İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2021 Nisan

Çin'in Sincan Bölgesinde üretilen pamuğun zorla toplattırılması nedeniyle başta ABD olmak üzere birçok ülke ve marka tarafından yasaklanması sonucunda bazı markalar Sincan pamuğu kullanmadıklarını açıklamıştı.

Bu açıklamalar sonucunda bu markalara karşı Çin genelinde ciddi tepkilerin gelişmeye başladığı belirtilmektedir. Bu markalar arasında H & M ve Nike da bulunmaktadır ve bu markaların Çin pazarındaki konumlarının tehlikeye girdiği belirtilmektedir.

Son gelişmeler ve Çinli tüketicilerden gelen tepkiler nedeniyle H & M yönetimi Çin pazarına olan bağlılığını yinelemek zorunda kalmıştır.

Bu arada Çin'in zorla pamuk toplattırdığı için ABD yaptırımına maruz kaldığı Sincan pamuğu konusunda uluslararası bazı markaların elinden geleni tam yapmadığı konusunda eleştiriler de yapılmaktadır.

“Uygur Bölgesindeki Zorla Çalıştırmayı Sona Erdirme Koalisyonu” tarafından yapılan açıklamada dünya pamuk üretiminin beşte birinin Çin'de yapıldığı ve Çin'in pamuk üretiminin önemli bir bölümünün Sincan'da üretildiği belirtilmektedir.

Bu arada ABD, Çin'de zorla pamuk toplatma işine karıştıkları ve bu pamuğun pazarlanmasında rol aldıkları gerekçesiyle bazı Çinli şirketlere karşı yaptırım kararı almış bulunmaktadır.

Yine güncel bir uluslararası rapora göre ise Sincan bölgesi ve çevresinde toplam 13 milyondan fazla Uygur Türkünün yaşadığı ve yaklaşık 1,6 milyon Uygur Türkünün tekstil ve hazırgiyim başta olmak üzere farklı sektörlerde zorla çalıştırılma riskiyle karşı karşıya oldukları ifade edilmektedir.

İngiltere'de de STK'lar hükümetten bu konuda daha sert adımlar atmasını talep etmektedir.

Asya'nın önemli tedarikçilerinden Hindistan'ın hazırgiyim ve tekstil üretim ve ihracatının son dönemde gerilediği belirtilmektedir.

Pandemi nedeniyle azalan dış talep ve ülke üretiminde yaşanan düşüş nedeniyle ülkenin hazırgiyim üretim ve ihracatının son aylarda gerilediği kaydedilmektedir.

Ulusal kapanmalar nedeniyle fabrikaların zaman zaman kapanmasının yanı sıra çalışanların yüzde 15-20'sinin Kovid-19 nedeniyle mağdur olmaları nedeniyle fabrikaların düşük kapasitede çalışmaları nedeniyle üretimin ciddi oranda azaldığı belirtilmektedir.

Üretimdeki düşüşe ek olarak Batı kaynaklı dış talepte yaşanan ciddi düşüşün de siparişleri ve ihracatı ve dolayısıyla üretimi de olumsuz yönde etkilediği belirtilmektedir.

Dünyada Kovid-19'dan en çok etkilenen 2-3 ülkeden biri olan Hindistan'da Kovid-19 nedeniyle şimdiye kadar 200 binden fazla insanın hayatını kaybettiği kaydedilmektedir.

Daha önceden bazı alım gruplarının Myanmar'da yaptırdığı hazırgiyim fason üretimini büyük ölçüde sona erdireceğini açıklamalarına karşın Primark grubu bu ülkede üretimine devam etmektedir.

İngiliz hazırgiyim perakende grubunun Myanmar'daki fason üretimi sürdüreceği belirtilmektedir. Marka tarafından yapılan açıklamada şirket yönetiminin protestoculara karşı güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanması nedeniyle tepkili oldukları, ancak Myanmar'daki tedarik zincirlerinde 45 bin çalışan olduğu ve bu çalışanların sorumluluğunun da kendi omuzlarında olduğu belirtilmektedir.

Geçtiğimiz aylardaki seçimleri bahane eden ordu, Myanmar'da 1 Şubat 2021'de darbe yaparak yönetime el koymuş, bu duruma uluslararası sert tepkiler gelmişti.

Bilindiği gibi H & M, OVS ve Benetton grupları daha önceden Myanmar'daki üretimlerini durdurduklarını belirten açıklamalarda bulunmuşlar ve ülkedeki durumu kınamışlardı.

Myanmar'da askeri darbenin üzerinden 3 ay geçerken, 200 milyon işçiyi temsil eden uluslararası sendikalar insan hakları ve işçi hakları konularında endişeli olduklarını belirterek Myanmar askeri cuntasına baskı yapılmasını talep etmektedir.

Ülkenin en önemli sektörlerinden biri olan hazırgiyim alanında önemli ihracatı ve istihdamı olan ülkenin, askeri darbe ile ihracat bağlantılarının tehlikeye girdiği belirtilmektedir.

İngiliz Asda grubunun markalarından olan George markasının kendi mağazalarında 2. El kıyafet satmaya başladığı belirtilmektedir.

Asda grubunun George markasının bu alanda faaliyet gösteren “Preloved Vintage Wholesale” firmasıyla işbirliğine gittiği ve bu iki grubun 2. El kıyafet satışını beraber yürüttüğü belirtilmektedir.

Son yıllarda artan fiyatlar ve tüketicilerin alım güçlerinin zayıflaması sonucunda daha önceden daha çok Afrika'da yaygın olan 2. El kıyafet pazarının son dönemde Avrupa'da da hızla geliştiği ve küresel kullanılmış kıyafet pazarının hızla büyümeye devam ettiği ve önümüzdeki yıllarda da büyümesinin beklendiği kaydedilmektedir.

ABD'li denim giyim markası Levi's firmasının yılın ilk çeyrek dönemindeki net karında geçen yıla göre düşüş olduğu belirtilmektedir.

Firma yönetimi tarafından açıklanan güncel mali verilere göre Levi's markasının net karının 2021 yılının ilk çeyrek döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 düşüşle 1,3 milyar dolara düştüğü ancak marka yönetiminin yılın 2. Çeyrek dönemi için umutlu olduğu ifade edilmektedir.

ABD'li ayakkabı ve aksesuar perakende markası Steven Madden'in son çeyrek dönemde toparlanmaya başladığı belirtilmektedir.

Marka yönetimi tarafından açıklanan son güncel verilere göre yılın ilk çeyrek döneminde Steve Madden markasının toplam cirosunun geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1 oranında artarak 361 milyon dolara yükseldiği belirtilmektedir.

Güncel verilere göre markanın net kar oranının ise aynı dönemde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 100 artarak 27 milyon dolara çıktığı kaydedilmektedir.

ABD'li diğer bir ayakkabı markası Skechers'ın ise yılın ilk çeyrek döneminde toplam satışlarının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artarak 1,4 milyar dolara yükseldiği belirtilmektedir.

Geçen ay yaşanan Süveyş Kanalının bloke olması krizi sonrası uluslararası navlun fiyatlarının hala yüksek olduğu belirtilmektedir.

Geminin bloke olması nedeniyle yaklaşık 1 hafta kapalı kalan Kanalın tekrar açılması sonucu biriken gemi kuyruğu erimesine rağmen kriz nedeniyle daha da artan uluslararası deniz navlun maliyetlerinin bir süre daha yüksek kalmaya devam edeceği kaydedilmektedir.

Süveyş Kanalı krizi öncesinde de zaten son dönemde hızla yükselen deniz navlun maliyetlerinin özellikle Asya-Avrupa hattında çok yükseldiği, bu hatta yüzde 300'lere varan artışlar yaşandığı, gemi sahiplerinin ve acentelerin yük seçme ve müşteriler arasında ayrımcılık yapma noktasına geldiği ifade edilmektedir.

Kriz öncesi zaten yüksek olan ve Asya-Avrupa hattı başta olmak üzere uluslararası hatlarda hızla yükselen deniz navlun maliyetlerinin son krizle beraber daha da arttığı ve Süveyş Kanalı krizi öncesine ancak Mayıs ayı sonlarında döneceği belirtilmektedir.

Deniz navlun maliyetlerinin yüksekliğinin yanı sıra konteyner sıkıntısı da ihracatçılarımızı ve hazırgiyim sektörünü olumsuz yönde etkilemeye devam etmekte ve ihracatçılarımızın uluslararası rekabet gücünü de olumsuz yönde etkilemektedir.