İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2020 Kasım

İkinci el yani kullanılmış kıyafet küresel pazarının toplam hazırgiyim tüketimi içindeki payının halen yüzde 21 olduğu ancak 3 yıl içinde bu payın yüzde 27'ye çıkmasının beklendiği belirtilmektedir.

Kullanılmış kıyafette küresel pazarın şu an yıllık 40 milyar dolar düzeyinde olduğu ve önümüzdeki 5 yıllık dönemde bu rakamın ortalama yılda yüzde 15-20 düzeyinde artacağı kaydedilmektedir.

Bu artış hızının gelişmiş ülkelerde daha hızlı olması öngörülmektedir. Bunun en önemli nedeninin gelişmiş ülkelerdeki tüketiciler arasında çevresel endişelerin son dönemde daha da artmış olmasıdır.

Güncel bir araştırmaya göre özellikle Batılı ülkelerde kullanılmış kıyafet kullananların oranı son dönemde hızla artmaktadır. 6 ülkede 7 bin denek üzerinde yapılan bu araştırmaya göre çevresel endişeler ve sürdürülebilirlik kaygıları, gelişmiş ülkelerde tüketicilerin ikinci el kıyafet tüketimini teşvik etmektedir.

Sözkonusu araştırmaya göre Batılı tüketiciler artık eskiye göre daha az sayıda ama daha kaliteli ürünler satın almak istemekte ve aşırı tüketimden kaçınmak istemektedir.

Avrupa ülkelerinden İsviçre'de “mandatory due diligence” yani insan hakları ve çevresel konularda şirketlerin uyması gereken kuralların mecburi olması ve İsviçreli şirketlerin tedarik zincirlerindeki insan hakları ihlalleri ile çevresel ihlaller konusunda sorumlu tutulmasına dair yasa tasarısının Referandum ile oylanacağı belirtilmektedir.

Bu konuda benzer yasa tekliflerinin Fransa ve Almanya gibi AB ülkelerinde yasama sürecinde olduğu belirtilmektedir.

Sözkonusu referandumun 29 Kasım 2020 tarihinde düzenleneceği ve halkın çoğunluğu evet derse bundan sonra İsviçreli şirketlerin tedarik zincirlerindeki insan hakları ihlalleri ile çevresel ihlaller konusunda sorumlu tutulacağı belirtilmektedir.

İsviçre hazırgiyim ürünlerinde ciddi ithalatçı olduğundan ve İsviçreli marka ve şirketler yurtdışında ciddi hacimde mal ürettirdiğinden, bu yasa teklifi ve Referandum İsviçre hazırgiyim sektörünü olduğu kadar yurtdışı tedarikçilerini de yakından ilgilendirmektedir.

Söz konusu yasa teklifi Referandumda reddedilirse şirketlerin yurtdışı tedarik zincirleriyle ilgili düzenli rapor vermelerini mecbur kılan alternatif bir yasa tasarısı da kenarda beklemektedir.

Uluslararası bir inisiyatif olan Social Labor Convergence Program (SLCP) tarafından yeni geliştirilen Higg FSML (Facility Social and Labor Module) kapsamındaki yeni “Scoring Tool” ile tedarikçi ve üretici firmaların “audit fatique” yani markaların gereksiz aşırı denetim tekrarları sorununun azalacağı belirtilmektedir.

Temel amacı üretici firmaların ve fabrikaların “audit fatique” sorununu çözmek ve markaların denetimlerine küresel düzeyde bir standart getirmek olan Social Labor Convergence Program (SLCP) tarafından geliştirilen Higg FSML, ülkemiz firmaları tarafından da kullanılmaktadır.

Social Labor Convergence Program (SLCP) tarafından yapılan açıklamaya göre yeni skor sistemi “Scoring Tool”, denetimci markaların ayrı ayrı tekil auditler yapma gereğini ortadan kaldırıyor.

Yeni skor sisteminde puanlar 100 üzerinden veriliyor ve üretici fabrika / işletmeye puan verirkenişçilere işveren tarafından saygılı davranılması, uygun iş koşullarının oluşturulması ve çocuk işçiliği gibi konuların parametre olarak alındığı belirtilmektedir.

AB Komisyonu tarafından yayımlanan yeni bir politika belgesi ile AB'ye ihracat yapan tekstil ve hazırgiyimcilerin işlerinin zorlaşabileceği zira kimyasallar ile ilgili yeni kuralların getirildiği belirtilmektedir.

Yine İngiliz tekstil ve hazırgiyim ihracatçıları için Avrupa Birliği'ne ihracatın Brexit sonrası zorlaşabileceği belirtilmektedir.

Zehirden Arındırılmış Çevre için Kimyasal Stratejisi' adlı belge AB Komisyonu tarafından yayınlanmış olup, özellikle REACH konusunda önemli değişikliklerin olduğu kaydedilmektedir. Ayrıca bu belge ile aslen güvenli kabul edilen bazı maddelerin de diğer hammaddelerin geri dönüşümünü engellemeleri nedeniyle yeni kısıtlamalar uygulanacağı belirtilmektedir.

Yine İngiliz tekstil ve hazırgiyim üreticilerinin ihracatlarının önemli bölümünü AB pazarına yaptıkları ve Brexit nedeniyle AB karar mekanizmalarından uzak kalacakları ancak ana ihracat pazarları AB olduğu için AB kimyasallar politikasındaki değişikliklerden direk etkilenecekleri belirtilmektedir.

AB'nin yeni Kimyasallar Stratejisinin ana amacının nihai tüketim ürünlerinde insan sağlığını tehdit eden kanserojen, gen mutasyonlarına neden olan, üreme ve endokrin sistemini tehdit eden maddeler bulunmamasını garantiye almak olduğu belirtilmektedir.

AB Komisyonu tarafından yapılan açıklamada insan hormonlarını olumsuz yönde etkileyen kimyasallar konusunda yeni bir yasama hazırlığı olduğu da belirtilmektedir.

İngiliz Moda ve Tekstil Birliği (UKFT) CEO'suna göre AB Kimyasallar politikasındaki ciddi değişim ve İngiltere'nin karar mekanizmalarının dışında kalması önümüzdeki dönem İngiltere'nin AB'ye tekstil ve hazırgiyim ihracatında ciddi sorunlara yol açabilir.

Romanya'da bazı hazırgiyim sektörü çalışanlarının maaşlarına zam yapıldığı belirtilmektedir.

Normalde aylık asgari ücretin 278 euro olduğu ülkede başta Tanex Bölgesi olmak üzere binlerce işçiye pandemi bahanesiyle yarım ücret (140 euro) ödendiği belirtilmektedir.

İşçilere pandemi bahanesiyle haksız şekilde yarım maaş ödenmesi sonucunda işçiler ve uluslararası baskı birliği ile kampanya başlatılarak işverenler üzerinde baskı yaratılmıştır. Bu kampanya ve baskı neticesinde Tanex bölgesindeki hazırgiyim işçileri tekrar tam asgari ücret olan 278 euro maaş almaya başlamıştır.

Tanex bölgesindeki fabrikalarda çalışan ve maaşlarında düzeltme yapılan işçilerin Inditex, Holy Fashion ve bir İngiliz markası için üretim yaptıkları belirtilmektedir.

Diğer yandan, düşük maaşlar nedeniyle Romanya'da hazırgiyim sektörünün işçi bulmakta sıkıntı çektiği belirtilmektedir.

İngiliz online moda ve hazırgiyim markası Asos'un yeni bir alt marka çıkardığı belirtilmektedir.

“As You” adlı markanın kadın giyim kategorisinde olduğu ve 2000 yılı ve sonrasında doğan genç kız ve kadınlara hitap ettiği belirtilmektedir.

26 Ekim 2020 tarihinde basına ve tüketiciye tanıtımı yapılan yeni markanın 100 parçalık yeni koleksiyonla tüketicinin önünde çıktığı belirtilmektedir.

“As You” adlı yeni markanın Asos'un Collusion ve Reclaimed Vintage alt markalarından sonra üçüncü alt markası olduğu belirtilmektedir.

“As You” markasının genç kızlara hitap etmesinin yanı sıra fiyatlarının uygun olacağı kaydedilmektedir.

Brexit sonrası İngiltere'nin ilk ikili Ticaret Anlaşması olan İngiltere-Japonya Kapsamlı Ekonomik İşbirliği Anlaşması, (CEPA) 23 Ekim 2020 tarihinde Tokyo'da imzalandı.

Japonya Dışişleri Bakanı ile İngiltere Uluslararası Ticaret Bakanı tarafından imzalanan anlaşmanın içeriği üzerinde daha önce 11 Eylül 2020 tarihinde uzlaşma sağlandığı belirtilmektedir.

Sözkonusu anlaşmanın 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girmesinin öngörüldüğü belirtilmektedir.

Bilindiği gibi Japonya, AB ve ABD'nin ardından İngiltere'nin üçüncü büyük tekstil ve konfeksiyon pazarı.

Japonya pazarı, çoğu İngiliz hazırgiyim markasının 1. veya 2. pazarı konumundadır.

2019 yılında İngiltere'nin Japonya'ya hazırgiyim ürünleri ihracatı 94 milyon dolar seviyesindeyken, Japonya'nın İngiltere'ye hazırgiyim ihracatının ise 42 milyon dolar seviyesinde olduğu belirtilmektedir. Bu ürünlerin önemli bölümünün lüks ürünler olduğu kaydedilmektedir.

CEPA Anlaşmasının iki ülke arasındaki genel ticareti ve tekstil-konfeksiyon ticaretini önemli ölçüde artırması beklenmektedir.

Bangladeş Hükümetinin iş kanununda değişiklik yapmak için yeni bir süreç başlattığı ve amacının AB tarafından sağlanan ticaret imtiyazlarının korunması olduğu belirtilmektedir.

Bangladeş Hükümeti'nin iş kanununda ve insan hakları alanında yapmayı planladığı reformların asıl amacının AB'nin “Generalised System of Preferences” yani “Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi'nden (GTS) yararlanmaya devam etmek olduğu kaydedilmektedir.

Bilindiği gibi AB, Bangladeş Hazırgiyim ihracatının en büyük pazarı olup, Bangladeş En Az Gelişmiş (LDC) ülkeler arasında yer aldığı için AB pazarına gümrüksüz ihracat yapabilmektedir.

Diğer yandan, AB'nin GTS'den yararlanan ülkeleri insan hakları, iş standartları ve çevre konularında denetlediği belirtilmektedir.

Bu kapsamda Şubat ayındaki raporunda AB Komisyonu, Kamboçya ve Myanmar'dan sonra Bangladeş'te de insan hakları ve iş kanununda sorunlar olduğunu belirtmiştir.

Öte yandan, Ekim ayında Bangladeş'i ziyaret eden bir AB misyonuna, Bangladeşli yetkililertarafından insan hakları ve iş kanunu alanında adımlar atılacağı ve yol haritasının hazır olduğu yönünde sözler verildiği kaydedilmektedir.

ABD'nin hazırgiyim ithalatının pandemi döneminde bir miktar gerilediği belirtilmektedir.

Tüketici talebi bu dönemde biraz gerilediğinden OTEXA verilerine göre Eylül ayında ABD'nin hazırgiyim ithalatı bu dönemde yüzde 15 düşüşle 6,7 milyar dolara gerilerken, Ocak-Eylül dönemi hazırgiyim ithalatı ise yüzde 27,7 düşüşle 47 milyar dolara gerilemiş bulunmaktadır.

Başlıca tedarikçi Çin'den yapılan hazırgiyim ithalatı Ocak-Eylül döneminde yüzde 45,5 düşüşle 11 milyar dolara gerilerken, sadece Eylül ayı ithalatı ise yüzde 29 düşüşle 1,8 milyar dolara düşmüş bulunmaktadır.

Kamboçya dışında ilk 10 tedarikçilerin hepsinden ithalat azalırken, iki numaralı tedarikçi Vietnam'dan yapılan ithalat 9 aylık dönemde yüzde 9 düşüşle 9,4 milyon dolara gerilemiştir.

Vietnam'ın ardından gelen Bangladeş'ten yapılan ithalat ise yüzde 13,2 düşüşle 4 milyar dolara gerilemiş bulunmaktadır.

Bangladeş'i takip eden Kamboçya'dan ABD'ye yapılan hazırgiyim ithalatı 9 aylık dönemde yüzde 3,1 artışla 2,1 milyar dolara yükselirken, Pakistan'dan yapılan ithalat ise aynı dönemde yüzde 13,1 düşüşle 960 milyon dolara gerilemiş bulunmaktadır.

Diğer yandan, Türkiye'nin hazırgiyimde önemli pazarları arasında yer alan ABD'ye Ekim ayında yapılan ihracat yüzde 34,7 artışla 76,4 milyon dolara yükselirken, Ocak-Ekim dönemi ihracat ise yüzde 21,5 artışla 662 milyon dolara yükselmiştir.

ABD merkezli ayakkabı ve spor giyim markası Nike'ın Beaverton kentinde yer alan genel merkezinde çalışan sayısında ciddi kısıntıya gideceği bilgisi verilmektedir.

Güncel haberlere göre Nike yönetiminin daha önceden genel merkezinde çalışan sayısında 500 azaltmaya gideceğini açıklamasına karşın son açıklamasında bu sayının 700'e yükseldiği belirtilmektedir.

Grup yönetiminin yaptığı açıklamada genel merkezde çalışan sayısında azaltmaya gidilmesinin tek nedeninin maliyetleri azaltmak olmadığı, diğer nedenin de şirketin yeni yönetim tarzından ve planından kaynaklandığı kaydedilmektedir.

Yeni dönemde şirket yönetiminin politikalarının ve çalışanların dikkatlerinin daha fazla müşteri odaklı olacağı belirtilmektedir.

Şirket yönetimi tarafından yapılan son açıklamada sözkonusu çalışan sayısı azaltımı planının 8 Ocak 2021 tarihine kadar tamamlanmasının hedeflendiği bilgisi verilmektedir.

Asya'nın önde gelen hazırgiyim ihracatçılarından Bangladeş'in ihracatında son dönemde yavaşlama olduğu ve önceden belirlenen hedefin gerisinde kalındığı belirtilmektedir.

Ülke toplam ihracatının yüzde 84'ünü oluşturan hazırgiyim ihracatının bu yılın Ağustos-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,2 düşüşle 10,45 milyar dolara gerilediği belirtilmektedir.

Bu rakamın daha önceden bu dönem için belirlenen 10,54 milyar dolarlık hedefin gerisinde kaldığı kaydedilmektedir.

Bu dönemde örme giyim ihracatında yüzde 4,8 artışla 5,8 milyar dolar ihracat yapılırken, dokuma giyim ihracatında rakam ise yüzde 8 düşüşle 4,65 milyar dolara gerilemiştir.

Hazırgiyim ihracatındaki düşüşün Bangladeş'in genel ihracatını da aşağı çektiği ve Ekim ayı toplam ihracatının yüzde 4,1 düşüşle 2,95 milyar dolara gerilediği belirtilmektedir.

Bilindiği gibi Bangladeş Hükümeti AB tarafından sağlanan ticaret imtiyazlarını devam ettirebilmek için iş kanununda değişiklik yapmaya karar verdi bu amaçla yeni bir süreç başlattı.

AB, Bangladeş Hazırgiyim ihracatının en büyük pazarı olup, Bangladeş En Az Gelişmiş (LDC) ülkeler arasında yer aldığı için AB pazarına gümrüksüz ihracat yapabilmektedir.

Bu kapsamda Şubat ayındaki raporunda AB Komisyonu, Kamboçya ve Myanmar'dan sonra Bangladeş'te de insan hakları ve iş kanununda sorunlar olduğunu belirtmiştir.

Öte yandan, Ekim ayında Bangladeş'i ziyaret eden bir AB misyonuna, Bangladeşli yetkililer tarafındaninsan hakları ve iş kanunu alanında adımlar atılacağı ve yol haritasının hazır olduğu yönünde sözler verildiği kaydedilmektedir.

Hindistan'ın hazırgiyim işletmelerinin yoğun olduğu Ahmedabad kentinde bir pamuk üretim fabrikasında meydan gelen patlamada 12 işçinin hayatını kaybettiği belirtilmektedir.

Batı Hindistan bölgesinde yer alan fabrikadaki yangının nedeninin kimyasalların tutuşması olarak gösterilmektedir. AP Ajansı kaynaklarına göre patlamanın ardından 12 işçinin cansız bedenine ulaşılmıştır.

Patlamanın ardından çıkan yangına 24 itfaiye aracı ve 50'den fazla itfaiye erinin müdahale etmesine karşın yangının saatlerce sürdüğü ve ölümlere engel olunamadığı kaydedilmektedir.

Başbakan Narendra Modi olayın tam bir felaket olduğunu ve çok üzgün olduklarını belirtmiştir.

Bu son facia Hindistan'da hazırgiyim sektöründe iş güvenliği ve çalışma koşulları alanında acil reform ihtiyacını bir kez daha ortaya koymuştur. Zira daha Şubat ayında yine Ahmedabad'ta bir hazırgiyim etiket atölyesinde çıkan yangında 3 kişi hayatını kaybetmişti.

İngiltere'nin önde gelen hazırgiyim perakende markalarından Marks & Spencer, koronavirüs salgınından etkilendiği bu yıl içinde, satış ve kar anlamında olumsuz yönde etkilenmiş bulunmaktadır.

Marks & Spencer yönetimi tarafından yapılan açıklamaya göre markanın toplam hazırgiyim cirosu yılın ilk yarısında geçen yıla göre yüzde 41 oranında azaldı.

Bu düşüşte pandemi nedeniyle ilk çeyrek dönemde yaşanan gerilemenin etkili olduğu belirtilmektedir.

Pandemi nedeniyle düşen talep nedeniyle marka yönetiminin Sonbahar ve Kış stoklarında düşüşe gittiği ve tedariklerini daha kaliteli, esnek miktarda ve hızlı teslimat yapan tedarikçi ülkelere yoğunlaştırdığı belirtilmektedir.

Markanın ayrıca arkadaş ve aile indirim ve promosyonlarına son verdiği ve indirimdeki ürün sayısında azaltmaya gittiği kaydedilmektedir.

Marka yönetiminin Brexit sonrası 31 Aralık'ta sona erecek olan geçiş dönemi sonrasına da hazırlandığı belirtilmektedir.

Grubun, gıda satışları da dahil, toplam İngiltere cirosunun ise yılın ilk yarısında yüzde 15,8 düşüşle 4,1 milyar pound'a gerilediği belirtilmektedir ancak bu düşüşün daha önceden öngörülen düşüşten daha yumuşak gerçekleştiği kaydedilmektedir.

Düşüşün yumuşak olmasında gıda satışlarının iyi seyretmesinin etkili olduğu bilgisi verilmektedir.

Grubun uluslararası cirosunun ise yılın ilk yarısında yüzde 25 gerilediği, aynı dönemde online satışların ise yüzde 75 arttığı belirtilmektedir.

İngiltere'de ikinci dalga koronavirüse karşı yeni yürürlüğe konulan kapanma önlemleri ile mağazaların kapanmasının İngiltere perakende sektöründe büyük zarara neden olacağı kaydedilmektedir.

Yeni yapılan bir araştırmaya göre İngiltere'de dünden itibaren elzem market vb. ile eczaneler dışında elzem olmayan mağazaların kapatılmasının perakende sektöründe 6,8 milyar pound zarara neden olacağı belirtilmektedir.

Ulusal düzeyde “Kapanmanın” dört hafta süreceği ve bu süre zarfında kapanan mağazalar sonucunda markaların online satışlarının geçen yılın aynı dönemine göre 2,9 milyar pound artmasının beklendiği kaydedilmektedir.

Ulusal “kapanmanın” önümüzdeki dört hafta boyunca en fazla cadde perakende giyim mağazalarını vuracağı ve bu süreçte en fazla kazananların ise online pazarlama ve satış kanalları güçlü hazırgiyim markalarının olacağı belirtilmektedir.

Önümüzdeki 4 haftalık dönemde İngiltere genelinde iptal edilen partiler ve azalacak olan sosyal iletişim ile gerileyecek sosyalleşme nedeniyle hazırgiyim, aksesuar, takı ve ayakkabı satışlarında ciddi düşüş beklendiği uzmanlar tarafından dile getirilmektedir.

Euratex tarafından Belçika'nın Leuven Üniversitesi ile birlikte yapılan çalışmanın sonucunda hazırlanan rapor ile olası Brexit senaryolarının İngiltere ve AB'nin tekstil ve konfeksiyon sektörü üzerindeki muhtemel etkileri hesaplanmıştır. Yumuşak geçiş ile anlaşmasız sert geçiş senaryolarında sektör nasıl etkilenir konusunda yapılan hesaplamalar raporda yer almaktadır.

Bu modelin amacı ticaret şokunun hem İngiltere, hem de AB nezdinde istihdam ve üretimde meydana gelebilecek kayıpları iki senaryo altında incelemektedir.

Yapılan hesaplara göre anlaşmasız yani sert geçiş senaryosunda AB-27'nin tekstil ve konfeksiyon sektörü 100 bin istihdam kaybına (yüzde 4,6) uğrarken, İngiliz tekstil ve konfeksiyon sektörü ise 27 bin istihdam kaybına (yüzde 23,8) uğrayacaktır.

Anlaşmalı yumuşak geçiş senaryosunda ise hasar daha az olacak ama yine de istihdam kayıpları olacak ve Avrupa Değer Zincirinde bozulmalar meydana gelecek. Bu raporda kullanılan metot birbiriyle ilişkili sektörlerin de nasıl birbirinden etkileneceğini de dikkate almaktadır. Örneğin anlaşmasız sert geçiş senaryosunda Belçika tekstil sektörü için geçerli olacak tarifelerin ilişkili sektör olduğu için Alman otomotiv sektörünü de etkileyeceği hesaplanmaktadır.

Birbiriyle ilişkili sektörlerin sadece direk İngiltere ile ticareti olan değil dolaylı ticaret anlamında da etkileneceği hesaplanmaktadır.

Yumuşak ve sert geçiş senaryolarında her farklı senaryoda farklı tarife ve tarife dışı engeller yer alacaktır.

Yumuşak geçiş olan anlaşmalı senaryoda mevcut tarifelerde değişiklik olmazken, tarife dışı engellerde yüzde 2,77 artış beklenmektedir.

Sert geçiş olan anlaşmasız senaryoda ise mevcut tarifelerden MFN yani En Çok Kayrılan Ülke tarifelerine geçiş olurken, tarife dışı engellerde ise yüzde 8,31 artış hesaplanmaktadır.

Euratex ve üniversitenin uyguladığı KUL modelinin toplam brüt ihracat değerlerinden çok katma değer ihracatını dikkate aldığı belirtilmektedir.

Bu model hem mal, hem hizmet ticaretini dikkate almakta ve hesaplamaları ona göre yapmaktadır.

Bu model kaybedilecek kumaş networku kaybını dikkate almaktadır. İnsanların dolaşımını, yatırım ve sermaye hareketliliğini ve döviz kurundaki değişimleri dikkate almamaktadır.

Bu modelde tarifelerdeki değişikliklerin iç fiyatlara da yansıyacağı hesaplanmaktadır.

Anlaşmasız senaryoda İngiltere, tekstil ve konfeksiyon sektöründeki katma değerli üretimin yüzde 41,8'ini kaybedeceği hesaplanırken, AB-27'nin kaybının ise yüzde 9,7 olacağı hesaplanmaktadır.

Anlaşmasız senaryoda AB tekstil – konfeksiyon sektöründe en büyük istihdam kayıpları 27 bin ile İtalya, 12 bin ile Romanya ve 11 bin ile Portekiz'de beklenmektedir.

Oran olarak ise en çok İrlanda, Belçika, Hollanda, İsveç ve Fransa'nın etkileneceği hesaplanmaktadır. Anlaşmasız senaryoda İrlanda yüzde 23 istihdam kaybına uğrarken, Belçika yüzde 14 istihdam kaybına uğramaktadır.

Yumuşak geçiş senaryosunda ise İngiliz tekstil – konfeksiyon sektörü 4,759 (yüzde 4,2) istihdam kaybına uğrarken, AB-27 ise 17,786 (yüzde 0,8) istihdam kaybına uğramaktadır.

Sert geçiş senaryosunda ise İngiliz tekstil – konfeksiyon sektörü 27,141 (yüzde 23,8) istihdam kaybına uğrarken, AB-27 ise 100 bin (yüzde 4,6) istihdam kaybına uğramaktadır.

Teknoloji ve bilişim devi IBM'in, Alman hazırgiyim markası Kaya & Kato ile işbirliği yaparak sözkonusu marka için Blockchain Networku geliştirdiği belirtilmektedir.

Söz konusu işbirliği ve projeye Alman Federal Ekonomik Kalkınma Bakanlığının da destek olduğu belirtilmektedir.

Adı geçen network, “Yeşil Düğme” adı verilen sertifikayı almış olan ürünleri üreten tedarik ve değer zincirlerinin geliştirilmesini hedeflemektedir. “Yeşil düğme” projesi, Alman Federal Hükümetin başlıca desteğiyle belli sosyal ve çevresel koşulları yerine getiren tedarikçi ve markalara verilen bir üretici sertifikasıdır.

Geliştirilen yeni Blockchain networkunun, Kaya & Kato markasının ürünlerinin menşe şeffaflığını ortaya koymak ve sürdürülebilir olarak üretildiklerini göstermek için geliştirildiği bilgisi verilmektedir.

Yeni uygulamanın Kaya & Kato markası çalışanları ve müşterilerinin, ürünlerin menşei ve üretimin her aşamasını anlamalarını ve takip etmelerini sağlayacağı belirtilmektedir.

IBM tarafından verilen bilgiye göre, tüketiciler arasında satın aldıkları ürünlerin çevresel etkileri konusunda giderek artan bir merak ve bilgilendirilme ihtiyacı bulunmaktadır.

Hazırgiyim endüstrisinde ve pazarında bu tip eğilimler genç tüketiciler için daha fazla geçerlidir.

IBM destekli güncel bir araştırmaya göre Avrupalı tüketicilerin yüzde 75'i hazırgiyim ve moda sektöründeki atıklar konusuyla ilgilendiklerini belirtirken, yüzde 64'ü ise sürdürülebilirlik konusunda daha ikna edici markaları satın almayı tercih ettiklerini belirtmektedir.

ABD Hazırgiyim perakende satışlarında Ekim ayında düşüşün devam ettiği belirtilmektedir.

Hazırgiyim perakende satışlarının Ekim ayında Eylül ayına göre yüzde 4,2 oranında, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 12,6 oranında gerilediği belirtilmektedir.

ABD genel perakende satışlarının ise Ekim ayında Eylül ayına göre yüzde 0,3 oranında, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 5,7 oranında arttığı belirtilmektedir.

Uzmanlar ABD'de yapılan başkanlık seçimlerinin, yüzde 7 oranında işsizliğin ve artan koronavirüs vakalarının perakende harcamalarını etkilediğini belirtmektedir.

ABD'li hazırgiyim perakende markası Macy's'in bu yılki zararını 3. çeyrek dönemde azaltmayı başardığı belirtilmektedir.

Şirket yönetimi tarafından yapılan güncel açıklamaya göre markanın net satışlarının 2020 Ağustos-Eylül-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23 gerileyerek 5,2 milyar dolardan 4 milyar dolara düştüğü belirtilmektedir.

Aynı açıklamaya göre markanın mağaza satışlarının ise aynı dönemde geçen yıla göre yüzde 36 gerilediği haber verilmektedir.

Aynı dönemde markanın online satışlarının ise geçen yıla göre yüzde 27 arttığı belirtilmektedir.

10 aylık dönemde ise (Ocak-Ekim) net satışların yüzde 35 düşüşle 10,6 milyar dolara gerilediği belirtilmektedir.

Ağustos-Eylül-Ekim dönemi markanın net zararının ise 91 milyon dolar olarak açıklandığı bilgisi verilmektedir.

Bain & Company Araştırma kuruluşunun İtalyan Lüks Ürün Üreticileri Birliği ile beraber yaptığı araştırmanın sonucunda dünya çekirdek kişisel lüks ürünler pazarının yüzde 23 düşüşle 217 milyar euro seviyesine gerilediği belirtilmektedir.

Bu düşüşün dünya lüks ürünler pazarında 2009 yılından beri en sert düşüş olduğu belirtilmektedir.

Topyekün lüks ürünler pazarının ise bir miktar düşüşle 1 trilyon euro seviyesinde olduğu bilgisi verilmektedir.

Sözkonusu rapora göre bu yılın 2. Çeyrek döneminin, dünya lüks ürünler pazarı açısından gelmiş geçmiş en kötü dönem olduğu belirtilmektedir.

Aynı rapora göre 3. Çeyrek dönemde toparlanma işaretleri olduğu ve büyük olasılıkla 4. Çeyrek dönemde yıllık bazda yüzde 10 oranında düşüş beklendiği belirtilmektedir.

Yine aynı rapora göre lüks ürünlerde yıl sonu sonuçları ve performans, koronavirüs salgınının gidişatı ve salgına karşı alınan tedbirlerle aynı doğrultuda gerçekleşecektir.

Lüks ürünlerde bu yıl ciroda yaşanan düşüş sektörün brüt karını yüzde 60 düşürürken, ortalama kar marjının da yüzde 21'den yüzde 12'ye düştüğü belirtilmektedir.

Rapora göre dünya lüks tüketim pazarının 2022-2023 döneminde toparlanmasının beklendiği belirtilmektedir.

İngiliz BBC tarafından verilen güncel bir haberde Hindistan'da, Marks & Spencer, Tesco, Sainsbury's ve Ralph Lauren için üretim yapan fabrikalarda çalışan işçilerin çok kötü çalışma koşullarında adeta sömürüldüğü belirtilmektedir.

Ralph Lauren tedarikçisi bir fabrikada çalışan bir kadın işçi geceleri mesai yapmaya zorlandıklarını ve böyle zamanlarda işyerinde uyumak zorunda kaldıklarını belirtmektedir. Mesai zamanında gece saat 3'lere kadar çalışıp ertesi sabah tekrar işe uyandıklarını belirten kadın işçi, yönetimin bu durumun getirdiği yorgunluk ve sağlık sorunlarını hiç umursamadığından şikayet etmektedir.

Tesco ve Sainsbury's için tedarik yapan bir fabrikada çalışan bir işçi ise İngiltere'de bu marka için çalışan işçilerin kabul etmeyeceği koşullarda çalıştıklarını söylemektedir. Doğru dürüst tuvalet molaları bile olmadığını söyleyen işçiler, öğle yemeğini bile zor yiyebildiklerini ifade etmektedir. Yemek yerken bile bir yöneticinin başlarında olduğunu söyleyen işçiler, sürekli acele etmelerinin istendiğini belirtmektedir.

Başka bir işçi de sürekli mesai yapmaya zorlandıklarını ve mesai olan akşamlarda eve gidemediklerini söylemektedir.

Bu sorunlara karşın işçiler, işlerini kaybetmek istemedikleri için ses çıkartamadıklarını belirtmektedir.

Konu ile ilgili BBC'nin iletişime geçtiği ilgili İngiliz markalar durumu araştıracaklarını belirtmişlerdir.

https://www.bbc.com/news/world-asia-54960346

AB Komisyonu tarafında düzenli olarak hazırlanan “European Economic Forecast” bülteninin 2020 – Sonbahar Raporu yayımlanmıştır.

Rapora göre koronavirüs salgını bu yıl Avrupa ekonomisini sert biçimde vurmuştur. AB hükümetleri dünyada 1,2 milyon kişinin ölümüne neden olan salgını durdurmak adına sert önlemlere başvurmak zorunda kaldı.

Yılın ilk yarısında AB ve Euro Bölgesi ekonomileri çift haneli oranlarda küçüldüler. İşsizlik oranlarındaki yükseliş üye ülke hükümetlerinin çabalarıyla kısmen yavaşlatıldı. AB üyesi ülkelerde ekonomik daralma eşit derecede olmadı. Bazı ülke ekonomileri daha kötü derecede etkilendi.

Çoğu ülkede ekonomik aktivite yılın ikinci çeyrek döneminde dibi görürken, Mayıs-Haziran döneminde önlemlerin gevşetilmesi ekonomide kısmi toparlanmayı da beraberinde getirdi. Ancak yazın bitmesiyle Avrupa'da vaka sayısı tekrar artışa geçti ve hükümetler de sıkılaştırma ve kapanma tedbirlerini tekrar hayata geçirmek zorunda kaldı.

Bunun sonucunda 2020 yılı geneli için ekonomik tahminler de bir miktar kötümserleşti. Salgının yayılma hızı ve hükümetlerin aldığı tedbirlerin etkileri, mevcut ekonomik öngörüleri şekillendirmektedir.

Mevcut öngörüler ışığında koronavirüs salgınının yayılış hızının Avrupa ekonomisinin kısa vadeli geleceğini yakından etkileyeceği görülmektedir. Diğer bir önemli çıkarım da pandeminin yayılış hızı ve etkisinin Avrupa genelinde ülkeden ülkeye değiştiği gerçeğidir. Bunun sonucu olarak pandeminin üye ülkelere olan etkisi de ülkeden ülkeye değişik olacaktır.

Diğer bir çıkarım da ülkelerin pandemiye ve ekonomik daralmaya karşı aldığı tedbirler ve uyguladığı politikalar önemlidir. Bu tedbir ve politikaların doğruluğu nispetinde ekonomik daralmanın etkisi azalacaktır.

Bu kapsamda AB'nin uzun müzakereler sonucunda üzerinde uzlaşmaya vardığı 750 milyar dolarlık yardım paketini de hatırlamak gereklidir. Doğru politikaların devamı ekonomik hasarın ölçüsünü azaltacaktır. Diğer yandan, pandeminin hızı arttıkça ekonomik belirsizlik de artmaktadır.

Raporda yer alan güncel tahminlere göre AB ekonomisinin 2020 yılında yüzde 7,4 daralması beklenirken, Euro Bölgesinin ise aynı dönemde yüzde 7,8 daralması öngörülmektedir. Aynı dönemde dünya ekonomisinin ise yüzde 4,3 oranında daralması beklenmektedir.

Hazırgiyim ihracatının başlıca pazarı Almanya'nın 2020 yılında yüzde 5,6 daralması beklenirken, diğer önemli pazarlar olan İspanya'nın yüzde 12,4, İngiltere'nin yüzde 10,3, Fransa'nın yüzde 9,4, Hollanda'nın yüzde 5,3, İtalya'nın ise yüzde 9,9 daralması beklenmektedir.

Avrupa dışındaki önemli pazarımız ABD ekonomisinin 2020 yılını yüzde 4,6 daralmayla kapatması beklenirken, Çin ekonomisinin ise bu yılı yüzde 2,1 büyüme ile kapatması beklenmektedir.

2021 yılı için ise dünya ekonomisinin yüzde 4,6 büyümesi öngörülmektedir. 2021 için AB ekonomisinin yüzde 4,1, Euro Bölgesi ekonomisinin ise yüzde 4,2 oranında büyümesi beklenmektedir.

Hazırgiyim ihracatının başlıca pazarı Almanya'nın 2021 yılında yüzde 3,5 büyümesi beklenirken, diğer önemli pazarlar olan İspanya'nın yüzde 5,4, İngiltere'nin yüzde 3,3, Fransa'nın yüzde 5,8, Hollanda'nın yüzde 2,2, İtalya'nın ise yüzde 4,1 büyümesi beklenmektedir.

Avrupa dışındaki önemli pazarımız ABD ekonomisinin 2021 yılını yüzde 3,7 büyümeyle kapatması beklenirken, Çin ekonomisinin ise gelecek yılı yüzde 7,3 büyüme ile kapatması beklenmektedir.

İşsizlik oranlarıyla ilgili olarak AB'nin ortalama işsizlik oranının bu yıl yüzde 7,7 oranında olması beklenirken, Euro Bölgesinde ise yüzde 8,3 oranında öngörülmektedir.

İşsizlik oranının Almanya'da yüzde 4, İspanya'da yüzde 16,7, İngiltere'de yüzde 5, Fransa'da yüzde 8,5, Hollanda'da yüzde 4,4, İtalya'da yüzde 9,9, ABD'de yüzde 7,7 oranında gerçekleşmesi beklenmektedir.

Enflasyon oranının ise yıllık bazda AB'de yüzde 0,7, Euro Bölgesinde yüzde 0,3, Almanya'da yüzde 0,4, İspanya'da yüzde – 0,2, İngiltere'de yüzde 0,9, ABD'de yüzde 1,1 oranında gerçekleşmesi öngörülmektedir.

Raporda Brexit kapsamında devam eden belirsizlik sonucunda, ticari ve ekonomik olarak iki tarafın da olumsuz yönde etkileneceği ancak İngiltere'nin daha fazla kayba uğrayan taraf olacağı belirtilmektedir.

Yılın ikinci çeyrek döneminde dibi gördükten sonra üçüncü çeyrek dönemde toparlanan AB ekonomisinin, yılın son çeyrek döneminde yerinde sayacağı öngörülmektedir. AB genelinde bu yılın üçüncü ve dördüncü çeyrek dönemlerinde sertleşen pandemiye karşı alınan tedbir ve kapanmaların, 2021 ve 2022 yıllarında gevşemesi ve bunun da ekonomileri olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir.

Bu kapsamda, 2020 yılını daralma ile kapatan AB ekonomilerinin 2021 ve 2022 yılında büyümeye geçecekleri belirtilmektedir.

Raporda yer alan Türkiye ekonomisi bölümünde ekonomimizinpandemiden 2. Çeyrekte sert etkilendiğini ancak yaz mevsimiyle birlikte ekonomide toparlanma yaşandığı belirtilmektedir.

İkinci çeyrek dönemde ekonomi yüzde 9,9 daralırken, kapanma ve sokağa çıkma kısıtlamalarının tüketimi olumsuz yönde etkilediği görülmektedir. Bu dönemde ihracatta düşüş yaşanırken, Türk lirasının değerinde de ciddi düşüş meydana gelmiştir.

Raporda Türkiye ekonomisinin 2020 yılında yüzde 2,5 oranında daralması beklenirken, 2021 yılında yüzde 3,9 oranında büyümesi, 2022 yılında ise yüzde 4,5 oranında büyümesi beklenmektedir.

Aynı raporda işsizliğin bu yıl sonunda yüzde 13,7, gelecek 2 yıl boyunca ise yüzde 14,1 oranında beklendiği belirtilmektedir.

2020 yılında mal ve hizmet ihracatının yüzde 18,3 oranında azalacağı, 2021 ve 2022 yıllarında ise sırasıyla yüzde 18,4 ve yüzde 10,6 oranlarında artması öngörülmektedir.

Güncel bir habere göre Avrupa Birliği bir “Yeşil Atık Projesine” ciddi mali destek vermektedir. “New Cotton Project” adlı projenin, AB destekli olup 6,75 milyon euro değerinde bir proje olduğu belirtilmektedir.

Sözkonusu projeye toplam 12 şirket ve organizasyon paydaş olarak katılmaktadır.

Projeye katılan markaların arasında Adidas ve H&M'in de olduğu bilgisi verilmektedir.

Proje kapsamında tekstil ve konfeksiyon atıklarının dönüştürülerek yeniden sektöre hammadde olarak kazandırılması ve bu atıkların ziyan olmasının engellenmesi planlanmaktadır.

Proje kapsamında yer alan marka ve kurumlar, Finlandiya, Portekiz, İsveç, Almanya, Hollanda ve Slovenya'dan katılırken, Türkiye'den de projeye Kipaş firması katılmaktadır.

Sözkonusu proje ile AB ülkelerinde ve projeye katılan ülkelerde geri dönüştürülmüş elyaf kullanımının önemli bir oranda artmasının hedeflendiği belirtilmektedir.

Güncel bir araştırmaya göre İngiliz tüketicilerin üçte ikisinin alışveriş için Kara Cuma haftasını ve indirimlerini beklediği belirtilmektedir.

Aynı araştırmaya göre İngiliz tüketicisinin geleneksel Kara Cuma alışveriş ve indirim haftasını pandemiye rağmen heyecanla beklediği ve özellikle indirimli alışveriş yapmak istediği bilgisi verilmektedir.

Kara Cuma haftasının ve markaların indirimlerinin, pandeminin ekonomik sıkıntıları ve krizle boğuşan halk için bir alışveriş fırsatı olarak görüldüğü belirtilmektedir.

Aynı araştırmada yanıt veren İngiliz tüketicisinin yüzde 40'ının ise Kara Cuma haftasında giyim-kuşam ve ayakkabı alışverişi yapmayı planladığı belirtilmektedir.

16-34 yaş grubunun yüzde 60'ının sözkonusu haftada alışveriş yapmayı planladığı, özellikle daha genç nüfusun indirimlerden faydalanarak elektronik alışverişi yapmayı planladığı, orta yaş tüketicilerin ve kadınların ise daha çok giyim-kuşam, aksesuar ve ayakkabı alışverişi yapmayı planladığı belirtilmektedir.

Sözkonusu araştırmanın 2 bin tüketici üzerinde Ekim ayının ilk yarısında yapıldığı belirtilmektedir.

Bu hafta beklenen alışveriş sayesinde markaların da stoklarını eritmesi beklenmektedir.

Güncel bir habere göre “Buy Now, Pay Later” modeli uygulayan Klarna, Clearpay ve Paypal gibi uygulamaların perakendede giderek daha fazla yaygınlaştığı görülmektedir.

Globaldata adlı uluslararası araştırma kuruluşu tarafından İngiltere genelinde Ekim ayının ilk yarısında 2 bin dolayında tüketici üzerinde yapılan güncel bir araştırmaya göre, İngiliz tüketicilerinin beşte birinin son 1 yılda Klarna, Clearpay ve Paypal gibi “Buy Now, Pay Later” uygulamalarını kullanarak giyim-kuşam ve ayakkabı alışverişi yaptığı belirtilmektedir.

Aynı araştırmaya göre bu tip uygulamaların gelecekte daha da yaygınlaşacağı belirtilmektedir.

Sözkonusu araştırmaya göre, İngiltere genelinde bu tip uygulamaları kullanarak alışveriş yapan tüketicilerin yüzde 35'inin 16-24 yaş aralığında olduğu, yüzde 32'sinin 25-34 yaş aralığında olduğu, yüzde 20'sinin 35-44 yaş aralığında olduğu, yüzde 13'ünün 45-54 yaş aralığında olduğu, yüzde 7'sinin 55-64 yaş aralığında olduğu, yüzde 1,5'inin ise 65 yaş ve üzerinde olduğu bilgisi verilmektedir.

Özellikle gençlerin “Buy Now, Pay Later” yani BNLP uygulamalarını giderek daha fazla kullandığı, bu yüzden Zara ve Levi's gibi şimdilik bu uygulamaları kullanmayan küresel markaların bir kez daha düşünmelerinin yararlı olacağı belirtilmektedir.

ABD merkezli hazırgiyim markası Gap'in son dönemde toparlandığı bildirilmektedir.

Yılın ikinci ve üçüncü çeyrek dönemlerinde mağaza kapanmaları nedeniyle büyük zarara uğrayan markanın, yılın son çeyrek döneminde kayıplarını kısmen telafi ettiği belirtilmektedir.

Gap'ın net satışlarının Ağustos-Eylül-Ekim döneminde geçen yıla göre çok yakın bir seviyede gerçekleştiği ancak bir önceki çeyrek döneme göre ise yüzde 22 artışla 3,3 milyar dolardan 4 milyar dolara çıktığı belirtilmektedir.

Ağustos-Eylül-Ekim dönemi Gap'in satışlarının yüzde 40'ının online satışlardan geldiği bilgisi verilmektedir. Bu dönemde online satışların yıllık bazda yüzde 61 oranında arttığı bildirilmektedir.

Gap yönetimi, 2023 yılı sonuna kadar toplam satışlarının yarısını online satışlardan elde etmeyi planlamaktadır.

Ağustos-Eylül-Ekim döneminde mağaza satışlarının ise yıllık bazda yüzde 20 gerilediği belirtilmektedir.

Bu yıl ABD'de Noel tatili alışverişlerinde bir miktar artış gerçekleşmesi beklenmektedir.

Pandemi nedeniyle uzun süredir yeterince alışveriş yapmayan ve ihtiyaçlarını erteleyen Amerikan tüketicisinin, bu Noel tatilinde biriken ihtiyaçlarını karşılamayı planladığı belirtilmektedir.

Bu Noel tatilinde ABD genelinde alışverişlerin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,6 – yüzde 5,2 aralığında bir oranda artmasının beklendiği bilgisi verilmektedir.

ABD Ulusal Perakende Federasyonu (NRF) tarafından açıklanan öngörülere göre bu yılın Kasım ve Aralık aylarında ABD genelinde toplam 755 – 767 milyar dolar harcama yapılmasının öngörüldüğü belirtilmektedir ki bu öngörü geçen yılın aynı döneminde yapılan 729 milyar doların üstündedir.

Bu dönemde 755 – 767 milyar dolar olarak öngörülen Kasım-Aralık ayları alışveriş tutarı, son 5 yılın aynı dönem alışveriş ortalamasının yüzde 3,5 üzerinde olacağı tahmin edilmektedir.

NRF tahminlerine göre bu dönemde 755 – 767 milyar dolar olarak öngörülen perakende harcamalarının 202 – 218 milyar dolarlık bölümünün online satışlardan geleceği hesaplamaktadır.

İngiliz Hükümeti'nin, Çin'den angarya ve zorunlu çalıştırma ile üretilmiş koruyucu önlük ve iş tulumu satın aldığı ve bu konuda resmi soruşturmanın devam ettiği belirtilmektedir.

The Guardian gazetesi tarafından haberleştirilen iddiaya göre İngiltere Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nın Çin'den ithal ettiği 400 bin parça koruyucu önlük ve iş tulumunun angarya ve zorla çalıştırma yöntemi ile Kuzey Kore'de imal ettirildiğine dair güçlü deliller olduğu belirtilmektedir.

İngiltere Hükümeti tarafından yürütülen soruşturmaya göre Bakanlık tarafından ithal edilen adıgeçen ürünler Kuzey Kore'de insanlık dışı ortamlarda üretilmiş olup, çoğu kadın olan işçilerin günde 18 saate kadar çalıştırıldığı ve arada mola verilmediği, işçilerin üretim boyunca fabrikadan ayrılmalarına izin verilmediği ve maaşlarının yüzde 70'ine Kuzey Kore devleti tarafından el konulduğu haber verilmektedir.

Uzmanlara göre Kuzey Kore'de bu tip üretim modelleri çok yaygın ve resmen modern kölelik ama Çin'in de siparişlerini buralarda ürettirmesi Çinli otoritelerin de modern köleliğe bulaştığını göstermektedir.