İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2021 Kasım

Danimarka Uluslararası Kalkınma Ajansı (DANIDA), Uluslararası Finans Kurumu tarafından yürütülen Partnership for Cleaner Textile (PACT II) programı kapsamında Bangladeş'teki hazır giyim endüstrisini karbonsuzlaştırmaya yönelik 3,19 milyon $ yatırım yapacağını duyurmuş bulunmaktadır.

Moda endüstrisinin küresel emisyonun yaklaşık %10'undan sorumlu olduğunu belirtilirken, Alman spor giyim ve ayakkabı devi Puma da, Bangladeş gibi çok önemli bir pazarlarındaki yatırımın tedarik zincirlerindeki karbon ayak izinin azaltılmasında ne denli mühim olduğuna değinmektedir.

Ayrıca program kapsamında Bangladeş'in bağlantılarının güçlendirilmesi ve ihracatı artırmak için ürünlerin çeşitlendirilmesi amacıyla Bangladeş Konfeksiyon Üreticileri ve İhracatçıları Birliği (BGMEA) ile anlaşma faaliyetleri sürdürülmektedir.

Asya Üretim Danışmanlığı Bölgesel Lideri Tuyen Nguyen, söz konusu program kapsamında, yılda 134.572 binek aracın yoldan kaldırılmasına eşdeğer 618.779 metrik ton sera gazı önlendiğini ve yılda 27.637.931 metreküp su ile 1.5 milyon Bangladeşlinin su ihtiyacını karşılamaya eşdeğer su tasarrufu yapıldığını ifade etmektedir.

Yapay zekâ tabanlı dikiş makineleri ve otomasyon sistemleri henüz tedarik zincirlerini kısaltamasa da ileri dönemlerde birçok şeyi değiştirebileceği öngörülmektedir.

Uluslararası Çalışma Örgütü 2020 raporunda, pandeminin küresel tedarik zincirindeki kırılganlıkları ortaya çıkardığı ve bu süreçteki en belirgin güvenlik açığının çok uluslu şirketlerin Çin yapımı üretim ve ara girdilere güvenmeleri olduğu vurgulanmaktadır.

Yapay zekâ tabanlı otomasyon teknolojilerinin küresel tedarik zincirlerinin yeniden yapılanmasında büyük bir güç olacağı belirtilen raporda, robotik ve dış kaynakların ülke sınırlar içinde kullanılmasının istihdama etkilerine de değinilmektedir.

Ayrıca söz konusu gelişmelerin tekstil ve hazır giyim sektörlerinde dış kaynaklardan yararlanan ülkeleri olumsuz etkileyeceği belirtilmektedir.

ASEAN ülkelerindeki tekstil, hazır giyim ve ayakkabı işçilerinin birçoğunun gelecekte işlerini kaybedeceği öngörülen raporda bu oranın Endonezya için %64, Vietnam için %86 Kamboçya içinse %88 olduğuna yer verilmektedir.

Öte yandan, ABD'li teknoloji uzmanları robotik, yapay zekâ, nesnelerin interneti gibi teknolojilerin sürdürülebilirlik ve sıfır karbon için önemine değinmektedir.

Bu teknolojiler sayesinde bir tişörtün 48 saat içinde yapılıp gönderilerek nakliyat maliyeti ve atıkların önüne geçilebileceğine dikkat çekilmektedir.

ABD'nin ithal ettiği tişörtlerin %98'nin deniz aşırı ülkelerden olduğunu ama bunu değiştirmek istediklerini ve bu yüzden ilerleyen on yıl içinde bir milyar tişört üretmeyi hedeflediklerini ifade etmektedirler.

Kısa bir süre önce Uluslararası Pamuk İstişare Kurulu (ICAC), Uluslararası Ticaret Merkeziyle (ITC) birlikte Zambiya'da pamuk üretimindeki verimi 2024'e kadar iki katına çıkarmayı hedeflediklerini duyurmuştur.

Kurul son açıklamasında, pamuk üreticilerinin pandeminin olumsuz etkilerinden toparlanmaya başladıklarını belirtmektedir. Gelişmemiş ülkelerdeki çok düşük aşılanma oranlarının unutulmaması gerektiği belirtilse de Batı Afrika'daki 2020-2021 sezonunda pamuk üretiminin %48 arttığına dikkat çekilmektedir.

Mevcut tahminlere pamuk devlerinden Brezilya, Pakistan ve ABD'nin üretimini bir önceki yıla göre %6 artış göstermeye hazırlanmakta.

Ek olarak, kurulun 2021-2022 sezonu için COTLOOK A endeksi fiyat tahmini 87 sent ile 126 sent arasında değişmektedir.

Deniz taşımacılığının dünya sera gazı emisyonunda oranı, Dünya Kaynakları Enstitüsünce %1,7, Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından ise %2,9 olarak ifade edilmektedir.

Amazon, Ikea ve Unilever, Inditex, Michelin, Patagonya, Brooks, Running, Frog Bikes ve Tchibo'dan oluşan şirketler grubu, konteyner nakliye maliyetleri bazı yerlerde salgın öncesi dönemin 10 katına çıkmasına rağmen, sektörün sera gazı emisyonunu ortadan kaldırmak amacıyla 2040 yılı itibariyle sadece sıfır emisyonlu gemiler kullanmayı taahhüt etmektedir.

Söz konusu taahhüt filoların yeniden tasarlanması, yeşil amonyak, metanol ve hidrojen gibi karbon sıfır yakıtların kullanımına yönelik yatırımları kapsamaktadır.

Adı geçen firmalar 2040 hedeflerinde kullanılan yakıtların yeterinle ölçeklenebilir ve yaşam döngüsünün tüm safhalarının sıfır sera gazı emisyonlu olması gerektiği belirtmekte.

Amazon çoğu Çin merkezli olan tüm üçüncü taraf partneri dahil olmak üzere yeşil lojistik hedefinde olduğunu ifade etmektedir.

Google, WWF, Stella McCartney ve The Textile Exchange ortaklığıyla, sentetikler de dahil olmak üzere 20'den fazla fiber türünün izlenebildiği, Global Fibre Impact Explorer'ı geliştirmektedir.

Arama devi; İngiltere, Almanya ve Fransa'nın toplamından daha fazla sera gazı emisyonu ürettiği tahmin edilen moda endüstrisinin tedarik süreçlerinin takip edilebilir olmasını amaçlamaktadır.

Şirket, H&M, Adidas ve Allbirds gibi markaları; hava kirliliği, biyoçeşitlilik, sera gazları ve su kalitesi de dahil olmak üzere bölgeye özgü bir dizi çevresel faktörü değerlendirebilmek için verilerini paylaşmalarını istemiştir.

Platformda, Türkiye'nin önemli bir pamuk üretim bölgesi olan Büyük Menderes havzasında su sıkıntısı yaşanabileceği gösterilmekte. Söz konusu platformun gelecek yıl halka ücretsiz olacağı belirtilmektedir.

Mango, John Lewis, Kohl ve ZXY International gibi markaların katılımıyla, Tehlikeli Kimyasalların Sıfır Atığı Grubu'na (ZHDC) katılım günbegün artmaktadır.

110'dan fazla ülkede faaliyet gösteren İspanyol giyim grubu Mango, söz konusu iş birliği grubunun tüm paydaşlarla birlikte tehlikeli kimyasal atıklarının ortadan kaldırılmasıyla moda endüstrisinin ekolojik ayak izinin azaltılmasında önemli bir adım olduğuna inandıklarını belirtmektedir.

Ayrıca Hindistan ve Malezya'da üretim tesisleri bulunan 69'dan fazla ülkeye tedarik eden kimyasal üretim şirketi Fineotex de katılımcılar arasında yer almaktadır.

Kimyasal ayak izlerini azaltma hedeflerinde olduklarını belirten Kohl, mevcut kimyasal sürdürülebilirlik programına (ESG) dayanarak 2025'e kadar tehlikeli kimyasal atıklarının sıfıra indirme hedefleri olduklarını da eklemektedir.

Sanayi öncesi döneme göre küresel sıcaklıkların 1,5 °C arttığı belirtilen dünyamızda iklim taahhütleri çok daha büyük önem arz etmektedir.

Birleşmiş Milletler (BM) 2018 yılındaki İklim Konferansı'nda (COP24) “Fashion Industry Charter for Climate Action” eylem planı başlamasından bu yana, 130 şirket ve 41 destekleyici kuruluş iklim eylemi taahhüdünde bulunmuştu.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nda (COP26) açıklanan yenilenen taahhütlerde; firmalar 2030'a kadar sera gaz salınımlarını %30 azaltma, elektrik enerjilerinin tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından tedarik etme hususları bulunmaktadır.

Burberry, H&M Group, VF Corporation, Adidas, Kering, Chanel, Nike, PUMA, Crystal Group ve Tal Apparel gibi tedarikçilerin yer aldığı söz konusu eylem planının reel ekonomiye ihtiyaç duyulan bu dönemde ne derece mühim olduğuna değinilmektedir.

Apparel Impact Institute (Aii) ve Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) işbirliğiyle “Roadmap To Net Zero: Delivering Science:Based Targets In The Apparel Sector” raporu yayımlanmıştır.

Söz konusu raporda, sektörün 2030'a kadar sera gazı (GHG) emisyonunu %45 azaltması 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşması ve küresel ısınmanın 1,5 °C'le sınırlanması için gerekliliklere değinilmektedir. Higg endeksinin belirleyiciliği bahsedilen raporda belirtilen şartlar sağlandığı taktirde 656 milyon ton CO2 emisyonu azaltılabileceği belirtilmektedir. • Maksimum malzeme verimliliği: 24 milyon ton CO2 • Sürdürülebilir materyallerin kullanımı ve geleneksel malzemelerin sürdürülebilirliğinin sağlanması:39 milyon ton CO2 • Yeni nesil materyallerin AR-GE çalışmaları • Maksimum enerji verimliliği:64 milyon ton CO2 • Kömür tüketiminin sonlandırılması:105 milyon ton CO2 • Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı:424 milyon ton CO2 emisyonu azaltılabilecektir. Adı geçen raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.

İklim krizinin gündemde olduğu şu günlerde, İngiliz çevre kuruluşu WRAP tarafından yapılan ankette, İngiliz halkının işletmelerin sıfır karbon hedefleriyle eylemlerinin uyuşmadığını ve yeterince şeffaf olmadıklarını düşündüğünü ortaya konulmaktadır.

Ankete göre, katılımcıların %61'i tekstil, hazırgiyim ve moda işletmelerinin, %57'si ise gıda işletmelerinin iklim değişikliğiyle mücadele etmek için daha fazla şey yapabileceklerine inanmakta.

Ayrıca araştırmada tüketicilerin %41'i işletmelerin iklim hedeflerinde daha şeffaf olmaları ve ilerlemelerini yayımlamaları gerektiğini düşündükleri belirtilmektedir.

Öte yandan, pandeminin insanların satın alma alışkanlıkları üzerindeki etkisine dikkat çeken kuruluş, tüketicilerin yarısının olumlu sosyal ve çevresel eylemlerde bulunan markalara yöneldiğine de değinmektedir.

Bulgular katılımcıların %52'sinin bir giyim markasından ürün alırken markanın sürdürülebilirlik eylemlerini göz önüne bulundurmaktadır.

İngiliz hazır giyim tedarikçisi Next Plc, tedarik zincirindeki sıkıntıların Noel satışlarını yavaşlatabileceği hususuna işaret etmektedir. Eylül ayındaki nakliyat maliyetlerinden etkilendiklerini belirten şirket, nakliyat ve işgücü kıtlığından dolayı satışlarının yıl sonuna kadarki dönemde sadece %10 dolaylarında artabileceğini söylemektedir.

Dijital pazarlama ve sanal platformların önemine değinen Retail Economics CEO'su Richard Lim, sürekli genişleyen müşteri tabanı ve üçüncü ortaklıklarla küresel ekonomilerin toparlanmaya devam edeceğini, ifade etmekte. Ancak söz konusu sorunlar ve enflasyonist endişelerin Noel dönemi için belirsizlikler yarattığına dikkat çekmektedir.