İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2023 Nisan

İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler

🌍Moda Markaları Depremin Vurduğu Türkiye'de Çalışanları Nasıl Koruyabilir?

Türkiye'nin önemli bir kesimini ve Suriye'nin bazı kısımlarını vuran depremlerin ardından toparlanma çabaları devam ederken, işgücü kampanyacıları #PayYourWorkers başlığıyla Türkiye'deki hazır giyim ve tekstil işçilerini destekleme konusunda çağrı yapıyor.

#PayYourWorkers, işçilerin hali hazırda deprem nedeniyle katlanmakta oldukları acılara ilaveten mali sıkıntıyla boyunduruk altına alınmaması gerektiğini belirterek mali yardım talep ederek Türk hükümetiyle beraber fabrika sahipleri ve depremden etkilenen bölgelerden alım yapan uluslararası markalara çağrı yaparken, kampanyaya aralarında Asia Floor Wage Alliance ve Clean Clothes Campaign'in de yer aldığı 280'den fazla uluslararası ticaret birliği ve sendika destek veriyor.

Birçok fabrikanın teslimatlardaki gecikmeler nedeniyle alıcılarından gelecek mali cezalardan korktukları için kısa sürede dikkatsiz bir biçimde açıldığının belirtildiği #PayYourWorkers açıklamasında, fabrikaların depremden bir hafta sonra çoğu aile üyeleri veya evlerini kaybetmiş işçileri iş başına çağırdığı ifade edildi.

IAF Başkanı, İHKİB ve TGSD Yönetim Kurulu Üyesi Cem Altan #PayYourWorkers iddialarını duyduğunda şaşırdığını söylerken, deprem sonrasında çoğu markanın Türkiye'ye yardımda bulunduğunu, ayrıca herhangi bir üretimi iptal etmeyip geç sevkiyatlar için tedarikçilerini cezalandırmayarak katkıda bulunduklarını kaydetti. Cem Altan, işçilerin istihdam edilebilmesi için tedarikçilerin üretim hatlarını yeniden başlatmalarının önemli olduğunu belirtirken, bölgedeki tüm işçilerin hem Türk hükümeti hem de istihdam edildikleri şirketler tarafından desteklendiğini, ayrıca TİM, TGSD gibi kuruluşların da konaklama gibi hususlarda katkı sağladığını ifade etti.

İHKİB Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Selçuk Mehmet Kaya Türk hazır giyim sektörünün uzun yıllar uluslararası alıcılarla iyi bağlantılar kurduğunu, ayrıca belirli sorunları ele almak için dahili çalışma grupları kurulduğuna dikkat çekerek, alıcıların değer zinciri yaklaşımına sahip olmasını takdir ettiklerini ifade etti.

İHKİB Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan ise etkilenen bölgelerdeki üretimin birkaç ay içerisinde normale dönmesini beklediklerini, Malatya ve Adıyaman'daki tesislerdeki hasarın sınırlı olduğunu, felaketin hazır giyim üretimi üzerindeki etkisinin %1'den fazla olmayacağını kaydetti.

Depremden etkilenmeyen bölgelerdeki kapasitenin yüksek olduğunu, İHKİB'in geliştirdiği bir mekanizma ile alıcıların teslim tarihlerini karşılamak üzere üretimin başka bölgeye kaydırılabileceğini belirten Paşahan, asıl sorunun depremzedenin psikolojisi olduğunu, şehir sakinlerinin çoğunun deprem trajedisi nedeniyle söz konusu illerden kaçtığını ifade ederek normalleşmek için daha fazla zamana ihtiyaç bulunduğunu kaydetti.

Yine de #PayYourWorkers birçok tedarikçiyi iflasın eşiğine getiren Covid-19 pandemi dönemindeki hataları tekrar etmemek üzere markaları uyarıyor. Kampanya metninde işten çıkarmalar, ücretsiz izinler veya ciddi şekilde azaltılan çalışma saatleri ile karşı karşıya kalan yüz binlerce işçi, açlık ve yoksunlukla mücadele ettikleri yoksulluk sınırının daha da altına düşmüş olduğu belirtilirken, markaların tedarikçileri kendi başlarının çaresine bırakmak yerine bu krizi sorumlu bir şekilde yönetmeleri gerektiği, tedarikçilere ve çalışanlara karşı yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği vurgulanıyor.

🌍Türkmenistan Pamuğu 'Anlamlı Reform' Gerektiriyor

Amerikan Hazır Giyim ve Ayakkabı Derneği, Küresel İşçi Adaleti-Uluslararası İşçi Hakları Forumu ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün yer aldığı geniş kapsamlı bir koalisyon, Türkmenistan hükümetini Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi'nin tavsiyeleri doğrultusunda ülkenin pamuk sektöründe devletin dayattığı zorunlu çalıştırmayı ortadan kaldırma çabalarını artırmaya çağırdı.

The Cotton Campaign, Türkmenistan pamuk sektörü konusunda yaptığı çalışmada çoğu kadın olan memurların, ücret kaybı, maaş kesintisi ve işten çıkarma gibi cezalar tehdidi altında pamuk hasatı için için zorla seferber edilmesinden endişe duymaya devam ettiğini duyururken, BM'ye sunulan raporda Türkmenistan hükümetinin her yıl vatandaşları pamuk toplanması için zorlamasının yanı sıra gazeteci ve eleştirmenlere karşı misilleme eylemlerinin, uluslararası sözleşmenin ihlali anlamına geldiğini belirtildi. İnsan Hakları Komitesi'nin bu ayın başlarında yaptığı çağrıları yineleyen The Cotton Campaign, Türkmenistan hükümetinden zorla çalıştırmayı ve çocuk işçi çalıştırmayı yasaklayan ulusal yasaları uygulamak için "acil önlem" almasını ve her düzeydeki hükümet yetkililerine alenen talimat vermesini istedi.

Global Labour Justice'in zorunlu çalıştırma programı direktörü Allison Gill, komitenin vardığı sonuçlar ekseninde Türkmenistan hükümetinin kamu sektörü çalışanlarını her yıl büyük ölçekte pamuk toplamaya zorlama uygulamasının uluslararası hukuku ihlal ettiğine dair daha fazla güvenilir kanıt sağladığını belirtirken, reformun mümkün olduğunu, Türkenistan hükümetinin pamuk tarlalarındaki çalışma koşullarını belgeleyen bağımsız gözlemcilere izin vermesi gerektiğini ifade etti.

Türkmen yetkililer ise ülkede zorla çalıştırma yapıldığı hususunu yalanlarken, hasat sırasında kullanılan son teknoloji sayesinde büyük çapta insan kaynağı seferber etmenin gerekli olmadığını belirttiler. Oysa Cotton Campaign özellikle pamuğun en bol olduğu ve en değerli olduğu hasadın ilk kısmı için elle toplamanın yaygın olduğunu iddia ediyor.

Cotton Campaign'in Türkmen üyesi Ruslan Myatiev, elde edilen kanıtların her yıl pamuğun devlet tarafından zorla toplatıldığına dair kanıtlar olduğunu, Türkmen hükümetinin bu sorunun çözümü için siyasi irade göstermesi gerektiğini belirtti.

Türkmen pamuğundan yapılan ürünlerin ithalatı ve satışı Amerika Birleşik Devletleri'nde yasaklanmış olsa da birkaç şirket yasağın etrafından dolaşıyor gibi görünüyor. Avrupa Birliği ve diğer ülkelerdeki zorla çalıştırma mevzuatı, pamuk elyafı için mevcut pazarları daha da daraltabilir.

🌍Bangladeş, Amerikan pamuğundan yapılmış giysiler için ABD'ye gümrüksüz giriş istiyor

Bangladeş Hazır Giyim Üreticileri ve İhracatçıları Birliği – BGMEA, ABD büyükelçisine, Teksas Valisine ve Teksas'daki bazı senatörlere mektup göndererek, ABD'den ithal edilen pamuktan yapılan hazır giyim ürünlerini ABD'ye gümrük vergisiz erişim sağlanması talebinde bulundu.

Statista'ya göre Texas ABD'nin en büyük pamuk üreticisi durumunda ve 2022 yılında Bangladeş ABD'den 185 bin tonun üzerinde pamuk ithal etti. BGMEA Başkanı Faruque Hassan imzalı mektupta, Bangladeş'in denizaşırı pamuk yetiştiricilerine ürünlerini ülkeye ihraç etmeleri için vergisiz erişim sağladığına değinilerek, ABD pamuğundan yapılmış Bangladeş menşeli hazır giyim ürünleri üzerindeki vergi yükünün kalkması durumunda ABD'li ithalatçıların en az 1,55 milyar $ tasarruf edebileceği kaydedildi.

BGME ayrıca ABD'nin 2022 yılında Bangladeş'ten toplamda 9,7 milyar $ değerinde hazırgiyim ithal ettiğini, bunun %71'inin ise pamuklu ürünler olduğunu vurguladı

🌍Moda perakendecisi Scotch & Soda, Hollanda operasyonları için iflas istiyor

Het Financieele Dagblad (FD) gazetesi haberine göre, Amsterdam merkezli perakendeci Scotch & Soda Hollanda'daki faaliyetleri için iflas talebinde bulundu. Açıklamada Covid-19 pandemisi sırasında başlayan, yüksek enflasyon ve tüketici harcamalarındaki devem eden daralma nedeniyle ciddi nakit akışı sorunlarına işaret edilirken Scotch & Soda yetkililerinin herhangi bir açıklamada bulunmadığı belirtildi.

Hollanda Ticaret Odası'ndaki dosyalara göre Scotch & Soda Global BV dünya çapında 70 franchise satış noktası dahil olmak üzere yaklaşık 225 perakende mağazasına sahipken, 30 Mayıs 2022'ye kadarki on iki aylık süreçte toplamda 342,5 milyon € satış hacmi bulunuyor.

🌍Türkiye ve Suriye Deprem Brifingi: ETI'nin sorumlu işletmelerden beklentileri

Etik Ticaret Girişimi (Ethical Trading Initiative) – ETI, 7 Şubat'ta Türkiye'nin güneydoğusunu ve Suriye'nin kuzeybatısını vuran depremlerden bu yana, krize yanıt vermeleri için ETI üyelerine destek çağrısında bulunuyor.

Etkilenen bölgeler, uluslararası markalar tedarik eden çiftliklere, fabrikalara, çelik fabrikalarına, madenlere ve limanlara ve çeşitli farklı malları hasat eden büyük mevsimlik tarım göçmen işçi gruplarına ev sahipliği yapıyor. Deprem sonrası ise büyük bir göç bekleniyor. İş dünyasının bu aşamada iyileşme ve etkilenen işçilere ve topluluklara destek sağlamada oynayacağı roller bulunuyor.

Sorumlu İşyeri Beklentileri

ETI üyelerinden insani krizler sırasında geçerli olan ETI Temel Kodu'na uymalarını ve UNGP'lerde beliren riskleri azaltma sorumluluğunu almalarını ve uluslararası insan haklarına saygı duyarak gereken özeni göstermelerini, ETI'nin HRDD çerçevesini şirketlerin kendi operasyonlarında uygulamalarını bekliyor.

ETI Temel Kodu, üyelerin tedarik zincirleri genelinde mümkün olan en geniş ölçüde ETI Temel Kurallarına uymalarını bekliyoruz. Aynı şekilde, iş dünyasının uluslararası insan haklarına saygı duyma, gereken özeni gösterme ve UNGP'lerde belirtilen riskleri azaltma sorumluluğu da devam etmektedir.

ETI'nin HDD Çerçevesi de geçerli olmaya devam ediyor; ETI şirket üyelerinin ve sorumlu işletmelerin bu çerçeveyi kendi operasyonlarında ve tedarik zincirlerinde insan hakları ihlallerini önlemek, yönetmek ve azaltmak için kullanmaları bekleniyor.

Bu çerçevede aşağıdaki prosedürlere üyelerin uyum göstermesi bekleniyor:

1- Gerçek ve potansiyel insan hakları risklerini değerlendirin. 2- Kaldıraç, sorumluluk ve alınacak önlemleri belirleyin. 3- Riski azaltın ve çalışanları iyileştirin. 4- İzleme, gözden geçirme, raporlama ve iyileştirme.

🌍Yeni Oluşturulan Koalisyon Shein'i Kapatmak İstiyor

Çin uyruklu e-ticaret devi Shein'e karşı ABD medya stratejisti Chapin Fay liderliğindeki Shut Down Shein isimli koalisyon, telif hakkı ihlalleri nedeniyle Shein'e karşı ABD çapında yasak uygulanması çağrısında bulundu.

Shein'in "insanlığa karşı suçlar" işleyerek ve "rekabete aykırı" ve "kötü ticari uygulamalara" girişerek muhtemelen ABD yasalarını çiğnediğini ifade eden koalisyon yetkilileri; Amerika'nın en çok indirilen alışveriş uygulamasını kanıt olmamasına rağmen hem Çin Komünist Partisi hem de hassas ABD kullanıcı verilerini ele aldığı için şu anda Çinli viral video platformu TikTok ile bağlantılı olmakla suçladı.

Shut Down Shein, 10 dolarlık elbiseleri ve 12 dolarlık ayakkabılarıyla tanınan Singapur merkezli şirketin, malları küçük paketler halinde göndererek ABD'deki 'de minimis' yasalarını "istismar ettiğini" ve böylece ithalat vergilerinden "milyarlarca dolar" kaçırdığını söylerken; Güney Afrika'nın yerel tekstil birliği ve endüstri dernekleri de benzer bir şikayette bulunarak, Shein'in haksız bir üstünlük elde etmek için ülkenin kendi vergi istisnalarını kullanıp kullanmadığına dair bir hükümet soruşturması talep etti.

Koalisyon ayrıca sosyal medyanın en popüler markasının, ABD yasalarına veya etik iş uygulamalarına hiç aldırış etmeden çalıştığını, Shein'den iki ayrı durumda sipariş edilen giysilerde Sincan pamuğu izlerini bulmak için izotopik test kullanan bir rapora dayanarak Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasasını ihlal ettiğini ve Amerikalı tüketicileri "bilmeden suç ortağı" yaptığını iddia ediyor.

Shut Down Shein'in yönetici direktörü Fay Çin hükümeti kontrolündeki bir şirket tarafından Amerikan vergi mükelleflerine yönelik destansı bir dolandırıcılığın söz konusu olduğunu ve muhtemelen ABD ve uluslararası hukuku çiğnediklerine inandıklarını, Köle emeği kullanarak, ABD tarifelerinden kaçınarak ve Amerikalı gençleri hedef alarak Shein'in ürünleri için daha az ücret talep edebildiğini ve yasalara uyan işletmelerin altını çizebildiğini ifade ediyor.

Shein yetkilileri ise iddialar karşısında şirketin haklarını korumak adına hızlı adımlar atmaktan çekinmeyeceklerini ifade ettiler.

🌍Yeni 2030 Hedefleriyle Better Cotton

Sürdürülebilirlik girişimi Better Cotton, toprak sağlığı, kadınların güçlendirilmesi, böcek ilaçları ve sürdürülebilir geçim kaynaklarını kapsayan dört yeni Etki Hedefinin ana hatlarını belirlediğini açıkladı. Yeni ölçütler, Better Cotton'un devam eden 2030 Stratejisinin bir parçasını oluştururken, kilit alanlarda saha düzeyinde değişimi canlandırmaya yönelik ayrıntılı planlar söz konusu. Kuruluşun, on yılın sonuna kadar üretilen her ton Betten Cotton tiftiği başına sera gazi emisyonlarını %50 azaltmayı hedefleyen bir stratejisi söz konusu. Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) yakın tarihli Sentez Raporu'nda küresel ısınmadaki her artışın, daha yoğun sıcak hava dalgaları, daha ağır yağışlar ve diğer aşırı hava olaylarının insan sağlığı ve ekosistemlere yönelik riskleri daha da artırmasının beklendiğini açıklandı. IPCC başkanı Hoesung Lee, "Etkili ve adil iklim eyleminin yaygınlaştırılması yalnızca doğa ve insanlar için kayıpları ve zararları azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda daha geniş faydalar sağlayacaktır" diye belirtti. Pamuk yılda 22 milyon tondan fazla üretilirken, dünyanın önemli yenilenebilir kaynaklarından biri durumunda. Better Cotton sektörün gelişiminin sürdürülebilirliği ve eşitliği teşvik ederken yoksulluğu azaltma potansiyeline sahip olduğunu, bu nedenle önde gelen sivil toplum kuruluşları ve endüstri uzmanlarıyla birlikte dört Etki Hedefinin geliştirildiğini söyledi: 1- Sürdürülebilir Geçim Kaynakları – İki milyon pamuk çiftçisi ve işçisinin net gelirini ve dayanıklılığını sürdürülebilir şekilde artırmak. 2- Toprak Sağlığı – Better Cotton çiftçilerinin %100'ünün topraklarının sağlığını iyileştirdiğinden emin olmak. 3- Kadınları Güçlendirmek – Eşit çiftlik kararları almayı destekleyen, iklim direncini artıran veya geçim kaynaklarının iyileştirilmesini destekleyen programlar ve kaynaklarla pamukta bir milyon kadın istihdamına ulaşmak ve saha personelinin %25'inin sürdürülebilir pamuk üretimini etkileme gücüne sahip kadınlardan oluşmasını sağlamak. 4- Pestisitler – Better Cotton çiftçileri ve çalışanları tarafından uygulanamada sentetik pestisitlerin kullanımını ve riskini en az %50 oranında azaltmak. 2020-21 pamuk sezonunda, Better Cotton ve saha seviyesindeki ortaklardan oluşan ağı, 26 ülkede 2,9 milyon çiftçiye daha sürdürülebilir tarım uygulamaları konusunda eğitim verirken, çevreyi koruma ve eski haline getirme hedefindeki oluşum, pamuk çiftçiliği yapan toplulukların hayatta kalmasına ve gelişmesine yardımcı olmak için saha düzeyinde sürekli iyileştirme sağlamaya devam ediyor. Yeni hedeflerin odak noktası oluşturarak ve büyük ölçekte değişim için ivme oluşturmak üzere finansman, bilgi ortakları ve diğer kaynakları güçlendirmeye yardımcı olarak pamuk yetiştiren topluluklarda "daha önemli ve kalıcı ekonomik, çevresel ve sosyal faydalar" sağlanmasına yardımcı olacağı ifade edilirken, Betten Cotton CEO'su alan McClay ise önümüzdeki on yıllık süreçte Better Cotton'un gezegenimiz için etki yaratmak zorunda olduğunu, yeni hedeflerin daha sürdürülebilir pamuk üretimini desteklemek için ölçülebilir adımlar atmaya devam edilmesini sağlayacağını ve iklim açısından akıllı tarıma doğru daha da ilerleyerek küresel ısınmanın genellikle öngörülemeyen etkilerine uyum sağlayacak donanıma sahip olmanın sağlanabileceğini kaydetti.

🌍AB ve uluslararası bağışçılar destek için 7 milyar Avro sözü verdi

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson'un ev sahipliğinde düzenlenen 'Türkiye ve Suriye Halkları için Birlikte Uluslararası Bağışçılar Konferansı'nda uluslararası toplum tarafından toplam 7 milyar Avro değerinde yardım taahhüt edildi.

Avrupa Birliğinden, üye devletlerinden ve BM dahil ortaklarından, AYB ve EBRD gibi uluslararası ve Avrupalı finans kuruluşlarından ve diğer ilgili paydaşlardan 60'tan fazla kişinin katılım gösterdiği toplantıda Türkiye ve Suriye'deki insanlara destek seferber etmek için Brüksel'de bir araya gelindi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "Bugün uluslararası dayanışma için çok güzel bir gün. Yıkıcı depremlerin ardından Türkiye ve Suriye'deki insanları desteklemek için ortaklarımızla birlikte toplam 7 milyar Euro topladık. Bu taahhüdün yarısından fazlası Team Europe'dan geliyor. İhtiyacı olanları desteklediğimizi dünyaya gösterdik ve her zaman ortaklarımızın yanındayız." diye konuşurken İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ise “Bugünkü toplantının önemli bir amacı vardı: başsağlığı ve dayanışma sözlerimizi eyleme dönüştürmek ve yıkıcı depremlerden etkilenen insanlara yardım etmek için güçlü, verimli ve koordineli bir yanıt sağlamak. İsveç AB Başkanlığı adına, bugünkü konferansın düzenlenmesinde Komisyon ile iyi işbirliği yaptığımız için minnettarız ve bugün elde edilen önemli sonuçlardan çok etkilendik ve önümüzde duran önemli çalışmadan gurur duyduk.” Diye konuştu.

Taahhüt edilen 7 milyar €'nun 6,05 Türkiye'ye hibe ve krediler ve 950 milyon Avro'su Suriye'ye hibe olarak verilmektedir. Avrupa Komisyonu ve AB Üye Devletleri ile Avrupa Yatırım Bankası ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası 3,6 milyar Avro ile bu toplam taahhüdün %50'sinden fazlasını temsil etmektedir.

Türkiye'ye sağlanan fonlar, insani ihtiyaçları karşılamak ve etkilenen bölgelerin yeniden inşasına yardımcı olmak için kullanılacak. Türkiye'deki ön hasar değerlendirmesi, 100 milyar $'ın üzerinde ihtiyaçlar olduğunu ve kamu altyapısı ve konut binalarında çok fazla hasar olduğunu göstermekte.

Yeniden yapılanma çabaları, sismik bölgelerde inşaat için tüm uluslararası standartların ve ayrıca Türkiye Yeşil Mutabakatı'nın önceliklerinin dikkate alınmasını sağlayacak. Suriye'ye yönelik fonlar, insani ihtiyaçların karşılanmasına yardımcı olmak ve erken iyileşme ve dayanıklılığı desteklemek için kullanılacak.

🌍Türkiye ve Suriye'yi vuran depremler nedeniyle yüzbinlerce çalışan acil desteğe ihtiyaç duyuyor

Uluslararası Çalışma Örgütü – ILO'nun resmi sayfasında yer alan habere göre, Türkiye ve Suriye'yi vuran yıkıcı depremler, yüzbinlerce işi ve işletmeyi yok etmiş durumda ve geçim olanaklarının yeniden inşa edilmesi, yoksulluk, kayıtdışılık ve sömürünün önlenmesi için çalışanların ve işletmelerin acil yardıma ihtiyacı var.

Türkiye'nin güneydoğu illeri ve Suriye'nin kuzeyini vuran depremler nedeniyle Türkiye ve Suriye'de yüzbinlerce çalışan geçim olanaklarını kaybetti. Afetin işgücü piyasası üzerindeki etkilerine ilişkin Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) son değerlendirmelerine göre, acil ve münhasır destek verilmezse yoksulluk, kayıtdışılık ve çocuk işçiliğinin artması bekleniyor.

“Bu afete başarılı ve kapsayıcı biçimde müdahale edilmesinin en önemli ögesi istihdamın desteklenmesidir” diyen ILO Genel Direktörü Gilbert F. Houngbo sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanlar ancak ve ancak geçim olanakları yeniden inşa edilebilirse hayatlarını yeniden kurmaya başlayabilirler.

Depremde çok büyük kayıplara uğrayanlara, sosyal adalet ve insana yakışır iş ilkelerinin toparlanma ve yeniden inşa sürecinin temelinde yer aldığını göstermek zorundayız.” Türkiye'ye ilişkin ilk verilere göre, deprem nedeniyle 658,000 çalışan geçim olanaklarını kaybetmiş durumda. Hükümet ayrıca 150.000'ı aşkın işyerinin kullanılamaz hale geldiğini bildiriyor. ILO'nun tahminlerine göre, etkilenen çalışanların her biri, iş yokluğu sürdükçe her ay ortalama 230 ABD Dolarını aşan gelir kaybı yaşıyor.

Toplamda ise, bu kriz nedeniyle, depremden etkilenen bölgede aylık yaklaşık 150 milyon ABD Doları net emek geliri kaybı oluşuyor.

Türkiye'de depremden etkilenen illerde 4 milyonu aşkın çalışan yaşıyor ve bunların çoğu tarım, imalat sanayi, ticaret veya diğer düşük katma değerli hizmetlerde çalışıyor. Çalışma saati kayıpları ise şu düzeyde tahmin ediliyor: Malatya'da yüzde 58,8; Adıyaman'da %48,1; ve Hatay'da ise yüzde 45,2. ILO'nun Türkiye değerlendirmesi, istihdam kayıplarına ek olarak, iş sağlığı ve güvenliği ile çocuk işçiliği alanlarında da risklerin artmış olabileceği uyarısı yapıyor.

Suriye'de ise 12 yıldır süren iç savaş nedeniyle zaten büyük hasara uğramış olan ekonomi ve işgücü piyasası koşullarında, yaklaşık 170,000 çalışan deprem nedeniyle işlerini kaybetti.

Bu kayıp doğrudan 154,000 haneyi ve 725,000'i aşkın insanı etkiledi. Ayrıca 35,000 civarında mikro, küçük ve orta ölçekli işletme de (MKOBİ) etkilendi. Bu geçici “istihdam kaybı”, ayda en az 5,7 milyon ABD Dolarına eşdeğer emek geliri kaybına neden oluyor.

Suriye'nin en ağır darbe alan beş ili olan Halep, Hama, İdlib, Lazkiye ve Tartus'ta ülke nüfusunun yüzde 42,4'ü yaşıyordu. Bu nüfus içinde çalışma çağındaki (16 yaş veya üzeri) 7,1 milyon insanın 2,7 milyonu çalışıyordu (kayıtlı ve kayıtdışı). Bunların yüzde 22,8'i kadındı.

ILO, çalışanların ve ailelerinin acil ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, deprem olduktan hemen sonra etkilenen toplumlarla temas kurdu.

ILO, Türkiye'de ulusal makamlar ile yakın işbirliği içinde, işgücü piyasası ve işletmelerin toparlanmasını destekleyecek bir dizi müdahaleyi planlıyor ve uyguluyor. Planlanan girişimler, işletmelerin bir yanda işletme sürekliliğini sağlarken diğer yanda insana yakışır ve sürdürülebilir işler sunabilmesi için acil emek-temelli işletme programlarını desteklemeyi ve işletmelerle birlikte çalışmayı içeriyor. ILO aynı zamanda iş dünyası örgütleri ve sendikaların kendi işlevlerini sürdürmesi ve üyelerine kritik hizmetler vermeye devam etmesi için destek sağlıyor.

Münhasır girişimler, mevsimlik tarım işçileri, çocuk işçiler ve mültecilere odaklanacak. Bunlara ek olarak, ulusal sosyal diyaloğun temel aktörleri olarak, toparlanma ve yeniden inşa girişimlerini sürdürebilmelerini sağlamak amacıyla sosyal ortaklara da destek verilecek.

Suriye'de ise, mühendisler için bir dizi eğitim kampanyaları yoluyla iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarını iyileştiriyor, bir yandan da Halep'in etkilenen mahallelerinde emek-yoğun faaliyetleri sürdürüyor. ILO ayrıca, sosyal ortaklara hibeler sağlayarak, etkilenen çalışanları ve işletmeleri desteklemelerine, bunun yanı sıra iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının iyileştirilmesine yardım ediyor.

ILO, bu miktarda fon tahsis ettiğini, iki ülkedeki depremzedeleri desteklemek amacıyla Brüksel'de toplanan donör konferansında açıkladı.

Bu iki rapor, tahminlerin henüz ilk verilere dayandığını, deprem öncesi verilerden yararlanılarak yapılan ekstrapolasyonları (kestirimleri) içerdiğini ve zaman ilerledikçe değişmekte olduğunu vurguluyor.

🌍ILO, Türkiye ve Suriye'deki depremlerinden etkilenen işçilere 3,6 milyon ABD Dolarlık doğrudan destek tahsis etti

Uluslararası Çalışma Örgütü – ILO'nun resmi sayfasında yer alan habere göre ILO 6 Şubat günü Türkiye ve Suriye'de meydana gelen yıkıcı depremlerden etkileneni işçiler ve ailelerini doğrudan desteklemeye yönelik olarak 3,6 milyon $ fon tahsis etti.

Her iki ülkede depremden etkilenen bölgedeki yardım faaliyetlerini yönetmek ve bağış toplamak amacıyla Brüksel'de düzenlenen donör konferansında konuşan ILO Arap Ülkeleri Bölge Direktörü Ruba Jaradat “ Bugün, ILO olarak, depremden etkilenen işçiler ve ailelerini desteklemeye yönelik 3,6 milyon ABD Doları tahsis ettiğimizi ve gelecekteki çalışmalar için ilave kaynakları seferber etmeye çalıştığımızı bildirmekten kıvanç duyuyorum” dedi.

Toplanan bağış fonu, her iki ülkede yıkılan altyapının iyileştirilmesi, etkilenen toplumlarda geçim kaynaklarının yeniden canlandırılmasına yönelik acil istihdam programlarının uygulanması için kullanılacak.

Avrupa Komisyonu ve AB İsveç Dönem Başkanlığı'nın ev sahipliği yaptığı konferansta Jaradat şunları söyledi: “ILO'nun emek-yoğun yöntemleri, ekipmana erişimin çok sınırlı olduğu, geçim olanaklarının yok olduğu bölgede iş yaratma potansiyelini azami kılacak pratik çözümler sağlıyor.”

ILO, işçiler ve ailelerinin acil ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, deprem olduktan hemen sonra etkilenen toplumlarla temas kurdu.

BM ve kalkınma ortaklarıyla işbirliği halinde, her iki ülkede istihdam etki analizleri yapıyor.

Türkiye'de, etkilenen işçiler için iş olanaklarını desteklemek amacıyla istihdam hizmetleri gibi işgücü piyasası kurumlarıyla birlikte çalışıyor. Ayrıca, bir yanda işletmelerin sürdürülebilirliğini sağlarken, diğer yandan da insana yakışır ve sürdürülebilir işler sağlayabilmeleri için işletmelerle işbirliği yapıyor; iş dünyası örgütleri ve sendikaların kendi işlevlerini sürdürmesi ve üyelerine kritik hizmetler vermeye devam etmesi için destek sağlıyor.

Suriye'de ise, mühendisler için bir dizi eğitim kampanyaları yoluyla iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarını iyileştiriyor, bi yandan da Halep'in etkilenen mahallelerinde emek-yoğun faaliyetleri sürdürüyor. ILO ayrıca, sosyal ortaklara hibeler sağlayarak, etkilenen işçileri ve işletmeleri desteklemelerine yardım ediyor.

Kısa vadede, ücret ödeme programları, krizden etkilenen kırılgan kesimler için acil gelir güvenliği önlemi işlevi görüyor. Orta ve uzun vadede ise, altyapının iyileştirilmesi, birey ve toplum düzeyinde beceri ve kapasitelerin geliştirilmesine katkıda bulunuyor.