İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2020 Ağustos
İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler
🌍COVID-19 PANDEMİSİNİN TEKSTİL VE HAZIRGİYİM SEKTÖRLERİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÜZERİNE ETKİSİ
COVID-19 pandemisi dünya üzerindeki tüm insanları pek çok yönden etkileyen bir salgındır. Bu salgın sürecinde yalnızca sağlık alanında değil, sosyal ve ekonomik alanlarda da olumsuz pek çok sonuca sebep olmuştur.
COVID-19 sürecinin tüketim alışkanlıkları ve sürdürülebilirlik algısı üzerindeki etkisinin tüketiciler gözünden incelendiği McKinsey & Company tarafından gerçekleştirilen anket araştırmasında bu konularla ilgili çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir.
Giriş COVID-19 pandemisi ile çevresel sürdürülebilirlikle ilgili çalışmaların hızını azalttığı yadsınamaz bir gerçektir. Pandemi öncesinde firmalar tarafından birincil olarak belirlenen -sürdürülebilir üretim, döngüsellik ve petrokimyevi ürünlerden uzaklaşma gibi- amaçlar şu anlık ikinci plana atılmış gibi görülmektedir.
2020 yılında pandemiden önce, özellikle göz önünde olan üreticiler, markalar ve perakendecilerin hatırı sayılır bir kısmının kendi sürdürülebilirlik departmanlarının ve stratejilerinin olduğu varsayılmaktaydı. Hatta pek çok kurum ve kuruluşun sürdürülebilirlik yöneticileri istihdam ettiği de bilinmektedir.
COVID-19 pandemisi ile birlikte firmalar tahmin edilebileceği üzere başka önceliklere sahip olmuştur. Süreçle birlikte firmaların halkla ilişkiler departmanlarının paylaşacak yeni hikayeleri olduğu için sürdürülebilirlik mevcut durumda haber değeri de taşımamaktadır.
Firmalar artık COVID-19'un yayılımına karşı savaşta yardımcı olan ve kişisel koruyuculuğu artıran antiviral materyallerle ilgili gelişmelere yönelik haberleri paylaşmayı daha öncelikli görmektedir.
Kişisel Koruyucu Malzemelerin Atık Dağları Çevresel sürdürülebilirliğe ulaşmak için kat edilen yol yeniden kullanımı mümkün olmayan kişisel koruyucu malzeme atıkları nedeniyle tehlikeye düşmüştür.
Mayıs 2020 tarihinde pek çok analist dünya genelinde yalnızca sağlıkçıların günde 44 milyona yakın dokusuz kumaşlardan üretilmiş kişisel koruyucu malzeme kullandığını belirtmiştir.
Bu ürünler tek kullanımlık olup her kullanımdan sonra da atılması gerekmektedir. Bu ürünler yenilenebilir olmayan petrokimyasallardan elde edilen sentetik elyaftan üretilmekte olup bu kullanımdan kaynaklı oluşacak atık miktarının günde 15.000 ton olması beklenmektedir.
Bu atıkların çevreye vereceği zararın bedeli zamanı gelince görülecektir. Kişisel koruyucu malzeme atıklarının çevreye etkileri COVID-19'la savaş süresince ikincil öneme sahip olacaktır.
Belirli Sektörlerde Gerçekleşen Yükseliş Kişisel koruyucu malzemelere yönelik ihtiyacın artmasıyla sentetik elyafla ilgili tekstil ve giyim endüstrisi de yükselişe geçti. Kişisel koruyucu malzeme üretimi bu dönemde özellikle Batı Avrupa ve ABD'de artan talebe yanıt verebilmek için gelişmiş ülkelere doğru kaymıştır.
Batı Avrupa ve ABD'deki kişisel koruyucu malzeme alıcıları özellikle pandemi etkisinin ağır şekilde hissedildiği ilk dönemlerde Çin'den alınan kalitesiz, pahalı ve gerekli teknik özellikleri taşımayan ürünler nedeniyle yerel üreticilere yönelmişlerdir.
Bununla birlikte, hastane ve diğer sağlık kuruluşları pandemi sürecinde hızlı geri dönüşe ihtiyaç duyduğu için Çin'den tedarik tercih edilmemiştir.
Ayrıca pek çok ülkede sağlık harcamalarına ayrılan bütçe COVID-19'la savaş nedeniyle artırıldığı için yakından ve yerelden tedarik daha maliyetli olsa da tercih edilebilir durumdadır.
Kişisel koruyucu malzemelerin yerelden tedarik edilmesiyle birlikte gelişmiş ülkelerdeki elyaf, tekstil ve hazırgiyim sektörlerinin işleri de yüksek oranda artmıştır. Yerel üretim aynı zamanda taşımadan kaynaklı karbon ayak izinin azalması nedeniyle çevre açısından da daha iyidir.
Yerelden tedarik edilen ürünler Çin'de üretilen ürünlerden daha kaliteli olduğu için de israf azalmaktadır. Ayrıca çevre konularında Batı'daki gelişmiş ülkeler daha bilinçli olduğu için bu ülkelerdeki üretimde ortaya çıkan atıkların daha kontrollü bir biçimde imha edileceği düşünülmektedir.
Bu noktada oluşacak en büyük zorluk, kişisel koruyucu malzemelerin tüketiciler tarafından sürdürülebilir şekilde imha edilmesine teşvik edilmesinde yaşanacaktır.
Özellikle maske kullanımının bazı ülkelerde zorunlu, bazı ülkelerde ise tavsiye edilir durumda olması nedeniyle bu ürünlerin kullanımında çok yüksek oranda bir artış gerçekleşmiştir. Bu çerçevede, halihazırda birçok raporda özellikle tek kullanımlık maskelerin sokaklara, parklara ve plajlara atıldığı belirtilmektedir.
COVID-19 Krizi Sürecinde Tüketicilerin Sürdürülebilirliğe Olan İlgisi COVID-19 sürecinde tüketicilerin tekstil ve hazırgiyim ürünlerinde sürdürülebilirlik konularına daha sıkı şekilde entegre olduğu görülmüştür. McKinsey & Company tarafından 2.000'den fazla kişiyle gerçekleştirilen araştırmada tüketicilerin COVID-19 sürecindeki duygu ve düşünceleri anlaşılmaya çalışılmıştır.
Yapılan araştırma tüketicilerin tekstil ve hazırgiyim üreticilerinin sorumlu şekilde davranarak işlerinin sosyal ve çevreye olan etkilerini de dikkate almalarını beklediklerini göstermiştir. Araştırma aynı zamanda, moda sektöründeki sezon sayısının azaltılması yönünde bir eğilimi de ortaya çıkarmaktadır.
McKinsey & Company'nin anketine katılan tüketicilerin 2/3'ü moda endüstrisinin iklim değişikliği üzerindeki etkisinin sınırlandırmanın artık daha önemli hale geldiğini düşünmektedir. Buna ek olarak %88'i kirliliğin azaltılmasına daha çok dikkat çekilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Bu görüşler çerçevesinde tüketiciler davranışlarını değiştirmeye başlamıştır. Ankete katılan tüketicilerin %57'si çevreye olan etkilerini azaltmak üzere yaşam tarzlarında köklü değişiklikler yaptıklarını söylemişlerdir. %60'ından fazlası ise çevre dostu paketlemeye sahip ürünleri tercih ettiklerini iletmiştir.
Sosyal ve Çevre Bağlılıklarına Vurgu Pek çok firma operasyonlarını “yeni normal” çerçevesinde yeniden düzenlemektedir. Bunu yaparlarken de McKinsey & Company'e göre moda sektörü aktörlerinin tüketicilerin sosyal ve çevre konularına özen göstermeleri yönündeki beklentilerini dikkate almaları gerekmektedir.
Ankete katılan tüketicilerin %67'si sürdürülebilir materyallerin kullanımının satın alma davranışları üzerinde etkisi olduğunu belirtirken %63'ü ise bir markanın sürdürülebilirlik konusunu öne çıkarmasının aynı şekilde etkili olduğunu aktarmıştır.
Buna ek olarak, ankete katılan tüketicilerin önemli bir kısmı COVID-19 sürecinde firmaların kendi çalışanları yanında Asya'daki çalışanları da desteklemesi gerektiğini söylemiştir. Bu da markalardan krize rağmen etik bağlılıklarını sürdürmelerinin beklendiğini kanıtlamaktadır.
Firmaların tüketicilerle güven ve şeffaflık çerçevesinde bir ilişki geliştirmesi zorunlu gözükmektedir. Ankete katılan tüketicilerin %70'i kriz sürecinde güvendikleri firmalar ve markalarla devam edeceklerini belirtmiştir.
Katılımcıların %75'i güvenilir bir markanın satın alma süreçlerinde önemli bir unsur olduğuna inanmaktadır. Bununla birlikte Z Jenerasyonu ve Milenyum Kuşağı kriz sürecinde daha az bilinen ya da küçük markalara yönelmişlerdir.
Satınalma Davranışlarındaki Değişim Ankete katılan tüketicilerin %88'i yavaş bir toparlanma ya da durgunluk beklemekte olup bu da genel tüketici güveninin düşük olduğunu göstermektedir.
Bunun sonucunda tüketicilerin moda harcamaları da değişmektedir. Ankete katılanların %60'ı kriz sürecinde moda harcamalarını azalttıklarını ve yaklaşık yarısı kriz sonrasında da bu eğilimin devam edeceğini düşündüklerini belirtmiştir.
Bununla birlikte, tüketiciler hazırgiyim ve ayakkabı harcamalarından önce özellikle aksesuar ve mücevherat gibi harcamalarda kesintiye gitmektedir. Satın alma davranışları incelendiğinde özellikle Z Jenerasyonu ve Milenyum Kuşağı'nın normalde satın alacakları ürünlerin daha ucuzuna yöneldiği görülmektedir. Ankete katılan ve bu kategoride yer alanların %50'si bu şekilde davrandıklarını belirtmiştir.
Online Alışverişte Artış COVID-19 pandemisinin önemli ancak beklenen çıktılarından biri de online alışveriş kanallarına yönelen tüketicilerin sayısındaki artıştır.
Pek çok ülkede, pandeminin yaygınlaşmasını önlemek amacıyla alınan önlemlerden biri de perakende mağazalarının kapatılmasıydı. Her ne kadar bu önlemler yumuşatıldıysa da tüketiciler diğer tüketicilerin ve mağaza çalışanlarının yer aldığı fiziki mağazalardan virüs nedeniyle kaçınmaktadır.
Bununla birlikte maske takma zorunluluğu da mağazada alışveriş yapmayı daha az zevkli hale getirmektedir.
Ankete katılanların %43'ü COVID-19 krizinin başlangıcıyla birlikte ilk kez online alışveriş kanallarını kullandığını belirtmiştir. Bunun da ötesinde, bu oran genç nesillerde daha da yüksektir. COVID-19'un başlangıcından itibaren z Jenerasyonu'nun %84'ü ve Milenyum Kuşağı'nın %76'sı ilk kez online alışveriş kanallarını kullanmıştır.
56-75 yaş aralığındakilerin %19'u da bu dönemde ilk kez online alışveriş yapmıştır. Evde kalması gereken ve çıkışları kısıtlanan 75 yaş üstüne bakıldığında bu oranın %31 olduğu ve X Jenerasyonu'nda ise oranın %36 olarak kaydedildiği görülmektedir. Yapılan araştırmada, bu eğilimin değişmeyeceği de görülmektedir. Z Jenerasyonu'nun %23'ü, Milenyum Kuşağı'nın %16'sı, X Jenerasyonu'nun %13'ü, 56-75 yaş aralığındakilerin %13'ü ve 75 yaş üstünün de %11'i fiziki mağazalardan alışveriş yapmayı planladıklarını belirtmiştir.
Tüketicilerin Moda Döngüleri ve Döngüsel İş Modelleri Hakkındaki Düşünceleri McKinsey & Company anketine göre tüketicilerin zihinlerinde moda döngülerine dair güçlü bir algı yoktur. Dolayısıyla moda sektöründeki sezon döngüsünün azalması için iyi bir fırsat bulunmaktadır. Ankete katılanların %65'i COVID-19 nedeniyle moda markalarının yeni koleksiyonlarında yaşanacak gecikmeleri destekleyeceklerini belirtmiştir.
Buna ek olarak, katılımcıların %58'i kriz başlangıcından itibaren moda dışında başka konularla ilgilendiklerini ve alışveriş tercihlerinde “yenilik” kavramının en az önemli unsurlardan biri olduğunu belirtmiştir . Anketi yanıtlayanların %65'i daha dayanıklı moda ürünlerine yöneldiklerini belirtirken %71'i sahip oldukları ürünleri muhafaza etmeye devam edeceklerini belirtmiştir. Ayrıca %58'i kullanım ömürlerini artırabilmek üzere ürünleri tamir etmek istediklerini aktarmıştır.
Bununla birlikte COVID-19 ile özellikle genç tüketiciler arasında ikinci el ürünlere ilginin fark edilir bir şekilde arttığı görülmektedir. Ankete katılan Z Jenerasyonu ve Milenyum Kuşağı'nın %50'sş daha çok ikinci el ürün alacaklarını belirtmiştir.
Sonuç Tüm bu sonuçlar ışığında McKinsey & Company COVID-19 sürecinin hazırgiyim, ayakkabı ve lüks tüketim sektörleri için bir yeniden başlama işlevi göreceğini ve bu sektörlerin sürdürülebilirlikle ilgili altyapılarını güçlendirmelerini sağlayacağını düşünmektedir. Bu süreç aynı zamanda daha az sezona geçiş ve döngüsel iş modellerinin öne çıkarılmasına da fayda sağlayacaktır.
COVID-19 tüm dünya üzerinde kara bulutlar dolaşmasına neden olan ve milyonlarca insanı etkileyen küresel bir krizdir. Ancak bu kriz, dünyadaki doğal kaynakları sorumsuzca kullanan ve kirliliğe neden olan kesimlerin bir adım geriye atarak düşünmesini ve gençlerin düşüncelerini önemsemesini sağlamıştır.
🌍Dünya Hazırgiyim ve Tekstil Ticaretinde Yeni Trendler
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından yayımlanan istatistik yıllığının 2020 yılı güncel versiyonuna göre dünya hazırgiyim ve tekstil ticaretiyle ilgili 5 önemli trendin ön plana çıktığı belirtilmektedir:
1- Dünya hazırgiyim ve tekstil ticaretinin hacmi 2019 yılında azalmış bulunmaktadır. Bu düşüşün nedenleri azalan küresel talep ve ülkeler / bloklar arası ticaret savaşları ve ihtilaflarıdır.
Dünya tekstil ihracatı 2019 yılında % 2,4 düşüşle 305 milyar dolara gerilerken, dünya hazırgiyim ihracatı ise aynı dönemde % 0,4 düşüşle 492 milyar dolara gerilemiş bulunmaktadır.
Dünya toplam mal ticareti de 2019 yılında değer bazında % 3, miktar bazında ise % 0,1 oranında gerileyerek 2017 ve 2018 yılındaki artışın aksine azalmış oldu.
Diğer yandan, 2020 yılında ise büyük oranda pandeminin etkisiyle dünya toplam mal ticaretinin çok daha sert oranda düşmesi öngörülmektedir.
2- Dünya hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı 2019 yılında % 0,4 düşüşle 492 milyar dolar olarak kaydedilirken, Çin 151,6 milyar dolar ihracat ve % 31 pay ile küresel ticarette liderliğini sürdürmektedir. Buna karşın Çin'in hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı 2019 yılında % 4 oranında azalmış bulunmaktadır. Bunun nedeni ABD'li ve Avrupalı alıcıların siparişlerini Çin'den diğer Asyalı tedarikçilere kaydırmaya başlamalarından kaynaklanmaktadır.
2019 yılında dünya hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatında Çin'i 135,6 milyar dolar ihracat ve % 27,6 pazar payı ile AB takip etmektedir. AB'nin hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatında 2019 yılında değişiklik olmamıştır.
Dünya hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatında AB'ni Bangladeş, Vietnam, Hindistan ve Türkiye takip etmektedir. Bu sıralamaya göre Türkiye dünya hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatında 6. sıradadır.
3- Dünya tekstil ihracatı 2019 yılında % 2,4 düşerken, Çin en büyük ihracatçı konumunu korumaktadır. 119,6 milyar dolar ihracat ve % 39,2 pazar payı ile Çin'in ardından 66,3 milyar dolar ihracat ve % 21,7 pazar payı ile AB gelmektedir. AB'ni 17,2 milyar dolar ihracat ve % 5,6 pazar payı ile Hindistan takip etmektedir.
Dünya tekstil ihracatçıları içinde Hindistan'ı ABD takip ederken, 5. sırada ise Türkiye gelmektedir. Türkiye'yi Güney Kore ve son yıllarda üretim ve ihracatı artan Vietnam takip etmektedir.
4- Dünya hazırgiyim ithalatı pazarı giderek daha karmaşık ve bölünmüş hale gelmekte ve büyüyen ekonomilerin yükselen orta sınıfları sayesinde tüketim yapıları da değişmektedir.
Dünya hazırgiyim ithalatı içinde AB 179,5 milyar dolar ithalat ve % 34 pazar payı ile liderliğini sürdürmekte, ABD ise 96 milyar dolar ithalat ve % 18 pazar payı ile arkadan gelmektedir.
ABD'nin ardından 29,8 milyar dolar ithalat ve % 5,7 pazar payı ile Japonya gelirken, Japonya'yı İngiltere, Hong Kong, Kanada ve Güney Kore takip etmektedir. Güney Kore'nin ardından gelen sekizinci sıradaki Çin'in hazırgiyim ithalatı 2019 yılında hızlı biçimde değer bazında % 8,1 oranında artmıştır.
5- Dünya hazırgiyim ticaretindeki hareketlere bağlı olarak dünya tekstil ithalatı giderek daha fazla hazırgiyim ihracatçısı ülkeler tarafından yapılmaktadır.
Dünya tekstil ithalatının en büyük pazarı 67 milyar dolar değer ve % 21 pazar payı ile AB'dir. AB'ni 31,4 milyar dolar değer ve % 10 pazar payı ile ABD takip etmektedir.
ABD'yi Vietnam, Çin, Bangladeş ve Japonya takip etmektedir.
Bu dönemde dünyanın ilk 10 tekstil ithalatçıları içinde yalnızca 3. sırada bulunan Vietnam'ın ithalatı değer bazında 2019 yılında artmış, diğerlerinin ise düşmüştür. 2019 yılında Vietnam daha alt sıralardan üçüncülüğe yükselmiştir.
🌍Myanmar'da Sektör İşçilerine Ödemeler Başladı
Myanmar hazırgiyim sektörü işçileri için Avrupa Birliği tarafından sağlanacağı daha önceden açıklanan mali yardımın verilmeye başlandığı belirtilmektedir.
“Quick Assistance Fund” adı altında Avrupa Birliği tarafından sağlanan ve Myanmar'da hazırgiyim sektöründe özellikle kadın çalışanlar için sağlanan yardımın dağıtılmaya başlandığı, bu kapsamda işçilere 2,9 milyon dolar ödeme yapıldığı belirtilmektedir.
Bu kapsamda yardım yapılan işçilerin pandemi nedeniyle azalan siparişler ve ihracattan olumsuz etkilenen hazırgiyim işletmelerinde çalışan çalışanlar olduğu haber verilmektedir.
Sözkonusu yardımdan 1 Mayıs ile 3 Ağustos tarihleri arasında 230 fabrikadan 27 bin işçinin yararlandığı ve bu sürede yapılan toplam yardımın 2,9 milyon dolara ulaştığı kaydedilmektedir.
Yardım programının 30 Kasım 2020 tarihine kadar devam edeceği ve hazırgiyim işçilerinin yanı sıra tekstil ve ayakkabı işçilerinin de aynı yardımdan yararlandığı belirtilmektedir
🌍Asya Ülkelerinde Pandemide Ücretler Eksik Ödendi
Güncel uluslararası bir rapora göre pandemi döneminde hazırgiyim üreticisi – ihracatçısı ülkelerin çoğunda çalışanların ücretleri eksik ödenmiş bulunmaktadır.
Sözkonusu raporda çalışanların ücretlerinin eksik ödendiği Bangladeş, Kamboçya, Hindistan, Endonezya, Myanmar, Pakistan ve Sri Lanka ele alınmıştır.
Hazırgiyim sektöründe aylık ortalama maaşların 113 dolar olduğu ve sektörde 4,4 milyon kişinin istihdam edildiği Bangladeş'te sektörde maaşlar Mart-Mayıs döneminde ortalama % 30 eksik ödenirken, ihracatta sipariş iptallerinin yanı sıra hükümetin Nisan ayında maaşların ¾'ünün ödenmesinin yeterli olduğunu ilan etmesinin de bu eksik ödemede etkili olduğu belirtilmektedir.
Bangladeş'te Şubat ayında pandemi etkili olmadığından eksik maaş ödemesi olmayıp, Mart ayında maaşlar ortalama % 13 eksik ödenirken, Nisan ayında sert artışla bu oran % 46'ya yükselmiştir. Bu artışta Nisan ayında ihracat sipariş iptalleri ve ödenmeyen alacakların hızlı artışının etkili olduğu belirtilmektedir. Ortalama maaşların eksik ödenme oranı Mayıs ayında ise % 25 olarak kaydedilmiştir.
Hazırgiyim sektöründe 2,2 milyon kişinin istihdam edildiği ve sektörde ortalama ücretlerin 106 dolar ile 123 dolar arasında seyrettiği Hindistan'da, Mart-Mayıs döneminde maaşların ortalama % 48,8 oranında eksik ödendiği tahmin edilmektedir.
Aynı rapora göre hazırgiyim sektöründe yaklaşık 2,6 milyon kişinin istihdam edildiği ve ortalama aylık ücretlerin 131 dolar seviyesinde olduğu Endonezya'da ise Mart-Mayıs döneminde ücretler ortalama % 39,8 oranında eksik ödenmiştir.
Hazırgiyim sektöründe 2,2 milyon işçinin istihdam edildiği Pakistan'da ortalama ücretler aylık 104 dolar iken, Mart-Mayıs döneminde maaşların ortalama % 46 eksik ödendiği raporda yer almaktadır.
Rapora göre diğer bir üretici ülke Myanmar'da 700 bin kişi hazırgiyim sektöründe istihdam edilirken ve ortalama ücretler 93 dolar seviyesindeyken, Mart-Mayıs döneminde ücretler ortalama % 33 eksik ödenmiştir.
Hazırgiyim sektöründe 650 bin işçinin istihdam edildiği Kamboçya'da ortalama ücretler aylık 190 dolar iken, Mart-Mayıs döneminde maaşların ortalama % 33 eksik ödendiği raporda yer almaktadır.
Aynı rapora göre hazırgiyim sektöründe yaklaşık 275 bin kişinin istihdam edildiği ve ortalama aylık ücretlerin 80 dolar seviyesinde olduğu Sri Lanka'da ise Mart-Mayıs döneminde ücretler ortalama % 41 oranında eksik ödenmiştir.
🌍Zalando Büyüyor
Almanya merkezli online hazırgiyim perakende şirketi Zalando'nun pandemi döneminde büyüdüğü belirtilmektedir.
Alman moda şirketinin toplam satışlarının 2020 yılının ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre % 19 oranında arttığı ve 3,6 milyar euro seviyesine ulaştığı kaydedilmektedir.
Berlin merkezli şirket tarafından yapılan açıklamaya göre yılın ilk yarısında pandemi nedeniyle yaşanan zor koşullara rağmen Alman şirketin hızlı büyüdüğüne dikkat çekilmektedir.
Zalando'nun satışlarının yılın ikinci çeyrek döneminde yılın ilk çeyrek dönemine göre daha hızlı arttığı belirtilirken şirketin halen Avrupa genelinde 34 milyon aktif müşterisi olduğu belirtilmektedir.
🌍Hazırgiyim Tedarik Zincirlerinde Yangın Sayısı
Yeni hazırlanan bir rapora göre küresel hazırgiyim tedarik zincirlerinin yer aldığı birçok ülkede fabrika ve atölyelerde Temmuz ayında birçok yangın meydana geldi. Sözkonusu rapora göre Temmuz ayında hazırgiyim tedarik zincirlerinin bulunduğu başlıca ülkelerde üretim tesislerinde toplamda 61 yangın olayı yaşandı.
Sözkonusu yangınlar toplam 25 üretici ve ihracatçı ülkede üretim tesislerinde meydana gelirken, 8 ülkede hazırgiyim üretim tesislerinde iki veya daha fazla yangın meydana geldi.
Temmuz ayında hazırgiyim tedarik zinciri dahilinde en çok yangının 9 vaka ile Hindistan'da gerçekleştiği belirtilmektedir.
Hindistan'ı takiben Bangladeş, Güney Kore ve Pakistan'da 6'şar yangın meydana gelirken, Brezilya'da 4 yangının meydana geldiği, Endonezya, Portekiz ve Türkiye'de de 3'er yangının olduğu belirtilmektedir.
🌍Debenhams Zorda
İngiltere merkezli mağazalar zinciri Debenhams'ın mali sıkıntılarının devam ettiği ve bu kapsamda çalışan sayısında kısıntıya gideceği belirtilmektedir.
Krizden önce İngiltere genelinde 142 mağazası bulunan grubun halen 124 mağazası açık durumdadır ve 22 bin civarındaki toplam çalışan sayısında en az 2,500 kısıntıya gidileceği kaydedilmektedir.
Şirket yönetimi tarafından yapılan açıklamaya göre pandemi nedeniyle bir süre kapalı kalan mağazaların 124'ünün halen faaliyette olduğu ancak operasyon hacminin ve satışların pandemi öncesi döneme göre çok geride olduğu belirtilmekte ve bu şartlarda normal faaliyetlere devam etmenin çok zor olduğu kaydedilmektedir.
Aynı açıklamada şirketin en az 2,500 çalışan ile yollarını ayırmak zorunda kalacağı da belirtilmektedir.
Bilindiği gibi Debenhams İngiltere mağazalarının yönetimi Nisan ayında kayyuma devredilmişti.
🌍ABD'de Hazırgiyim Ortalama Perakende Fiyatları Uzun Bir Aradan Sonra Haziran ve Temmuz Aylarında Arttı
ABD'de hazırgiyim ortalama perakende fiyatlarının uzun bir aradan sonra Haziran ayının ardından Temmuz ayında da artmaya devam ettiği belirtilmektedir.
Pandemi kısıtlamalarının gevşetilmesi ve tüketicilerin mağazalara akın etmesi sonucunda ABD genelinde çekirdek enflasyonun son 30 yılın en üst seviyelerine çıktığı belirtilmektedir.
Bu kapsamda hazırgiyim perakende ortalama fiyatlarının Haziran ayında olduğu gibi Temmuz ayında da arttığı belirtilmektedir. Aylık bazda Haziran ayında % 1,7 oranında artan hazırgiyim ortalama perakende fiyatların Temmuz ayında ise aylık bazda % 1,1 oranında arttığı kaydedilmektedir.
Hazırgiyim perakende ortalama fiyatların aylık bazda artmasına karşın halen geçen yılın aynı dönemine göre daha düşük seviyelerde olduğu belirtilmektedir. Hazırgiyim perakende ortalama fiyatlarının geçen yılın aynı dönemine göre % 6,5 daha düşük seviyelerde olduğu, bazı alt gruplarda ise bu düşüşün daha yüksek oranlarda olduğu kaydedilmektedir.
Erkek takım elbiselerde ortalama fiyatların geçen yılın aynı dönemine göre % 12,8 düşük olduğu, bu oranın erkek gömleklerinde % 10,8 düzeyinde olduğu, kadın takım elbiselerde ise bu oranın % 9,6 daha düşük seyrettiği kaydedilmektedir.
🌍Marks & Spencer Yeniden Yapılanıyor
İngiltere merkezli Marks & Spencer firmasının önümüzdeki dönemde yeniden yapılanmaya gideceği belirtilmektedir.
Grubun yönetimi tarafından yapışan açıklamaya göre Marks & Spencer firması önümüzdeki dönemde yeniden yapılanmaya gidecek ve bu kapsamda İngiltere'de bulunan genel müdürlük ve İngiltere genelindeki mağazalarda önümüzdeki 3 aylık dönemde 7 bin çalışanın işine son verileceği açıklanmaktadır.
Diğer İngiliz hazırgiyim ve perakende markaları gibi Marks & Spencer'ın da son dönemdeki pandemiden son derece olumsuz derecede etkilendiği ve mağazaların ortalama 2 ay süre kapalı kalmasının satışları dibe çektiği kaydedilmektedir.
Mevcut koşullarda operasyonları devam ettirmenin zor olduğu belirtilirken, önümüzdeki dönem çalışan sayısında azaltma yapmanın ve yeniden yapılandırmanın şart olduğu belirtilmektedir.
🌍Stein Mart İflas Koruma Başvurusu Yaptı
ABD'li ucuz perakende zinciri Stein Mart'ın son dönemde yaşadığı sıkıntılar kapsamında Chapter 11 yani iflas koruma başvurusunda bulunduğu açıklanmıştır.
Stein Mart zaten Covid-19'dan önce de nakit sıkıntısı içindeydi ancak sözkonusu salgının mali sıkıntıyı daha da artırdığı belirtilmektedir.
Pandemi nedeniyle markanın mağazalarının yaklaşık 2 ay kapalı kalmasının ciddi satış ve dolayısıyla ciro kaybına neden olduğu belirtilmektedir.
Stein Mart grubu halen ABD genelinde 30 eyalette toplam 281 mağazaya sahip konumdadır.
Mağazaların tekrar açıldığı ancak çalışma saatlerinin azaltıldığı ve mağazaların içinde sosyal mesafe zorunluluğu getirildiği belirtilmektedir.
Önümüzdeki dönemde şirket yönetiminin mali sıkıntılar nedeniyle mevcut mağazaların hepsi olmasa da önemli bir kısmını kapatmak zorunda kalabileceği belirtilmektedir.
Şirket CEO'su tarafından yapılan açıklamaya göre ellerinde normal işleyişe izin verecek kadar nakit varlık bulunmadığı belirtilmektedir.
🌍ABD'de Hazırgiyim Perakende Satışlarda Temmuz'da Yavaş Arttı
ABD'de hazırgiyim perakende satışların Temmuz ayında yavaşlayarak arttığı belirtilmektedir.
Geçen hafta yayımlanan güncel verilere göre ABD genelinde hazırgiyim perakende mağazaların satışları Temmuz ayında geçen aya göre % 5,7 oranında artarken, geçen yılın aynı dönemine göre ise % 20,9 gerilemiş bulunmaktadır.
Temmuz ayında toplam perakende satışlar ise Haziran ayına göre % 1,2 oranında artarken, geçen yılın aynı dönemine göre % 2,7 oranında artış göstermiştir. Toplam perakende satışlar Haziran ayında ise aylık bazda % 8,4 oranında artış göstermişti.
ABD'de toplam perakende satışlar mağazaların pandemi nedeniyle kapatıldığı Nisan ayında % 14,7 oranında düşmüştü ve Mayıs ayından itibaren satışlar yavaş yavaş toparlanmaktadır.
ABD hazırgiyim perakende sektörü yetkililerine göre 2020 yılının ilk yarısı sektör için tam bir felaket oldu zira pandemi, pandemi nedeniyle mağazaların kapatılması, tüketicilerin eve kapanması, tüketicilerin azalan mağaza ve AVM ziyaretleri, sosyal mesafe kuralları, mağazaların dezenfekte masrafları, alışverişin online ortama kayması, zorunlu izinler, işten çıkarmalar, üretimin durması gibi faktörler nedeniyle şirketler ve markalar zor günler geçirmekte ve birçok şirket Chapter 11 kapsamında iflas korumaya başvurmaktadır.
ABD'li hazırgiyim perakendecilerinin önümüzdeki dönemde en büyük sorunlarının pandeminin ne zaman sona ereceği konusunda bir belirsizlik olması, yine devletin ekonomi politikalarında bir belirsizlik sorunu olması ile tüketicilerin endişe içinde harcamalarını elzem ihtiyaçlara yoğunlaştırmaları olarak görülmektedir.