İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2023 Ocak
İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler
🌍Tesco İçin Üretim Yapan Fabrikada Haftada 99 Saat Zorunlu Çalışma ve Çocuk Tacizi İddiaları
İngiltere'nin en büyük perakendecisi Tesco'nun fast fashion markası F&F için Tayland'da üretim yapan bir fabrikada çalışan Burmalı göçmen işçiler tarafından, fabrikada haftada 99 saat çalışma zorunluluğu ve çocuk tacizi olduğu iddiaları ortaya atıldı.
130 işçi ile bir çocuğu temsil eden bir hukuk firması tarafından mahkemeye taşınan süreç Tayland'da V.K. Garment isimli fabrikada 2017-2020 yılları arasında gerçekleşirken, çalışanların borç köleliği ve zorla çalıştırma çemberine alınarak en düşük maaşlarla çok uzun saatler çalışmaya zorlandığı belirtilirken, yasal sürecin aynı zamanda Londra Yüksek Mahkemesine de taşındığı ifade ediliyor.
Çalışanlardan bir kişi, F&F'nin hassas siparişleri nedeniyle haftada 99 saat çalışmaya zorlandıklarını, mesainin sabah 8'de başlayıp akşam 11'de sona erdiğini, yeme-içme ve tuvalet kullanımına izin verilmediğini ve göçmen işçilere ayda sadece 1 gün izin verildiğini söylerken aynı zamanda çalışma ortamının da berbat durumda olduğu, kesim ve paketleme ve paketleme odalarının aşırı kalabalık, havasız ve zayıf ışıklandırmaya sahip olduğu, temiz su bulunmadığı ve iş güvenliği gerekliliklerini hiçbir şekilde karşılamadığı, dolayısıyla çok sayıda iş kazasının yaşandığı vurgulandı.
🌍Yeşil Fabrikalardan Yeni Nesil Moda Teknolojilerine Bangladeş
Kasım 2022'de düzenlenen Dakka Hazırgiyim Zirvesi ve Dakka Hazırgiyim Expo'da bir hafta boyunca Made in Bangladesh etkinliği de düzenlenirken, yeşil fabrika ziyareti, moda ve inovasyon şovlarının yanı sıra IAF'ın yıllık uluslararası Dünya Moda Konvansiyonu'na da ev sahipliği yapıldı.
Etkinlikte konuşan The Giant Group Genel Müdürü ve Bangladeş Hazırgiyim Üreticileri ve İhracatçıları Birliği - BGMEA Başkanı Faruque Hassan, Bangladeş'in sadece hızlı moda ürettiğine ilişkin eskimiş imajın değişerek üretim kapasiteleri ve üretim yeterliliklerini ön plana çıkarmak istediklerini söylerken aynı zamanda IAF Başkanı Cem Altan'ı ağırlamaktan ve IAF kongresini ilk kez Dakka'da düzenlemekten şeref duyduklarını ifade etti.
Dünyanın ikinci büyük hazırgiyim üreticisi olan ülkesi olan Bangladeş'in Made in Bangladesh markasının ülkenin güçlü sürdürülebilirlik kimliğinin ve yeni nesil teknolojilerle dünya çapında bir üretim üssü haline gelmesi konusundaki vizyonunun bir göstergesi olmasını istediklerini vurgulayan Hassan, dünyadaki her on yeşil fabrikadan sekizinin Bangladeş'te olduğunu belirterek ülkedeki yeşil fabrika sayısının çokluğuna dikkat çekti.
Güvenlik ve uygunluk kriterlerine ciddi yatırım yapıldığını söyleyen Hassan bu sayede beş-on yıl içerisinde ülkesinin hazır giyimde teknoloji ve makine uzmanı olarak anılacağını iddia ederken, dünyadaki enerji fiyatlarının yükselmesinin sektörde mağduriyet yarattığını, fakat sürdürülebilirlik konusundaki çalışmaların enerji verimliliği konusuna çözüm yaratarak global enerji krizine olumlu katkı sunacağını kaydetti.
Bununla birlikte Bangladeş'in tedarikteki zayıflığının hazır giyim üreticileri için önemli bir odak olduğunu söyleyen Hassan, pandeminin tedarikte yarattığı bozulmalar ile hammadde fiyatlarındaki artış nedeniyle ülke olarak zayıf oldukları konuları geliştirmeye odaklandıklarını, küresel tedarik zincirindeki hız konusunu çözümlemek adına artık doğrudan Avrupa'ya sevkiyat yapabildiklerini, eskiden 32-35 gün süren nakliyatın 24 güne indiğini ifade etti.
Ayrıca yeni nesil teknoloji trendlerini takip ederek sektöre uyarlamak adına bir inovasyon, verimlilik ve OSH merkezi kurduklarını, bu sayede ülkedeki katma değerli üretimi arttırmayı hedeflediklerini söyleyen Hassan hükümetten de hazır giyime yönelik ikinci bir üniversite kurulmasının sözünü aldıklarını kaydetti.
2026 itibariyle az gelişmiş ülke statüsünden çıkarak vergide dezavantajlı bir konuma ulaşacaklarını belirten Hassan, AB, Avustralya ve İngiltere'den bu sürelerin uzatılması konusunda talepleri olduğunu, ayrıca ülke olarak gelişmekte olan ülkelerdeki Pazar paylarını arttırmayı hedeflediklerini belirtti.
🌍Çin'deki Covid Yasaklarının Yumuşatılması Lüks Sektörünü Heyecanlandırdı
Üç yıl süren Covid yasaklarının yakın zamanda yumuşatılmasının ardından Çin'deki lüks ürün mağazalarının yakın zamanda tamamen yeniden açılması bekleniyor. Ulusal Sağlık Komisyonu'nun yaptığı açıklamaya göre Çin 8 Ocak'tan itibaren ülkeye gelen turistlere karantina uygulamasına son verecek, 2020'den beri kapalı olan sınırlarını açacak.
Söz konusu haber dünya çapında hisse senedi fiyatlarını yükseltirken özellikle lüks sektöründe ciddisıçramalar oldu. Dünyanın en büyük lüks grubu ve Avrupa'nın bir numarası olan LVMH %2,7 oranında değer kazanırken, Cartier'in sahibi Richemont ise yaklaşık %4 değer kazandı.
%21'lik payıyla dünyanın üçüncü büyük lüks ürünleri pazarı olan Çin, zarar gören ekonomisini düzeltmek adına sıfır-Covid politikasını giderek daha da gevşetirken, 2025 yılı itibariyle Çin'deki lüks pazarının Kuzey Amerika ve Avrupa'yı geçerek ilk sıraya çıkması bekleniyor. Gucci'nin yıllık satışlarının %35'i, LVMH'nin %27'si ve Hermes'in %26'sı Çin'de gerçekleşirken, Avrupa'nın yaşadığı enerji krizi ve ABD'nin yüksek faiz oranları nedeniyle Çin önümüzdeki yıldan itibaren lüks ürünleri sektöründe avantajlı konuma gelmeyi hedefliyor.
McKinsey danışmanlığında hazırlanan güncel bir rapora göre, lüks-dışı moda satışlarının 2023'te %2 ila %7 arasında artması beklenirken, lüks sektöründe ise bu rakamların %9 ila %14 arasında gerçekleşmesi bekleniyor.
🌍Lamoda'nın Satışı Sonrasında Global Fashion Group Rusya'dan Çıkıyor
Global Fashion Group – GFG, Lamoda markasının perakende moda yatırımcısı Lakov Panchenko'ya satışı sonrasında Rusya'dan çıktıklarını açıkladı. Bu karar sonrası şirketin Rusya, Belarus ve Kazakistan'daki faaliyetleri sonlandırılacak.
GFG'den yapılan açıklamada firmanın uzun-dönemli büyüme fırsatlarının yakalanmasına odaklanılacağını, bununla birlikte Lamoda'nın yeni sahiplerinin de şirketin müşterilerine karşı operasyonlarına, kültürüne ve 8.000 kişilik güçlü istihdam kaynağına aynı önemi göstereceği belirtildi.
Ayrıca giderek artan e-ticaret bütünleşmesinin, GFG'nin pazarlarda uzun dönemli büyümesine devam ettireceği, firmanın vizyonunun dünyada online modada bir numara haline gelmek olduğu vurgulandı.
🌍Hindistan'da Bir Hazır Giyim Fabrikasından 9 Çocuk İşçi Kurtarıldı
Kuzey Hindistan Eyaleti Uttar Pradeş'te bir hazır giyim fabrikasına yapılan baskında, illegal bir şekilde çalıştırılan dokuz çocuğun kurtarıldığı belirtiliyor.
Çocuklardan bazılarının isimsiz olan tesiste altı aydır, bazılarının ise bir yılı aşkın süredir çalıştırıldığı belirtilirken, altı kız çocuğu ve üç erkek çocuğunun Uttar Pradeş ve Bihar'ın farklı bölgelerinden getirtildiği, doktor muayenesinin ardından ise bir sığınma evine aktarıldığı kaydedilirken Hindistan yasalarının 14 yaşından küçüklerin fabrikada, madende ve tehlikeli ekipmanların olduğu diğer tüm meslek kollarında çalışmasını kanunen yasaklıyor.
Uluslararası İşçi Örgütü ILO ve UNICEF 2021 yılında dünya çapında çocuk işçi sayısının 160 milyona yükseldiğini, son dört yıllık süreçte 8,4 milyon kadar bir artış olduğu söylerken, özellikle pandeminin bu artışta etken olduğunu belirtiyor.
Verisk Maplecroft'un Çocuk İşçiliği Endeksine göre, çocuk işçi çalıştırma açısından aşırı riskli (extreme risk) olan ülke sayısı 2017'de 25'ten bugün 30'a çıkmış durumda. Hindistan'ın konuyla ilgili uluslararası anlaşmalarda imzası olsa da Verisk Maplecroft tarafından yapılan açıklamada bu anlaşmaların uygulanması konusunda ülkede sorunlar olduğu ve ayrıca kaynak ve kapsam eksikliklerinin söz konusu olduğu ve ILO'nun belirlediği minimum çalışma yaşı 15'in altına inildiği vurgulanıyor.
Hindistan'daki çocukların, ticari cinsel sömürü, insan kaçakçılığı vb. çocuk işçiliğin en kötü biçimlerine konu olduğu belirtilirken, aynı zamanda tuğla yapımı, taş ocağı ve hazır giyim gibi tehlikeli sektörlerde de çalıştırıldığı belirtiliyor.
Rapora göre tehlikeli iş sınırlamaları çocukların uzun süreler sağlıksız ve güvensiz ortamlarda çalıştırıldığı tüm meslekleri kapsamıyor ve çocuk istihdamına yönelik cezalar caydırıcı değiller.
Ayrıca çocuk işçi suçlarına yönelik çalışan polis ve hükümet yetkililerinde de geniş çaplı sorunlar söz konusu.
Hindistan'ın tekstil ve hazır giyim sektörlerinde 45 milyondan fazla kişi çalışırken, ülkenin ihracatı son birkaç ayda enflasyon baskısı ve satınalma gücünün düşmesinin etkisiyle %22 oranında olumsuz etkilendi ve Kasım ayında da %15,6 oranında düşüş yaşadı.
🌍Walmart, Patagonia'nın Açtığı Davada Nasıl Misilleme Yaptı
Walmart'ın Ekim ayında satışa sunduğu tişörtlerde yer alan desenlerin, Patagonia tarafından patenti alınan P-6 Alabalık desenine şaşırtıcı biçimde benzemesi nedeniyle, marka hakkını ihlal, telif hakkı ihlali ve adil rekabetin ihlali başlıklarının da yer aldığı 7 ayrı konuda dava açılmıştı.
Walmart tarafından geçtiğimiz hafta ABD yerel mahkemesine 9 sayfalık bir doküman sunarak dava süresini uzatmak ve bir jüri değerlendirmesini talep edecek şekilde hamle yaptı. Söz konusu dokümanda Walmart ilgili iddiaları reddederken, sunulan bilgilerin yeterli olmadığını ve temelsiz iddialara dayandığını söyledi.
Sadece iki adet tişörtte benzerlik olduğunu kabul eden Walmart yetkilileri; davanın devamında balık imajının kullanımının First Amendment yasasına uygun olduğunu, imajlarda benzerlik olsa da telif hakkı ihlali veya adil rekabet ilkesinin bozulması konusunda bir iddia sunulamayacağını ifade etti.
Patagonia firmasının P-6 logosu daha önce de çeşitli davalara konu olmuş, en son hazır giyim toptancı firması Mad Engine Global ve Linda Finegold ile bir online perakendeciye benzer davalar açılmıştı. Bu arada Walmart'ın Vans firması ile Kanye West'in Yeezy ürünleri konusunda telif hakkı ihlali davası ise sürmekte.
🌍ABD Afrika ile ticareti arttırmayı hedefliyor
ABD Ticari Mümessili Katherine Tai, ABD ile Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi arasında imzalanan mutabakat anlaşması sonrasında Afrika'nın küresel tedarik zincirine entegrasyonunun öneminden bahsederken ABD ve küresel ekonomi için geleceğin Afrika olacağını vurguladı.
Büyüklük ve popülasyon olarak Afrika'nın öneminin yadsınamaz olduğunu ifade eden Tai, kıtanın genç popülasyonunun 2050 itibariyle iki katına çıkarak 2,5 milyarı bulacağını ve bölgenin ABD için öneminin daha da artacağını söyledi.
Afrika'nın rekabetçiliğini ve küresel tedarik zincirlerine entegrasyonunu arttırdığını belirten Tai, Afrika'nın katkıları olmadan günümüzde ticarette yaşanan zorlukları aşmanın çok daha zor olacağını, imzalanan AfCFTA'nın Afrikalı şirketler ve Amerikan şirketlerin ticari ilişkilerini arttırmak adına uygun bir ticaret ortamı yaratacağını vurguladı.
Etkinlikte konuşan ABD Başkanı Biden ise 1,3 milyar insanı kapsayan ve toplamda 3,4 trilyon $ değerinde market büyüklüğüne sahip Serbest Ticaret Bölgesi'nin dünyanın en büyüklerinden biri olduğunu belirtirken, anlaşma ise aşağıdaki başlıklarda çeşitli faaliyetler hedefliyor:
- Endüstriyel ve bölgesel değer zincirinin geliştirilmesi - Altyapı, dijital ticaret, zirai ürün işleme, eczacılık, sağlık cihazları, otomobiller, taşıma sistemleri ve lojistik hizmetler başlıklarında ABD'li ve Afrikalı şirketler arası daha yakın işbirlikleri geliştirilmesi - Afrika içi ticaretin AfCFTA ve AGOA'nın ortak hedefleri doğrultusunda teşvik edilmesi - Ticaretin basitleştirilmesinin desteklenmesi - AfCFTA'nın mal ve hizmet ticareti, ticarette kadın ve genç istihdamı, fikri mülkiyet ve dijital ticaret gibi alanlardaki uygulamalarının desteklenmesi - Özel sektör ve sivil toplum entegrasyonunun kolaylaştırılması
🌍Matalan'ın Yeni Sahibi 2023 Başlarında Belli Olacak
İngiliz moda ve ev ürünleri perakendecisi Matalan, 26 Eylül 2022'de ilk kez duyurulan satış sürecinin 2023 Ocak ayı sonlarında tamamlanacağını duyurdu.
Yapılan resmi açıklamada şirketin gelen tüm tekliflerin değerlendirildiği ve ilgili taraflarla sürecin devam ettiği belirtilirken, şirketin kurucusu John Hargreaves 1985'te kurulan şirketin başkanlığından istifa ederek satış sürecini yürüten ekibe dahil olarak hem şirket ortaklarının hem de 11.000 şirket çalışanının haklarının en iyi şekilde korunması için çaba gösterdiklerini kaydetti.
Satış sürecinin hali hazırda devam eden operasyonları, çalışanların iş süreçlerini ve tedarikçi ya da diğer partnerlerle olan ilişkileri etkilemeyeceğini söyleyen Hargreaves, teklif veren firmalar arasında Elliot Advisors, Alteri ve OpCapita'nın yer aldığını ifade etti
🌍Amazon, Lisanssız Louboutin Reklamlarına İzin Vermekten Dolayı Suçlu Bulunabilir
Avrupa Yüksek Mahkemesi, sahte Christian Louboutin ayakkabı reklamlarının verilmesi konusunda Amazon'un sorumlu tutulabileceğini kaydetti.
Louboutin markası Belçika ve Lüksemburg'da Amazon'a karşı açtığı iki ayrı davada, şirketin düzenli olarak kırmızı alt yüzeyli ayakkabı reklamlarını Louboutin'in rızası olmadan yaptığını belirtti.
Louboutin'in imzası sayılan kırmızı alt yüzey, AB'de tescilli bir marka olarak kaydettirilmiş durumda.
Avrupa Yüksek Mahkemesi, Amazon'un reklamlarında fikri mülkiyet haklarının ihlal edilmesinden sorumlu tutulabileceğini, zira bu reklamların gösteriminin kullanıcılara Louboutin ayakkabılarının satışında Amazon'un yetkili olduğu gibi bir algı yaratarak firmaya avantaj sağladığını kaydederken Louboutin'in avukatları ise Amazon'un bu çalışma modelini değiştirmesi ve halkı yanlış yönlendirmekten vazgeçmesi gerektiğini, şu aşamada bir tazminat beklentileri olmasa da mevcut ihlallerin sona ermesi gerektiğini vurguladı.
🌍Bir Tür Aktivizm Örneği Olarak İkinci El Kıyafet Alımları
İklim değişikliklerinin etkisiyle genç nüfusta ikinci el kıyafet kullanmak bir tür isyan göstergesine dönüşüyor.
Oxfam'ın bağımsız moda danışmanı ve Londra Moda Haftası etkinliğindeki Oxfam defilesini bir araya getiren tasarımcı Bay Garnett, hayır kurumlarından alışveriş yapmanın, modadan keyif almanın sürdürülebilir yeni bir yolu olduğunu söylerken, ikince el kıyafet kullanmanın bir tür aktivizm haline gelmeye başladığını ifade etti.
Sosyal medya postlarında yeni kıyafetlerle yer almanın geçmişin bir parçası haline geleceğini iddia eden Garnett, Şubat ayında düzenlenecek Oxfam Show'da özenle seçilmiş 80 ayrı kıyafet sunulacağını ve ikinci el kıyafetlerin dünya moda sahnesinde zamanla kesinlikle gerekli hale geleceğini belirtti.
eBay sponsorluğunda “Moda Yoksullukla Savaşıyor” başlığıyla düzenlenecek etkinlikteki 40 kombinin, catwalk modelleri yerine “kişilikler” tarafından modelleneceği belirtilirken, defiledeki parçalar sezona yönelik olmayan kombinler, ikinci el tasarımcı ürünleri, vintage ürünler ve bazı sevilen dış giyim ürünlerinden oluşuyor.
Hayır kurumları üzerinden erişilebilecek kıyafetlerin, insanın hayal ettiğinden daha ilham verici olabileceğini söyleyen Garnett, ikinci el ürün satışlarındaki artışın, özellikle genç nüfusta çevre ile ilgili kaygıların artmasından kaynaklandığını, son iki yılda bu eğilimin daha da arttığını ifade ederken, insanların giderek hızlı moda yerine daha iyi koşullarda üretilmiş, daha kaliteli, daha uzun ömürlü ürünleri tercih edeceğine inandığını kaydetti.
Oxfam etkinliğinde toplanan tüm para dünya çapında yoksullukla savaşmakta kullanılacak. “Moda Yoksullukla Savaşıyor” etkinliğinin Oxfam'ın şık, sürdürülebilir, bütçeyle barışık ikinci el moda ürünlerini bir tür kutlama yolu olduğu söylenirken, etkinliğin perakende direktörü Lorna Fallon ise Londra Moda Haftası'ndaki diğer etkinliklerin aksine Oxfam Show'un sezona yönelik ürünler barındırmayacağını, sunacakları uygun fiyatlı ürünlerin tüm dünyada yoksulluk ile mücadele için fon oluşturacaklarını vurguladı.
🌍Hızlı Modadan Yavaş Modaya Geçişte Hazır Giyim Sektörü
IAF'ın Bangladeş'te düzenlediği Dünya Moda Konvansiyonu'nda konuşan IAF Başkanı Cem Altan, hızlı modanın giderek demode hale geldiğini, eğitim, dijitalleşme, yüksek kalitede ürünler ve düşük atık oranlarının birlikte ele alınacağı kombine bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Aynı zamanda Aycem Tekstil'in kurucusu olan ve İHKİB ile TGSD Yönetim kurullarında da görev alan Altan, 7 Kasım 2021 tarihinde IAF Başkanlık koltuğunu Han Bekke'den devralmıştı.
Şu dönemde Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu yüksek enerji fiyatları, artan enflasyon ve yaşam maliyetleri vb. öğelerin, tüketicilerin giyim gibi hayati olmayan alışverişlerinde iki kez düşünmesine neden olduğunu söyleyen Altan, artan maliyetlerden herkesin etkilendiğini, perakendecilerin Covid nedeniyle birikmiş olan stoklarını artan yaşam maliyetleri nedeniyle satamamalarının tüm ülkelerdeki giyim siparişlerinde %20-25 arasında bir düşüş yaşanacağı anlamına geleceğini kaydetti.
Hazır giyim üretiminde maliyetlerin ciddi şekilde arttığını, markaların ise bu ekstra maliyetleri üstlenmeyi istemediklerini belirten Altan, ABD ve Avrupa'da en az %10'luk bir enflasyon söz konusuyken hazır giyim fiyatların ortalama sadece %1 civarında arttığını, perakendeci ve markaların günün sonunda tedarikçilere ihtiyaç duyacaklarını, kendileri yüksek kâr ederken bunun bir kısmını tedarikçileri ile paylaşmaları gerekeceğini vurguladı.
IAF Dünya Moda Konvansiyonu'nda bu yılki tema 'modayı beraber dönüştürmek' olarak belirlenirken IAF Başkanı da hazır giyim ve tekstil sektörlerinde satınalma stratejilerinin sürdürülebilirlik ve dijitalleşme merkezli olarak değişeceğini, bu dönüşümün 40 ayrı ülkede yer alan IAF üyelerinin beraber hareket etmesiyle sağlanacağını, özellikle Avrupa Birliği mevzuatının 2050 karbon emisyonlarını sıfırlama politikasının oldukça belirleyici olacağını söyledi.
IAF olarak üreticiler, markalar ve perakendeciler arasında bir köprü görevi görmek istediklerini söyleyen Altan, temel hedeflerinin bu grupları aynı masa etrafında toplayarak sektörün geniş çaptaki sorunlarına beraber ve hızlı çözümler üretmek olduğunu belirtti. Sektörün ileriye gitmesi için maliyetlerde oluşan artışların marka ve perakendeciler tarafından da üstlenilmesi gerektiğini; markaların üreticilerden güvenli ve sürdürülebilir fabrikalarda, çalışanlar için iyi koşullarda üretim yapmalarını beklediğini fakat bunun da bir maliyeti olduğunu söyleyen Altan, bu değişikliklerin yapılabilmesi için ciddi yatırım yapılması gerektiğini ve fakat üreticilerin bunun için öncelikle kâr etmesi gerektiğini kaydetti.
Düşük fiyatlı modadan uzaklaşmanın tedarikçi ülkeler için değişim anlamına geldiğini söyleyen Altan, özellikle Asya'daki hazır giyim üreticilerinin çoğunlukla buna odaklanmış olduğunu fakat artık önceliğin dijital teknolojileri adapte etmek olacağını; bu değişim için de üniversitelerin moda tasarımı ve teknoloji programlarına daha çok odaklanılması gerektiğini, hatta gün sonunda her fabrikanın kendi moda tasarım departmanı olması gerekeceğini ifade etti.
Nearshoring'in sektörde kullanılan yeni moda bir sözcük olmasına rağmen sektörün geniş çapta problemlerini çözmekten uzak bir kavram olduğunu söyleyen Altan, kaliteyi arttırmak, katma değer yaratmak ve tasarımları geliştirmek zorunda olduklarını, bunun da Doğu ile Batı, alıcılar ile yerel tasarım grupları arasında işbirliğini zorunlu kıldığını vurguladı.
Gençlerin farklı bir mantaliteyle modaya yaklaştığını, sektörün buna göre kendini ayarlaması gerektiğini söyleyen Altan, genç tasarımcıları da sürece dahil etmelerinin öneminden bahseder İstanbul Moda Haftası sırasında düzenlenen yarışma ile genç tasarımcıları sektöre tanıttıklarını, bunun sonucunda da ülkede genç tasarımcı kapasitesinin artması noktasında olumlu bir itibara sahip olduklarını belirtti.
Bangladeş'in Türkiye'nin 60 yıl önceki haline benzediğini söylerken, devlet desteği ve hammaddeye ulaşım avantajları ile makine yatırımlarını yapana kadar düşük fiyatlı moda üretimi yapmaya alıştıklarını ve bunun sonucunda sektörün hızla büyüdüğünü ifade etti.
Türkiye'nin daha katma değerli ve pahalı giyim ürünleri satmak konusunda arzusu olduğunu ve bu amaçla ihracatın %65'inin yapıldığı Avrupa'nın yanı sıra ABD'nin ana hedef pazarlar olduğunu söyleyen Altan, 2005 yılından beri ABD'ye gümrük vergisiz ihracat yapma imkanını kaybettiklerini ve bunun sonucunda ABD'deki genç jenerasyonun Türkiye'nin üretim gücü konusunda bilgi sahibi olmadığını belirtti. ABD'li alıcıların farkındalıklarını arttırdıklarında şu anki 22 Milyar $ seviyesinden 30 Milyar $ seviyesine hızlıca çıkılabileceğini söyleyen Altan, Türkiye'nin işgücü kalitesini de yükselttiğini, üniversite iş birliklerinin arttığını, ülkede üniversitelerin tekstil ve hazır giyim bölümlerini seçen öğrenci sayısının %100 artış gösterdiğini kaydetti.
Asya'daki üreticilere kıyasla en büyük avantajlarının termin süresinin kısalığı olduğunu ifade eden Altan, Türkiye'ye yakın lokasyonlardan ürün tedarik tedarik edeceklere yüksek hacimli alım yapmak yerine ihtiyaç kadar alım yapmalarını önerdiğini, zira 2-3 hafta içerisinde yeni ürün tedarik edebildiklerini kaydetti.
Tekstil atıklarının azaltmanın tüm sektörün misyonu olduğunu, yavaş modaya geçişle atık sorununun da azalacağını tahmin ettiklerini söyleyen Altan, üretilen giyim ürünlerinin %20-25'lik kısmının satılmadığını fakat yeni AB regülasyonlarıyla satılmayan giyim ürünlerinin toplanıp dönüştürülerek yeni iplik ve kumaşlara dönüşeceğini ifade etti
Üretimi azaltıp kaliteyi arttırmanın, tüketicilerin aldığı ürünlerin daha uzun süreli kullanılabileceği anlamına geleceğini söyleyen Altan, tüm giysilerin yenilenebilir ve tamir edilebilir materyallerden yapılması gerektiğini, bunun da hedeflenen kalkınma hedeflerine katkı sağlayacağını belirtti.