilerinin ve ailelerinin sadece gıda ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorluk çektiklerini belirtmektedir.

Sözkonusu işçiler, kendilerinin ve ailelerinin bazı öğünlerini atlamak zorunda kaldıklarını ve hatta çoğu zaman çocuklarını bile doyurmakta zorlandıklarını belirtmektedir.

Araştırma yapılan işçilerin ve fabrikaların, uluslararası zincir mağaza ve perakendeciler için üretim yaptığı belirtilmektedir.

AB ve Almanya'nın, Bangladeş'in hazırgiyim, deri ve ayakkabı sektörü işçilerine yardımda bulunacağı belirtilmektedir.

Bu kapsamda Bangladeş'in pandemiden olumsuz etkilenen hazırgiyim, deri ve ayakkabı çalışanlarına toplam 113 milyon euro yardım yapılacağı belirtilmektedir.

Sözkonusu fonların Bangladeş'in “Hazırgiyim, Deri ve Ayakkabı Sektörleri Sosyal Koruma Programı”nda kullanılacağı bilgisi verilmektedir.

Bu sektörlerde çalışan işçilerin koronavirüs salgınından kötü etkilendikleri ve kazançlarında ciddi gerileme olduğu belirtilmektedir.

Yapılacak yardımın koronavirüs nedeniyle işini kaybeden ya da geliri azalan işçilere dağıtılacağı bildirilmektedir.

Bu kapsamda hak kazanan her işçi başına toplam 3 ay boyunca ayda 3 bin taka yani 35 dolar ödeme yapılacağı belirtilmektedir.

Ödemeye hak kazanacak işçilerin meslek örgütlerinin çalışmaları sonucu belirleneceği ve ilk ödemenin yıl bitmeden yapılacağı belirtilmektedir.

Bu arada Bangladeş Hazırgiyim İmalatçıları ve İhracatçıları Birliği, Aralık ayının ilk haftasında Bangladeş Hükümetine sektöre yardım paketi hazırlamaları çağrısında bulunmuştur.

ABD'li hazırgiyim perakende markası JCPenney'in,daha önceden Chapter 11 kapsamında girdiği iflas sürecinden kurtulduğu belirtilmektedir.

JCPenney'in iflastan çıkabilmek için perakende ve operasyon varlıklarını Brookfield Varlık Yönetimi ve Simon Property Grubuna sattığı ve bu satıştan 1,5 milyar dolar gelir elde ettiği belirtilmektedir.

JCPenney'in CEO'su bu satış sayesinde şirketi güvenli bir yola sokmayı başardıklarını belirtmektedir.

Bu satış sayesinde markanın daha önceden Chapter 11 kapsamında girdiği iflas sürecinden çıkmayı başardığı belirtilmektedir.

Bilindiği gibi JCPenney, geçtiğimiz Mayıs ayında iflas koruma başvurusunda bulunmuştu.

ABD'li hazırgiyim ve tekstil sektörlerinin Savunma Yasa Tasarısının Temsilciler Meclisi'nden geçmesinden memnun oldukları belirtilmektedir.

NDAA olarak kısaltılan Ulusal Savunma Yasa Tasarısının Temsilciler Meclisi'nden geçmesinin ABD'li sektörleri sevindirmesinin nedeni bu yasa ile ulusal savunma harcamalarında yerli katkının zorunlu hale geliyor oluşudur. Daha önceden Berry Yasa Tasarısı ile yaratılan bu durum, şimdi de NDAA ile güçlendirilmektedir.

NDAA kapsamında ABD ordusu için daha fazla yerli üretim yapacak olan ABD'li hazırgiyim ve tekstil endüstrisinin geçmişteki Berry Yasası ve halen tasarı aşamasında olan NDAA'dan son derece memnun oldukları belirtilmektedir.

NDAA yasa tasarısının Temsilciler Meclisi'nin ardından Senato'ya gideceği ve Senato'da da onaylanmasının beklendiği belirtilmektedir. NDAA Yasa tasarısı Senato'da da onaylanırsa son onay için Başkan'ın önüne geleceği belirtilmektedir.

ABD'li hazırgiyim ve tekstil sektörlerinin Savunma Yasa Tasarısının Temsilciler Meclisi'nden geçmesinden memnun oldukları belirtilmektedir.

NDAA olarak kısaltılan Ulusal Savunma Yasa Tasarısının Temsilciler Meclisi'nden geçmesinin ABD'li sektörleri sevindirmesinin nedeni bu yasa ile ulusal savunma harcamalarında yerli katkının zorunlu hale geliyor oluşudur. Daha önceden Berry Yasa Tasarısı ile yaratılan bu durum, şimdi de NDAA ile güçlendirilmektedir.

NDAA kapsamında ABD ordusu için daha fazla yerli üretim yapacak olan ABD'li hazırgiyim ve tekstil endüstrisinin geçmişteki Berry Yasası ve halen tasarı aşamasında olan NDAA'dan son derece memnun oldukları belirtilmektedir.

NDAA yasa tasarısının Temsilciler Meclisi'nin ardından Senato'ya gideceği ve Senato'da da onaylanmasının beklendiği belirtilmektedir. NDAA Yasa tasarısı Senato'da da onaylanırsa son onay için Başkan'ın önüne geleceği belirtilmektedir.

İngiliz Debenhams markasının önümüzdeki dönemde küçüleceği ve İngiltere'deki mağazaların bir kısmının kapanacağı geçen hafta şirket yönetimince açıklanmıştı.

Debenhams'ın küçülmek zorunda kalmasının en büyük nedeni olarak tüketicinin aradığı ürün çeşitliliğine sahip olmaması,mağazaların cazibesini kaybetmeleri ve markanın ürünlerinin değişen trendlere uyum sağlayamaması olarak gösterilmektedir.

Bu kapsamda Debenhams'ın rakipleri olan İngiltere hazırgiyim perakende pazarının diğer üyeleri Marks & Spencer,Next, John Lewis, Selfridges ve Primark gibi mağazaların Debenhams'ın mağaza kapanışlarından yararlanacağı ve önümüzdeki dönemde Debenhams'ın bazı müşterilerini kapabilecekleri belirtilmektedir.

Diğer yandan, İngiliz rakip perakende hazırgiyim gruplarının Debenhams'ın küçülmesinden yararlanabilmeleri için Debenhams'ın düşüş nedenlerini iyi incelemeleri ve aynı hataları kendilerinin de tekrarlamaması gerektiği belirtilmektedir.

İngiliz hazırgiyim perakende markası John Lewis'in uluslararası pazarlarda büyüme planlarını askıya aldığı belirtilmektedir.

Markanın hali hazırda 31 ülkeye dağıtım yaptığı ancak bu rakama yeni pazarlar eklenmeyeceği belirtilmektedir.

Marka yönetimi tarafından yapılan açıklamaya göre şirketin önümüzdeki 2 yıl boyunca uluslararası pazarlarda büyümekten çok İngiltere pazarına yoğunlaşacağı belirtilmektedir.

Diğer İngiliz hazırgiyim perakendecileri gibi John Lewis da pandemiden son derece olumsuz etkilendi ve bunun sonucunda yılın ilk yarısında 635 milyon pound zarar açıkladı.

Yine şirket tarafından açıklanan bilgiye göre marka çalışanlarına bu yıl sonunda ikramiye ödenemeyeceği ve bu durumun 1948'den beri ilk kez olduğu belirtilmektedir.

Herkesin artık bildiği gibi İngiliz Arcadia hazırgiyim perakende grubu çökmüş bulunmaktadır. Grubun sahibi 21 yıldır Sir Philip Green. Philip Green 1999'da bu grubu satın aldığında İngiliz hazırgiyim pazarının yüzde 12'sine hakimdi. 2019'a gelindiğinde bu oran yüzde 3'e gerileyerek rakipleri Marks & Spencer, Primark, Next ve Asda'nın gerisine düştü.

Bu konuda yaygın görüş İngiliz perakendecilerin zora düşmesinin en büyük nedeni son dönemde alışverişlerin mağazalardan online kanallara kaymış olması.

Bunda haklılık payı var elbet çünkü özellikle pandemi döneminde tüketicilerin online kanallara ağırlık verdiği bir gerçek. Ancak bir doğru daha var ki o da 1999 ile 2019 arasında çok mağaza açıldı. Bu dönemde mağazalardan yapılan satışlarda yüzde 52 artış olurken, mağaza sayısı ise 3'e katlandı. Bu faktörün Arcadia kadar diğer zora giren İngiliz markalarını olumsuz yönde etkilediği ve pandeminin de bu olumsuz durumu daha da hızlandırdığı belirtilmektedir.

Geçen hafta İngiltere'de kayyuma devredilen Arcadia Grubunun yanı sıra JCPenney ve Debenhams'tan Bangladeş'li hazırgiyim firmalarının alacakları olduğu belirtilmektedir.

Bangladeş yerel basınında yer alan haberlere göre sadece Arcadia değil aynı zamanda JCPenney ve Debenhams'dan da alacaklı olan Bangladeşli firmalar alacaklarını nasıl tahsil edecekleri konusunda kara kara düşünmektedir.

Yapılan araştırmada alacaklıların çoğu özellikle Arcadia Grup ile karşı karşıya gelmemek ve kara listeye girmemek için sorulara net cevaplar vermezken, sektör uzmanlarına göre Bangladeş'li üretici firmaların Arcadia, JCPenney ve Debenhams'tan yaklaşık 84 milyon dolar alacaklı olduğu ve alacaklarını tahsil edemedikleri belirtilmektedir.

Bangladeş'ten gelen haberlere göre Arcadia Grubu borçlarıyla ilgili ödeme yapmak için gerek 90 gün erteleme, gerekse yüzde 20-30 oranlarında indirim talep etmektedir.

Bu arada Bangladeş Hazırgiyim İmalatçıları ve İhracatçıları Birliği de, Aralık ayının ilk haftasında Bangladeş Hükümetine sektöre yardım paketi hazırlamaları çağrısında bulunmuştu.

Çin'in Sincan Bölgesinde üretilen pamukla ilgili ABD tarafından ithalat yasağı ilan edilmesinin ardından, ABD merkezli bir araştırma kuruluşu tarafından yapılan araştırmada yeni bulgulara ulaşıldığı belirtilmektedir.

Araştırmada elde edilen yeni bulgulara göre Çin'in Sincan Bölgesinde 500 binden fazla Uygur Türküne devlet eliyle zorla pamuk toplattırıldığı ve bu insanların büyük bölümünün “sefalet” altında yaşamak zorunda kaldığı belirtilmektedir.

Çin'in Kuzeybatı bölgesinde yeralan Sincan Bölgesinde yaşayan Uygur Türk Azınlığın nüfusunun 1,8 milyonu bulduğu ve büyük kısmının fakirlik sınırının altında yaşadığı belirtilmektedir.

Bu Uygur Türkü azınlığının “eğitim” kamplarında zorla tutulduğu ve ideolojik anlamda eğitildiği de yaygın olarak kaydedilmektedir.

Bilindiği gibi Sincan Bölgesi Çin'in toplam pamuk üretiminin yüzde 85'ini tek başına sağlamaktadır.

Japon Asics markasının “The Fashion Pact”a katılan ilk Japon markası olduğu belirtilmektedir. Geçen hafta yapılan açıklama ile ilk defa bir Japon markası bu platforma dahil oldu.

“The Fashion Pact” 2019 yılında Fransa'da yapılan G7 zirvesi sırasında kurulmuştu.

Pakt, çevre konusunda taahhütte bulunan küresel çapta tekstil ve hazırgiyim markalarından ve büyük firmalardan oluşmaktadır ve Pakt'ın imzacı üyeleri toplam üç alanda hedeflere bağlı kalma sözü vermektedir: İklim değişimini yavaşlatma, bio-çeşitliliği canlandırma ve koruma, okyanusları ve denizleri koruma.

Pakt'ın imzacı sayısının ilk kuruluşta 32 iken şu an 60'ı geçtiği ve imzacı bu kuruluşların 14 ülkede 200'den fazla uluslararası markayı temsil ettikleri belirtilmektedir.

ABD Hazine Bakanlığı daha önceden Vietnam'ı ulusal para biriminde kasıtlı olarak değer kaybına gittiği ve kendi ihracatında avantaj elde etmek amacıyla manipülasyon yaptığı konusunda suçlayarak Section 301 kapsamında soruşturma açılacağını duyurmuştu.

Bilindiği gibi Section 301 soruşturması daha önceden Trump Yönetimi tarafından Çin'e açılmış ve Çin'den birçok sektörde ithal ürünlere ek vergiler getirilmişti.

ABD Perakende ve ithalat sektörü genel olarak Çin'in ardından Vietnam'a da cezalandırıcı ek vergiler getirilmesine karşı çıkmaktadır.

Bu defa ABD Hazinesi Vietnam'ın yanı sıra İsviçre'yi de ulusal para birimini kasıtlı olarak düşük tutmak ve para biriminde manipülasyon yapmakla suçlamaktadır.

Bu suçlamanın sonucunda İsviçre hakkında Section 301 kapsamında soruşturma açılıp açılmayacağı konusunda ise Hazine Bakanlığı tarafından henüz bilgi verilmedi.

Kasım ayında ABD Perakende sektörünün toparlandığı belirtilmektedir. Ulusal Perakende Federasyonu (NRF) tarafından verilen bilgilere göre ABD'de perakende sektörü satışları Kasım ayında yıllık bazda yüzde 8,8 oranında büyürken, aylık bazda ise yüzde 0,3 oranında gerilemiştir.

Kasım ayında Ekim ayına göre az bir düşüşün normal olduğu çünkü tüketicilerin kampanyaların da etkisiyle kapanmadan önce ihtiyaçlarını karşılamak istedikleri kaydedilmektedir.

Ancak hazırgiyim perakende sektörü aynı başarıyı gösterememiş olup Kasım ayında yıllık bazda yüzde 19, aylık bazda ise yüzde 7 oranında gerilemiş bulunmaktadır.

Diğer yandan Ulusal Perakende Federasyonu (NRF) tarafından bir çağrı yapılarak perakende sektörü çalışanlarının yüksek risk altında oldukları belirtilerek bu çalışanların öncelikli aşılanması için devlete çağrıda bulunulmaktadır.

Güncel verilere göre ABD genelinde perakende sektöründe 32 milyon çalışan istihdam edilmektedir.

Alman spor, ayakkabı ve spor giyim devi Adidas, bilindiği gibi bir süredir Reebok'ı bünyesinde bulundurmaktadır.

Adidas Yönetimi tarafından yapılan güncel açıklamaya göre ise Adidas Yönetiminin Reebok hakkında stratejik alternatifleri değerlendirmeye başladığı belirtilmektedir.

Bu stratejik alternatifler arasında Reebok'ın satılmasının yanı sıra Adidas'ın bünyesinde kalmaya devam edebileceği de belirtilmektedir.

Adidas Yönetiminin bu konuyla ilgili nihai kararını gelecek yıl Mart ayına kadar vereceği belirtilmektedir.

Fransız lüks hazırgiyim, çanta ve aksesuar markası Louis Vuitton'un hayvan haklarını ihlal ettiği iddia edilmektedir.

Uluslararası hayvan hakları aktivist örgütü PETA tarafından yapılan açıklamada PETA tarafından Louis Vuitton'a bu konuda mektup gönderildiği ve Fransız şirketin protesto edildiği belirtilmektedir. PETA'nın Louis Vuitton Yönetimini devekuşu gibi hayvanlara tüyleri ve derileri için eziyet etmekle suçladığı belirtilmektedir.

Louis Vuitton'un PETA suçlamasına karşın kendilerini hayvanlara kötü davranmadıkları ve iyi muamele ettikleri noktasında güvence verse de hayvan hakları aktivistlerinin bu konuda aldıkları cevaptan tatmin olmadıkları kaydedilmektedir.

Covid-19 salgınının getirdiği sorunlarla beraber hazırgiyim markaları ve tedarik zincirleri sarsıldılar. Mağaza kapanmalarından elde kalan ürün stoklarına, sipariş iptallerinden fabrika kapanmalarına kadar birçok faktör marka ve üreticileri yeniden düşünmeye iterken, yeni, daha akıllı üretim modelleri ön plana çıkmaktadır. Satışların online kanallara kayması ve perakendecilerin sürekli yeni ürünler çıkarma zorunluluğu nedeniyle ABD ve Avrupa'da alışveriş kalıpları ve davranışları da değişmektedir. Dijitalleşme, büyük veri ve analitik araçlar şirketlere krizin ötesinde bakmalarını, rekabet avantajı elde etmelerini ve tüketici davranışlarıyla ilgili daha sağlıklı öngörülerde bulunmalarını sağlamaktadır. Birçok şirket, tedarik zinciri şeffaflığını artırabilmek amacıyla “Blockchain” ve “RFID” çözümlerine yönelmektedir. Moda sektörü sürdürülebilirlik konusuna gelindiğinde yeni döngüsel üretim modelleri benimsemekte ve geliştirmektedir: - Hong Kong merkezli iplik üreticisi Novetex Textiles firması, mevcut ve yeni teknolojileri birleştirerek tekstil atıklarından geri dönüştürülmüş elyaf üreten bir mekanik geri dönüşüm süreci geliştirmiş bulunmaktadır. Bu sistem su harcamamakta, atık su üretmemekte ve kimyasal atık da çıkarmamaktadır. - İsveç markası Monki'nin yeni “Green Machine” icadı yeni bir tekstil geri dönüşüm teknolojisi getirmektedir. Bu teknoloji Monki ile H & M Vakfı ve Hong Kong Hazırgiyim ve Tekstil Araştırma Enstitüsü arasındaki iş birliğinin ürünüdür. Bu teknoloji ile hidrotermal sistem ilk defa geri dönüştürme sürecinde kullanılmaktadır. - AB'de 3 yıllık yeni bir pamuk projesi hayata geçirilmiş olup bu projeyle döngüsel moda üretimi hedeflenmektedir. Projenin maddi boyutu 6,75 milyon euro değerindedir ve projeye 12 firma katılmaktadır. Hazırgiyim sektöründe diğer bir trend de kitlesel üretimden müşteriye özel esnek üretime geçiş sürecidir. Yeni trend müşteri isteklerine daha çok uyum gösterme, daha az stok, esnek ve daha verimli üretim şeklindedir: - Üç boyutlu printer firması Stratasys, müşteriye uygun moda tasarımı geliştirmek için Polyjet Teknolojisi kullanmakta ve ticari olarak da uygulamaktadır. - Levis markası İngiltere'de yeni konsept bir mağaza geliştirmiş olup bu konseptte kullanılmış denim ürünü tamir edilerek yeniden yeni ürün olarak sektöre kazandırılmaktadır. - Hazırgiyim markası Unspun 3 boyutlu tarama algoritması ile ve cep telefonu taraması modeli kullanarak tüketicilerin istedikleri her yerden tarama yaparak kendilerine uygun denim ürün seçmelerini sağlamaktadır. Sektörde diğer bir trend de kitlesel üretim yerine talep üzerine üretim yani siparişe göre üretimdir: - Alabama merkezli ABD'li OnPoint firması, geliştirdiği yeni teslimat sistemiyle markaların hazırgiyim siparişlerini iki günde kapılarına ulaştırmaktadır. - Küçük firmalar da talep üzerine üretim modelinin ne kadar etkili olabileceğini göstermektedir. Kanadalı ayakkabı firması Native Shoes, MIT ile iş birliği yaparak sipariş üzerine 3 boyutlu printer ile üretim yapmaktadır. - Reebok firması yeni bir sipariş ve üretim sistemi ile müşterilerini de üretim sürecine dahil etmekte ve onların istek ve taleplerine göre tasarımlarını geliştirmektedir. Hazırgiyim sektöründe küresel çapta diğer bir gelişme de akıllı üretim alanındadır. Firmalar daha akıllı üretim ve akıllı tedarik zinciri için otomasyon, yapay zeka, 3 boyutlu yazıcı ve robotik yatırımları yapmaktadır: - Çinli e-ticaret devi Alibaba Eylül ayında Xunxi Dijital fabrikasını açtı. Bu fabrikada Alibaba gerek yapay zeka algoritması, gerekse diğer dijital çözümler uygulayarak yeni teknolojiler kullanmaktadır.

İngiltere'de son alınan kapanma tedbirlerinin İngiliz perakende sektörünü olumsuz yönde etkileyeceği belirtilmektedir.

Özellikle hazırgiyim perakendecilerinin Noel ve yılbaşı için ciddi hazırlık yaptıkları ve bu önlemlerden çok zarar edecekleri belirtilmektedir.

Bilindiği gibi Covid-19'un mutasyon göstermesi ve yeni tehlikeli bir aşamaya geçilmesi sonrasında İngiltere'nin büyük bölümünde “Tier 4” önlemlere geçilmiş bulunmaktadır.

Yeni tedbirler gereği Noel haftasında 5 günlük kutlamalara izin verilemeyeceği ve sadece Noel akşamı kısıtlı bir şekilde kutlamalara izin verileceği belirtilmektedir.

Bu kapsamda elzem dükkanlar yani marketler ve eczaneler dışında mağaza ve dükkanlar kapalı olacağından özellikle hazırgiyim ve ayakkabı perakende sektörünün büyük zarar edeceği zira bu sektörlerin Noel ve yılbaşı için ciddi hazırlıklar yaptığı ve sağlık-hijyen anlamında da ciddi yatırım yaptıkları bildirilmektedir.

Söz konusu önlemlerin ve kapanmanın başta Londra olmak üzere İngiltere genelinde Noel haftasında hazırgiyim perakendecilerine 2 milyar pound zarar vermesi beklenmektedir.

Önceki hafta İngiltere'de kayyuma devredilen Arcadia Grubunun alt markalarından Evans markası yeni sahibine satıldı.

Arcadia perakende grubunun büyük beden markası olan Evans, kayyum işletmeci Deloitte tarafından Avustralya merkezli büyük beden markası City Chic firmasına satıldı.

Evans'ın satış bedelinin 23 milyon pound civarında olduğu belirtilmektedir.

Satışla City Chic, Evans markasının isim hakkını, telif haklarını, marka hakkını, e-ticaret networkunu, müşteri portföyünü ve toptan satış işini devralırken fiziksel mağazalar devredilmeyecek.

Ayrıca Evans markasını çoğu Ortadoğu'da olan franchise mağazalarının da anlaşmaya dahil olmadığı ve Deloitte kontrolünde kalmaya devam edeceği belirtilmektedir.

Anlaşma ile Evans markasının borçlarının da City Chic firmasına devredilip devredilmeyeceğiyle ilgili basında haber yeralmıyor.

Önceki hafta İngiltere'de kayyuma devredilen Arcadia Grubunun kayyum işletmecisi Deloitte tarafından yapılan açıklama ile Grubun markalarının tek tek veya her beraber satışta olduğu ve en iyi teklif veren alıcıya / alıcılara satılacağı belirtilmektedir.

Deloitte tarafından yapılan açıklamada Arcadia grubun alt markalarına ve özellikle Topshop markasına olası alıcılar tarafından ciddi ilgi gösterildiği bildirilmektedir.

Örneğin İngiliz hazırgiyim perakende markası Next ve yatırım firması Davidson Kempner'in beraber Arcadia için ciddi teklif vermeye hazırlandığı haberlerde yer almaktadır.

Deloitte tarafından dile getirilen görüşe göre grubun alt markalarının satılması alacaklılar için de en iyi çözüm olarak görülmektedir.

Bilindiği gibi kayyum Deloitte, tedarikçi firmalara alacakları için iskonto teklifinde bulunmaktadır.

Bilindiği gibi ABD Hazine Bakanlığı daha önceden Vietnam'ı ulusal para biriminde kasıtlı olarak değer kaybına gittiği ve kendi ihracatında avantaj elde etmek amacıyla manipülasyon yaptığı konusunda suçlayarak Section 301 kapsamında soruşturma açılacağını duyurmuştu.

Bu defa Başkan Trump, Vietnam Başbakanı ile bir telefon görüşmesi yaparak iki ülke arasındaki ticarette ABD aleyhine olan dengesizlikten bahsederek bu durumu Vietnam Başbakanı'na ileterek gerekli adımları hızla atmasını talep etmiştir. Trump'ın, muhatabına iki ülke arasında daha dengeli ve adil bir ikili ticaret olması gerektiğini güçlü bir dille ilettiği belirtilmektedir.

Bu arada ABD hazırgiyim ve ayakkabı Perakende ve ithalat sektörü genel olarak Çin'in ardından Vietnam'a da cezalandırıcı ek vergiler getirilmesine karşı çıkmaktadır.

Ayrıca yukarıda belirtilen kuruluşlar, Vietnam hakkında yapılacak incelemenin adil ve dikkatli yapılmasını da talep etmektedir.

Hindistan'da hazırgiyim sektörü temsilcilerinin Brexit sonrasında İngiltere ile ikili bir ticaret anlaşması yapılması için Hindistan Hükümetine bastırdıkları belirtilmektedir.

Söz konusu baskıların özellikle İngiliz Başbakanı Boris Johnson'ın gelecek yılın başında Hindistan'a yapacağı ziyaret öncesine denk geldiği haberlerde yer almaktadır.

Sektör temsilcilerine göre Hindistan hazırgiyim sektörü, rekabet avantajı açısından İngiltere pazarında Bangladeş, Kamboçya ve Pakistan'ın gerisinde kalmaktadır.

İngiltere'nin hazırgiyim ithalatının 2019 yılında 24,9 milyar dolar seviyesinde olduğu, bu rakamın 3,6 milyar dolarının Bangladeş'ten gelirken, Hindistan'dan yapılan hazırgiyim ithalatının ise sadece 1,4 milyar dolar seviyesinde olduğu belirtilmektedir.

ABD'de aralarında Nike, Levis ve North Face'in de yer aldığı 1000'den fazla firma ortak bir deklarasyon yayınlayarak Ocak ayında görevi devralacak olan yeni seçilmiş Başkan Biden ve yardımcısı Harris'in iklim konularına hassasiyet göstermesini ve ABD'nin Paris İklim Anlaşmasına imzacı olarak geri dönmesini talep ettiler.

2017 yılında halen deklarasyona destek veren 1000'den fazla işletmenin temelini oluşturan firmalar o zaman da bir araya gelerek Paris Anlaşması'ndan çekileceğini açıklayan Başkan Trump'a karşı tavır alarak beraber hareket etmeye başlamıştı.

Bu grup şimdi de yeni Başkan Biden ve yardımcısı Harris'in Trump'ın gittiği yoldan geri dönmelerini, iklim ve küresel ısınma konularına yeni yönetimin hassasiyet göstermesini ve ABD'nin Trump döneminde çekildiği Paris İklim Anlaşması'na geri dönmesini istemektedir.