İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2024 Haziran
İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler
🌍Bestseller ve H&M Bangladeş'teki Rüzgâr Projesini Neden Destekliyor?
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP28'de Global Fashion Agenda - GFA ve Copenhagen Infrastructure Partners - CIP, Bestseller ve H&M Group, Bangladeş'in ilk büyük ölçekli açık deniz rüzgar projesini geliştirme planlarını açıkladı. Bu proje, dünyanın önde gelen konfeksiyon üretim merkezlerinden birinde yenilenebilir enerji kullanımını artırmayı hedefliyor. Bestseller, projeyi başlatmak için gereken 100 milyon doları finanse etmeyi taahhüt etti. Uygunluk çalışmaları, izinlerin alınması ve sözleşmelerin yapılması önümüzdeki yıllarda başarıyla tamamlanırsa, 2028 yılında Cox's Bazar kıyılarında türbinler tam kapasiteyle çalışmadan önceki yaklaşık 1.3 milyar dolarlık finansman ihtiyacı ve inşaat borcu, öz sermaye ve sanayi yatırımları yoluyla sağlanacak.
Konuyla ilgili söz alan Global Fashion Agenda – GFA Direktörü Holly Syrett, moda sektörünün üretim yaptığı ülkelerin yenilenebilir enerji geçişini desteklemek konusundaki kolektif sorumluluğunu gösterdiğini belirtirken, CIP Ortağı Rudu Gruescu ise Çin'den sonra dünyanın en büyük ikinci giyim ihracatçısı olarak halen yapılması gereken çok iş olduğunu söyledi.
Moda sektörü dünyanın toplam sera gazı üretiminin %1.8 ila %10'u arasında sorumlu tutulurken, sektörün fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçmesi bir zorunluluk olarak görülüyor. Apparel Impact Institute (Aii) ve Dünya Kaynakları Enstitüsü'nün (WRI) 2021 yılı çalışmasına göre, sadece termal enerji ve elektrik için sıfır karbon kaynağına %50 oranında geçiş bile 105 milyon ton karbondioksit eşdeğeri tasarruf sağlıyor. Fakat bir firmanın kazanları değiştirmesi, termal ısı teknolojilerine yatırım yapması, su kullanmayan boyama teknolojilerini denemesi, yenilenebilir enerjiye geçmesi vb. işlemler firmanın tek başına üstlenmesi açısından oldukça masraflı. Son iki yılda emisyonlarını azaltan şirket sayısı oldukça az iken, çoğu marka taahhütlerini yerine getirecek seviyeye uzun vadede gelebilecek. Hatta Chanel, LVMH, Moët, Hennessy, Louis Vuitton ve Lululemon gibi markaların 2019 yılına kıyasla emisyonlarını arttırdıkları görülüyor.
🌍Mısır'da Asgari Ücret Enflasyon Nedeniyle İki Katına Çıktı
Mısırlı hazır giyim ihracatçıları, 2024'ün ilk yarısında ABD ve Avrupa'ya artan ihracatı güvence altına alma başarısını sürdürmek için ülkedeki yüksek enflasyonun getirdiği yüksek maliyetleri karşılamak durumunda kaldı.
Ülkede gıda fiyatları %48,5 artarken, Şubat'ta yıllık enflasyon %36'ya ulaştı. Hükümet bu nedenle aylık asgari ücreti 3.000 Mısır Lirası'ndan 6.000 Mısır Lirası'na yükseltti.
Mısır'da triko ve dantel üreticisi Salamtex'ten yapılan açıklamada geçen yıl pek çok fabrikada grev duyurulduğu, düşük maaşlar nedeniyle insanların mutsuz olduğu belirtilse de ücret artışının kademeli yapılabileceği kaydedildi. Çalışan başına 6.000 EGP, şirketler tarafından ödenen sosyal sigorta ve genellikle kentsel merkezler dışındaki sanayi bölgelerinde bulunan fabrikalara ulaşımı kapsıyor.
🌍Euratex ile IndustriAll Avrupa, Tekstil ve Hazır Giyim Sektöründe Sosyal Ortaklıkları Desteklemek Üzere Bir Araya Geliyor
Euratex ile IndustriAll Europe, Avrupa Komisyonu'nun desteğiyle tekstil ve hazır giyim sektöründeki sosyal ortaklıkları teşvik etmek amacıyla StichTogether isimli iki yıllık yeni bir proje başlattı. StichTogether sektörün küresel rekabete, çevre dostu uygulamalara ve teknolojik gelişmelere uyum sağlama ihtiyacını kabul ederken, aynı zamanda insana yakışır çalışma koşullarını ve kaliteli sosyal diyaloğu sağlamayı amaçlıyor. Proje Belçika, Fransa, İtalya, Polonya, Portekiz, İspanya ve Türkiye'de işverenler ile sendikalar arasında yapıcı diyaloğu teşvik edecek.
Seminerler ve kapasite geliştirme atölyeleri aracılığıyla sosyal ortakların kapasitesini arttırmayı ve onları ulusal ve Avrupa çapında sosyal diyaloglara katılmaya teşvik etmeyi amaçlayan proje, sosyal ortakların AB politika yapımına katılımını arttırmayı, sektörde sürdürülebilir ve döngüsel uygulamaların gelişimine katkıda bulunmayı hedefliyor.
Konuyla ilgili konuşan EURATEX Genel Müdürü Dirk Vantyghem, projenin çok doğru zamanda geldiğine vurgu yaparken Avrupa Komisyonu gündeminin bir parçası olması gereken bu yeni AB Sanayi Anlaşması'nın önemli bir bileşeni olduğuna vurgu yapıyor. IndustriAll Europe Genel Sekreteri Judith Kirton-Darling ise kaliteli sosyal diyalogun, tekstil sektöründeki yeşil ve dijital dönüşümü Avrupa'da başarıya ulaştırmak ve işçiler için adil bir geçişi sağlamak açısından esas olduğunu kaydetti.
🌍Bangladeş'te hazır giyim ihracatındaki birim fiyatlar düştü
Bangladeş Giyim Üreticileri ve İhracatçıları Birliği (BGMEA), Bangladeş'ten ihraç edilen hazır giyim ürünlerinin fiyatının son sekiz ayda %8 ila %16 arasında düştüğünü söyledi. Örgüt, bunun küresel enflasyon baskısı nedeniyle Bangladeş kıyafetlerine olan küresel talebin azalmasıyla gerçekleştiğini belirtti. BGMEA'nın sağladığı verilere göre, sadece giyim fiyatları değil, giyim ihracatı miktarı da azaldı. 2023-24 mali yılının Temmuz-Nisan döneminde ABD'ye yapılan giyim ihracatı %7 azalırken, Avrupa Birliği'ne yapılan giyim ihracatı %13 düştü.
BGMEA başkanı SM Mannan Kochi yaptığı açıklamada banka faiz oranlarının %15 arttığını ve son beş yılda üretim maliyetlerinin %50 arttığını söylerken, giyim üretim maliyetinin artan doğal gaz ve elektrik fiyatları ile işçi maaşlarındaki artış nedeniyle yükseldiğini belirtti.
BGMEA başkanı ayrıca, dış ticaret alanları ve özel ekonomik bölgeler dışında yatırım düzenlemelerinin olmaması nedeniyle Bangladeş'in yabancı yatırımlardan zarar göreceğini belirtti.
🌍Zara, Çin'den sonra canlı alışveriş deneyimini Avrupa ve ABD'ye de genişletiyor
Zara Çin'de halihazırda son derece popüler olan ancak Batılı müşterilerin daha az aşina olduğu bir format olan canlı alışveriş yayınlarını Avrupa ve ABD'de test edecek. Firma pandemi sonrası satışların güçlü bir şekilde büyüyeceğini beklediği için alışveriş yapanların ilgisini çekmenin yeni yollarına yatırım yapıyor.
Perakende analiz firması EDITED'e göre, TikTok'un Çinli kardeş sitesi Douyin'de haftalık olarak Çin'de yayınlanan beş saatlik canlı alışveriş programları, Zara'nın Kasım ayındaki lansmanından bu yana satışlarının artmasına yardımcı oldu.
Alışverişin bir eğlence olarak görülmesi yeni bir şey olmasa da bugünkü sosyal medya ve e-ticaret, Çin'in liderlik ettiği bir canlı yayın dönemini tetikledi. Influencer'lar makyaj malzemelerinden atıştırmalıklara kadar canlı alışverişi farklı şekillerde yapmaya çalıştı. Zara'nın Douyin'deki gösterisi, Çinli modellerin Zara elbiselerini giydiği, ayakkabı ve mücevher denediği bir şov sunuyor. Aynı zamanda podyum gösterileri ve "arka sahne" makyaj çekimleri de içeriyor ve sohbet, sakin tarzı, "Ruj Kralı" Li Jiaqi gibi sunucuların ünlü olduğu sert satış odaklı canlı yayınlardan farklılık gösteriyor. Zara, şirketin açıklamasına göre, Şanghay'daki bin metrekarelik bir alandan yayınlanan canlı şovda, yedi kamera arasında açı değiştiriyor ve 70 kişilik bir ekip çalışıyor. Ortalama olarak, her bir şov yaklaşık 800,000 farklı izleyiciyi çekiyor.
EDITED analisti Krista Corrigan, canlı yayın yaklaşımının Zara'nın Çin'deki marka bilinirliğini arttırdığını, bu yılın ilk üç ayında geçen yıla kıyasla %50 daha fazla satış yakaladığını söyledi.
Avrupa ve ABD'de planlanan şovların 'dostça, rahat ve eğlenceli' bir deneyim hedeflediği belirtilirken, şovların Douyin'dekilerden daha kısa olacağı, 45 dakika ile 1 saat arasında süreceği ve izleyicilerden gerçek zamanlı soru, yorum ve emojilerle tepkiler alınacağı ifade edildi.
🌍AB Konseyi Eko-Tasarım Düzenlemesini Kabul Ederken, Satılmayan Tekstil Ürünlerinin İmhasını Yasaklıyor
Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nde sürdürülebilir ürünlere yönelik sıkı gereksinimler belirleyen eko-tasarım direktifini resmen kabul etti. Yönetmelik, doğrudan satılmayan tekstil ve ayakkabıların imhasını yasaklarken KOBİ'ler için geçici istisnalar getirilmekte ve Komisyon'u gelecekte diğer ürünler için benzer yasaklar getirme konusunda yetkilendirmekte.
Yeni yönetmelik sadece enerji ürünlerini değil AB pazarına sunulan tüm malları kapsayacak şekilde eko-tasarım kapsamını genişletiyor. Yeşil ürünlerin kamu satın alımını teşvik etmek amacıyla eko-tasarım kriterleri kamu satın alımlarında da uygulanacak ve çevrimiçi satılan ürünler Dijital Hizmetler Yasası ile uyumlu olacaktır.
Yönetmelik bazı istisnalar haricinde geniş bir ürün yelpazesine uygulanacak ve ürün dayanıklılığı, tekrar kullanılabilirlik, yükseltilebilirlik, onarılabilirlik, enerji ve kaynak verimliliği gibi bir çok yeni gereksinim getiriyor. Çevrimiçi ürünlerin dijital ürün pasaportu içermesini de zorunlu kılan yönetmelik ile ilgili konuşan Belçika Başbakan Yardımcısı Pierre-Yves Dermagne ekodizayn yönetmeliği ile sanayiye AB'de üretecekleri ve satacakları ürünlerin tasarım aşamasından itibaren döngüsel düşünmeleri için teşvikler oluşturduklarını kaydetti.
Bir ay içerisinde yürürlüğe girecek olan yönetmeliğin, 24 ay sonra uygulanmasına başlanacaktır.
🌍Euratex yeni AB Parlamentosundan Regülasyonlar Konusunda Netlik Bekliyor
Euratex genel müdürü Dirk Vantyghem, 6-9 Haziran'da yapılacak AB seçimleriyle birlikte aşırı politikaların devreye girebileceğine dair endişelerin bulunduğunu ancak aynı zamanda son dönemde onaylanan ESG mevzuatının nasıl uygulanacağına ilişkin ayrıntıları sağlayacak yeni bir Sanayi Anlaşması'nın da ufukta olduğunu söylüyor.
Uluslararası Hazır Giyim Federasyonu – IAF'ın hazır giyim sektöründe yeşil dönüşüme ilişkin İstanbul'da düzenlenen konferansında konuşan Vantyghem ESG mevzuatının moda sektörü üzerindeki etkisinin negatif olduğuna değinirken, düzenleyici çerçevenin tamamlanması için ayrıntıların net olması gerektiğini, markaların şu aşamada sadece beklediklerini kaydetti.
Euratex Genel Müdürü 'belki de çok fazla' mevzuat olduğunu kabul ederken, beş yıl boyunca bu mevzuatın doğru şekilde uygulanmasını ve uyumluluğunu sağlamaya odaklanmanın mantıklı olduğunu söylüyor.
Vantyghem, Avrupa dışındaki hazır giyim tedarikçileri için tüm mevzuata uyum sağlamanın ne anlama geleceği konusunda büyük bir endişe olduğunu kabul ederken, özellikle Avrupa'nın giydiği ürünlerin %70-80'inin dışarıdan geldiği göz önünde bulundurulduğunda kurallara uymak ile tedarik zincirlerini açık tutmak arasında hassas bir denge ve perspektif yakalanması gerektiğini kaydetti.
ESG'ye uyum sağlamak ve yatırım yapmanın zorunlu olduğunu belirten Vantyghem, düzenleyicinin baskısı ile uyum gerçekleştirmek için gereken maliyet açığı arasında bir dengesizlik olduğunu vurgularken, tüketici tutumlarının değişeceği, zaman çerçeveleri ve ayrıntıları olan ESG düzenlemelerinin olumlu bir fark yaratacağı konusunda umutlu kalmaya devam ettiklerini kaydediyor.
🌍Aşırı Üretimin Nedeni Hızlı Moda Değil ve Yapay Zeka Bunu Düzeltemeyecek
Son beş yılda, yapay zekadan yararlanmanın, modanın aşırı üretim sorununu çözmenin bir yolu olarak giderek daha fazla öne çıktığı görülüyor. Yapay zeka, talebin ve trendlerin tahmin edilmesinden tedarik zinciri şeffaflığının ve ürünlerin izlenebilirliğinin artırılmasına kadar moda tedarik zincirinin çeşitli alanlarında kullanılıyor. Verimliliği ve sürdürülebilirliği artırma hedefiyle teknolojinin sektörde hız kazandığını söylemek yanlış olmaz.
Global Fashion Agenda'nın Kopenhag'da düzenlenen moda zirvesindeki bir panelde sektörün bozuk olan sistemi düzeltmek için teknolojiye aşırı güvenmesine dair endişeler paylaşıldı. Hyran Technologies CEO'su ve kurucu ortağı Dr. Ahmed Zaidi, Houdini Sportswear CEO'su ve kurucu ortağı Eva Karlsson, Fair Labor Association'da yenilik ve geliştirme, üretim direktörü Tiffany Rogers ve Centre for African Resource Efficiency and Sustainability (CARES) genel müdürü Zubeida Zwavel'in katıldığı panelde sektörün aşırı arz sorununu, bu durumdan etkilenenleri, talebi doğru şekilde tahmin etmek ve israfı azaltmak üzere teknolojinin nasıl kullanılabileceği değerlendirildi.
Zaidi, AI kullanımını bozuk bir sürece jet motoru bağlamaya benzetirken, aşırı moda üretimini ortadan kaldırmak için süreci yeniden tasarlamayı düşünmeleri gerektiğini ve modada baskın çalışma şekli olan tahmine dayalı modelden uzaklaşıp daha kıvrak modele geçilmesi gerektiğini belirtti.
Karlsson yapay zekanın önemli bir araç olsa da ona güvenmenin yeterli olmadığını, tedarik zincirinin karmaşıklığını kaldırarak kumaş türleri ve özellikleri gibi şeyleri birleştirmeyi düşünmeleri gerektiğini ifade etti. Markaların gezegenden ne aldıklarını ve ne geri verdiklerini düşünmeye başlamaları gerektiğini söyleyen Karlsson, döngüselliğin önemli başka bir özelliğinin açık kaynak ve bilgi paylaşımı ile başkalarıyla çalışarak bilgi tabanını yükseltmek ve daha ileri ve hızlı hareket etmek olduğunu kaydetti.
🌍Made in Türkiye etiketi kalite ve uyumluluğun sinyalini veriyor
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan Avrupa Birliği'nin yeni etiketleme kurallarının tüketicilerin Türkiye'de iyi üretilmiş ve ESG uyumlu hazır giyim ürünlerini tanımlamasına yardımcı olacağını öne sürdü.
2024 yılının dördüncü çeyreğinde (Q4), Avrupa Komisyonu tekstil etiketleme yönetmeliğini, tekstillerin fiziksel ve dijital etiketlenmesi için özelikleri tanıtmak üzere gözden geçirecek. Bu, sürdürülebilir ürünler için önerilen ekotasarım yönetmeliği kapsamındaki gereksinimlere dayalı sürdürülebilirlik ve döngüsellik parametrelerini içerecek.
Mustafa Paşahan, tüketicilerin giysilerinin etiketlerinden bu ürünlerin "çok yüksek çalışma koşulları, ücretler ve sosyal tazminatlar" sunan bir ülkede üretildiğini görebileceklerini ve bunun Türkiye'nin küresel pazar payını artırma arayışında yardımcı olacağını söyledi. Maliyet açısından Türkiye'nin rakiplerinden %15 daha fazla olabileceğini söyleyen Paşahan, diğer ülkelerle kıyaslandığında rekabet avantajına sahip olduklarını, esnek olduklarını ve sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda önemli olan satış sonrası hizmetleri sunduklarını kaydetti.
Küresel ekonominin kötü günler geçirdiğini ve pandemiden bu yana zorluk yaşandığını kaydeden Paşahan, 2025'ten itibaren dünya çapında daha az enflasyon, savaş ve siyasi çatışma ile daha kararlı ve kârlı bir iş ortamı olacağı konusunda umutlu olduğunu belirtiyor.
AB'nin ESG düzenlemeleriyle ilgili daha fazla bilgi paylaşılacağını kaydeden Paşahan, markaları ve alıcı gruplarını Türkiye ile daha derin ortaklıklar kurma ve Pazar payını artırmaya çağırıyor.
Türkiye'nin sürdürülebilirliğe odaklanması sayesinde küresel sahnede daha görünür olacağını, ancak tüm tedarik ülkelerinin döngüsellik ve dijitalleşmeye yönelmesi gerektiğini belirten Paşahan bunun daha entegre bir dünyaya yol açacağını, Türkiye'nin yeşil dönüşüme rakiplerinden daha hazır olduğunu belirtiyor.
Türkiye'nin dijitalleşme gündeminin, ortakları için katma değer, stil ve kaliteye dayandığını açıklayan Paşahan, AB fonlarının sektörün dijitalleşmesini amaçlayan dünyanın ilk Dijital Dönüşüm Merkezi'nin oluşturulmasında kullanıldığını, 2025'ten itibaren tam faliyete geçecek olan merkezin, eğitim hizmetleri, sosyal uyum konuları ve bazı 3D faaliyetler konusunda hizmet sağlayacağını vurguluyor.
Türkiye ayrıca ABD'nin kar amacı gütmeyen ESG sertifikasyon kuruluşu Worldwide Responsible Accredited Production – WRAP ile ortaklaşa bir pilot proje geliştirdi. Paşahan WRAP sertifikasına sahip moda tedarikçilerinin sayısının şu an düşük seviyede olduğunu ve bunun ABD'ye yapılan ihracatı etkileyeceğini söylerken, WRAP ile olan bu yeni ilişkinin ABD'deki Pazar payını artırma stratejisine katkıda bulunacağını düşünüyor.
🌍Tunus Hazır Giyim Sektörü Yeşil Dönüşüm İçin İddialı Hedefler Belirliyor
Tunus tekstil ve hazır giyim sektörü, daha yenilikçi, akıllı ve ekolojik olmak ve uluslararası sürdürülebilirlik gereksinimlerini karşılamak amacıyla Nisan ayında Tunus Tekstil Yeşil Dönüşüm(TTGT) projesini başlattı.
Tunus Tekstil ve Konfeksiyon Federasyonu - FTTH'ye göre Tunus'un girişimi, konfeksiyon sanayisi tarafından salınan atık suyun %90'ını geri dönüştürmeyi, şirketlerin karbon ayak izini %30 azaltmayı, %100 yenilenebilir elektrik kullanmayı, tekstil katı atığını %50 azaltmayı ve 2030 yılına kadar Uluslararası Standardizasyon Örgütü'nün (ISO) çevre ve enerji yönetim standartlarına uygun 100 tekstil şirketini sertifikalandırmayı amaçlıyor. FTTH, bu girişimi BM Uluslararası Ticaret Merkezi'nin (ITC) Küresel Tekstil ve Giyim Programı (GTEX) ve Hollanda hükümetinin İthalatı Teşvik Merkezi (CBI) ile iş birliği içinde, yükseköğretim ve bilimsel araştırma bakanlığı da dahil olmak üzere birkaç bakanlıkla birlikte yürütürken, FTTH Genel Koordinatörü Rim Jelassi yaptığı açıklamada insanların Tunus'ta her yaz mevsiminin daha cehennemi bir hale geldiğini görmeleri nedeniyle ekolojik olarak sorumlu bir şekilde çalışma ihtiyacı hissettiklerini belirtti.
Önemli bir endişe, Tunus'un 2026'dan itibaren bloğa giren karbon yoğun malların üretimi sırasında salınan karbonu fiyatlandıracak olan Avrupa Birliği'nin Karbon Sınır Ayarlama Mekanizmasına maruz kalması olacak. Bu fiilen yeni bir eko-vergi olup, 2022'de elektriğinin %98,1'i doğal gazdan elde eden Tunus'un AB'ye olan ihracatını etkileyebilir.
Tunus'un doğusunda yer alan Moknine'deki denim kıyafet üreticisi Demco gibi büyük şirketler, yılda üç milyon çift kot pantolon ve 12 milyon örgü parça üreten firmalar, kalite ve sürdürülebilirlik konusundaki talepleri karşılamak için zaten büyük değişiklikler uygulamakta. Başkan Johnny De Meirsman, Just Style'a, Türkiye'den getirilen ponza taşları yerine “işimizi gören yapay taşların bir kombinasyonunu bulduk, sadece müşterilerimize bunun aynı derecede iyi olduğunu ikna etmemiz gerekiyor” dedi.
Başka bir örnek ise, Demco'nun kesim atıklarının, sadece 10 km uzaklıktaki Ksar Hellal'deki üretici Société Industrielle des Textiles – SITEX'in (Tekstil Endüstriyel Topluluğu) geri dönüşüm tesisine gitmesidir. SITEX'in başkan yardımcısı Haythem Haddad, geri dönüştürülmüş denim kumaş talebinin “2016'dan beri arttığını” söylerken, SITEX'in müşterileri arasında İspanyol çok uluslu grup Inditex ve ABD yaşam tarzı markası Tommy Hilfiger bulunmakta.
🌍İngiltere'deki Perakendeciler Shein ile Nasıl Rekabet Ediyor?
Interpath Advisory'nin genel müdürü ve değer yaratma eşbaşkanı Stuart Reid, yerli perakendecilerin Shein ve Temu ile rekabet edebilmek için teknoloji, kalite ve deneyimi ikiye katlamaları gerektiğini söylüyor.
Bir zamanlar omnichannel modeli perakendede zirvedeyken bugün dünyanın üretim merkezlerinden tüketiciye doğrudan satış yapan turbo-perakendeciler çok geniş ürün yelpazesi ve fiyatlar sunuyorlar. İngiltere pazarındaki yerlerini sağlamlaştırmak ve güvenilirliklerini inşa etmek isterken perakende sektörü ise kritik bir dönüm noktasına ulaştı.
Perakendecilerin, turbo-perakendecilerin tehdidi karşısında daha rekabetçi hale gelmesi gerekiyor. Birçok işletme için bu sürdürülebilir değil. Ancak bir bütün olarak yelpazeyi değersizleştirmek yerine, rakiplerle uyumlu, dengeli bir seçenek yelpazesine sahip olmak ve bu yelpazenin bir alt kümesinde fiyatla rekabet etmek tercih edilir.
İyileştirme yapılacak alanlardan biri teslimat süreleridir. Bunda anahtar nokta, her bir ürün biriminin tüketicilere ulaşma maliyetini dikkatle haritalamak ve bu birimi çevrimiçi veya mağazada en fazla değeri yaratacak şekilde yerleştirmek için teknolojiyi kullanmaktır. Turbo-perakendeciler teknolojiyi kullanıyorsa, geleneksel perakendeciler de kullanmalıdır.
İngiliz perakendeciler makine öğrenimi ve yapay zekanın sağladığı fırsatları benimseyerek artık verimliliği artırmak ve perakende stratejisini belirlemek için kullanıyorlar. Ürünleri nasıl yönetecekleri ve mağaza içi ve çevrimiçi kullanılabilirliği nasıl planlayacakları, doğru ürünü, doğru stoğu doğru zamanda alarak tüketicilerin artan beklentilerini karşılamak konularında daha iyi planlama yapıyorlar. Perakendeciler, çevik kalma ile indirim yapmaktan kaçınma arasındaki dengeyi daha iyi yönetmek ve daha iyi fiyat almak ve marjları korumak için büyük miktarda stok sipariş etmek arasında bir denge kurmak için bu teknolojileri kullanıyorlar.
Turbo perakendeciler İngiliz tüketicilere ilişkin saha deneyimine sahip değiller ve fiyat dışındaki sürdürülebilirlik, kalite ve deneyim gibi diğer değişkenleri anlamıyorlar. Çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim – ESG'ye yönelmek ayırt edici bir özellik olacak. Ayrıca deneyim tüketiciler nezdinde halen önemli. Markalar bir süredir mağaza içi deneyimlere yatırım yaparak çevrimiçi rahatlığı fiziksel varlıkla birleştiriyor. Mağaza mülklerine sahip olanlar varlık konusunda önemli bir avantaj sağlar ve satışları canlandırmak için veri ve teknolojiyi kullanma potansiyeline sahiptir.
Kalite de bir diğer önemli faktördür, bu alanda ödün vermeyen markaların iyi rekabet etmeye ve müşteri sadakatini korumaya devam ettikleri görülüyor. Markalar rekabetçi olmalı ancak indirimli fiyat teklifleri sunmaktan kaçınmalıdır. Tabi turbo-perakendecilere karşı sadece fiyat kullanmak işe yaramayacaktır. Tekliflerine yatırım yapmaya devam eden, teknolojiyi güçlendiren, değerlerine sadık kalan ve tüketicisini gerçekten tanıyanlar, bu zorluğun üstesinden gelecektir.
🌍Accelerating Circularity Pamuklu Tekstilden-Tekstile Geri Dönüşüm Denemeleri Raporunu Yayınladı
Accelerating Circularity'nin USFIA işbirliğinde yayınladığı Küresel Pamuk Raporu, tekstil sanayinde döngüsel bir sisteme geçiş için gerekli olan döngüsel tekstiller araştırmasındaki boşlukları gidermek amacıyla 2021 yılında başlatılan iki pamuk geri dönüşüm denemesini kapsıyor. Accelerating Circularity'ye göre, tekstil toplama, ayırma, geri dönüşüm (hem mekanik hem kimyasal), lif karışımı, iplik eğirme, örme, dokuma, imalat ve perakende dahil olmak üzere tüm sektör seviyelerinden 43 şirketin dahil olduğu çalışmada küresel pamuk denemelerinin başarıları, zorlukları ve öğrenimleri ile başarılı pilot programlar için sırada ne olduğu detaylandırılmaktadır. Sonuçlar, döngüsel sistemlere geçişin mantıklı, ölçeklenebilir ve gerçekleştirilebilir olduğunu göstermekte. Geri dönüştürülmüş pamuk denemelerinin sonuçları aşağıda paylaşılmaktadır:
Renk sıralaması özel bir önem taşıyor çünkü mekanik pamukta çıktı rengi giriş rengini yansıtıyor. Ancak her iki tarafta işbirliği yapanlar çok sayıda renk sınıflandırmasına göre ayırma yeteneğine sahip, bu da açık/beyaz olarak ayrıldığında dairesel malzemelerin fazladan boyanmasını kolaylaştırıyor.Geri dönüştürülmüş pamuk elyafları standart RSL testini geçebilir ve küçük hatalar etkili bir şekilde harmanlanabilecek bir aralıktadır. Bu işlem mekanik olarak geri dönüştürülmüş pamuk için elyaf uzunluğunu ve mukavemetini arttırmak için zaten gerekli olan bir işlemdir.ABD'de 26/1'e kadar ve Avrupa'da ise 30/1 ve 24/2 ring iplikler gibi geniş bir yelpazedeki iplikler daha ince aralıklarda geri dönüştürülebilir. Bu ipliklerden yapılan kumaşlar, bitmiş ürünün pazarlanabilirliği açısından marka ortaklarının tüylenme ve diğer endişe duyduğu alanlar da dahil olmak üzere standart performans ve kalite kriterlerini geçmektedir.Denim yıkamalarında en açık renkleri elde etmek, kumaşın dayanıklılığını olumsuz etkiler, bu nedenle tasarımcılar istenen renk aralığı ile dayanıklılık testi temeli arasındaki dengeyi değerlendirmelidir.
Accelerating Circularity ayrıca ölçeklenebilirlik ve yaygın kabulün önündeki engelleri aşmak için potansiyel engelleri ve çözüm yollarını listeledi:
Zorluk: Yeterli miktarda PC hammaddesini ayırmak ve ön işlemden geçirmek için uzun zaman çizelgeleri. Çözüm: Otomasyon, hammadde hazırlığında kaliteyi ve performansı artıracak ve Döngüsel Sistem İnşa Etme aşamasında test edilecektir.
Zorluk: Kullanılmış tekstil ve geri dönüştürülmüş lifi sınır ötesine taşımak. Çözüm: Bu ürün kategorisinin yeniliği nedeniyle ortaya çıkan düzenleyici engelleri aşmak için eğitim şarttır.
Zorluk: İplik eğiricilerinin, geri dönüştürülmüş liflerin özel özelliklerine uyum sağlamak için ayarlarını uyarlaması gerekmektedir. Çözüm: PC hammaddelerinin heterojenliğine daha kolay uyum sağlayabilen esnek tesislere yatırım yapılabilir.
Başarılı denemelere katkı sunan temel proje özellikleri:
1:1 konsept kanıtlamanın ötesine geçmek için çeşitli iş ortaklarından oluşan bir yelpazenin devreye sokulması birlikte çalışabilirliği sağlar, oyuncuların makul beklentiler belirlemesine olanak tanır ve yenilikçi işbirliğini teşvik etmekVerimlilik ve birlikte çalışabilirlik için ortak kalite ve performans standartlarını oluşturmakTüm katılımcıların minimum seviyesini karşılamak için malzemeleri stratejik olarak tahsis etmek, siparişleri toplamak, standart programlara geçişi kolaylaştırmak. https://www.acceleratingcircularity.org/global-cotton-report
🌍PVH Corp. Kamboçya'daki toplu iş sözleşmesini desteklemek üzere yasal olarak bağlayıcı anlaşmayı imzaladı
Kopenhag'da düzenlenen Küresel Moda Zirvesi'nde söz alan PVH temsilcisi ACT (Action, Collaboration, Transformation), IndustriALL Global ve üye markalar ile ortaklaşa olarak Kamboçya'daki toplu iş sözleşmesini desteklemek için bireysel bağlayıcı anlaşmalar imzaladıklarını ve bu sayede markalardan daha yüksek ücretler, daha iyi çalışma koşulları ve tedarik taahhütleri sağlanacağını duyurdu.
PVH temsilcisi Kurumsal Sorumluluk ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Michael Bride söz konusu sözleşmenin ilk imzacılarından olduklarını belirtirken bu imzanın sektörde geniş çapta olumlu bir etki göstereceğini, tedarik zincirinde küresel insan hakları üzerinde olumlu etkiler yaratacağını söyledi.
PVH'ten yapılan resmi açıklamada markalar ile IndustriALL arasında yapılan ACT anlaşmasının, giyim ve ayakkabı sektöründe markaların desteklediği ilk toplu iş sözleşmesi olarak bir mihenk taşı görevi göreceği, sektördeki tüm aktörler arasında etkili ve sürdürülebilir sanayi işbirliğini desteklemekte olduğu, markalar, işverenler ve sendikalar tarafından güçlü liderlik örneği olduğu ve ücret yaklaşımlarında, örgütlenme özgürlüğünde ve sorumlu satın alma uygulamalarında yeni bir dönemin potansiyelini işaret ettiği ifade edilmiştir.
Kamboçya Giyim İşçisi Demokratik Sendikalar Koalisyonu Başkanı Athit Kong ise yaptığı açıklamada, bu anlaşmanın sektördeki ve tedarik zincirlerindeki tüm tarafları müzakere masasına getirdiği için önemli bir atılım olduğunu belirtirken, ayrıca bunun ilk kez yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma olması nedeniyle, hesap verebilirliği ve bu sektörlerde daha iyi sosyal diyalogları teşvik edeceğine dair umut verdiğini vurguladı.
Kaynak: https://www.pvh.com/news/pvh-legally-binding-agreement-cba-cambodia
🌍Euratex'in Yeni Başkanı Marıo Jorge Machado
Avrupa Hazır Giyim ve Tekstil Konfederasyonu – Euratex'in 14 Haziran 2024 tarihinde yapılan genel kurulunda Portekiz'den Mario Jorge Machado başkan olarak seçilirken, Alberto Paccanelli ise onursal başkan olarak atandı.
Adalberto Textile Solutions, S.A."nın hissedarı ve direktörü olan Machado, 2019 yılından beri Portekiz Tekstil ve Giyim Derneği – ATP'nin başkanlığını yürütmekte olup, aynı zamanda Portekiz İş Konfederasyonu - CIP'te de yönetim kurulunda yer alıyor ve burada Çevre ve Sürdürülebilirlik Stratejik Konseyi'nin başkanlığını yürütüyor.
Minho Üniversitesi'nden Üretim Polimer Mühendisliği derecesine sahip olan Machado'nun uzmanlık alanları sürekli süreç iyileştirme, B2B ticari ekiplerin geliştirilmesi ve B2C iş modellerinin oluşturulmasını kapsıyor.
Euratex Genel Kurulu sonrasında konuşan Machado, son göstergelerin Avrupa sanayisinin rakiplerine göre daha düşük büyüme oranlarına sahip olduğunu ve bu durumu tersine çevirmek istediklerini belirtirken, politika yapıcıların tekstil sektörünü küresel müzakerelerde pazarlık konusu yapmamaları gerektiğini, ABD'nin ve Çin'in kendi sanayisini desteklemek için yaptıkları karşısında Avrupa'nın geride kaldığını ifade etti. Geçtiğimiz dönemde Avrupa Birliği'nin üretim sektörünü hedef alan sürdürülebilirlik ve döngüsellik üzerine çok sayıda politika metni çıkardığını belirten Machado, bu stratejilerin başarılı olabilmeleri için tüketiciye odaklanmaları gerektiğini söyledi.
Onursal Başkan olarak seçilen Paccanelli ise sürdürülebilirlik ve rekabetçiliğin el ele gitmesi gerektiğini, ithal ürünlerin Avrupa'da üretilen ürünlere uygulanan kurallara birebir tabi olması gerektiğini, Hindistan, Mercosur ve ABD gibi yabancı pazarlardaki engellerin kalkması gerektiğini belirtti.
Genel Kurul sonrası Euratex Genel Kurulu Başkanlık ekibi ise Michael Kamm (Zwilling Gruppe – Almanya), Barbara Cimmino (Yamamay – İtalya), Gregory Marchant (UTT – Fransa) ve İsmail Kolunsağ (Cross Tekstil – Türkiye)'dan oluştu.
🌍ILO ve Türkmenistan Arasında İşbirliği Sağlayacak Yol Haritası Kabul Edildi
Uluslararası Çalışma Örgütü – ILO ile Türkmenistan Hükümeti arasında 2024 ve 2025 yıllarında işbirliğini kapsayacak bir yol haritası kabul edildi. Yol haritası, yaklaşan pamuk hasadında zorla çalıştırma ve çocuk işçiliğini yasaklarken, 2024 yılı hasadı için asgari ücreti garanti etmekte ve Türkmenistan'ın çocuk işçiliğini önlemeye ilişkin gerekli bilgileri tüm paydaşlarına, yerel yönetimlere, birliklere, işverenlere ve çalışanlara iletmesini zorunlu kılmaktadır. Yol haritasının bileşenleri aşağıda özetlenmektedir:
Vatandaşların çalışma hakkı, meslek-iş-çalışma yeri seçme hakkı, sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları hakkı ve işsizlikten korunma hakkı, anayasa ile garanti altına alınmıştır. Bu bağlamda aşağıdakiler yasaklanmıştır: İşletmelerde çalışan 18 yaş altında veya üstündeki kişilerin pamuk toplamaya zorlanması, zorla seferber edilmesi,İşletme çalışanlarının çalışma saatleri içinde pamuk toplamaları,Kamu veya özel sektör çalışanlarının pamuk toplamasını, pamuk toplayıcılarını işe almasını gerektiren uygulamalar. Türkmenistan çocuk işçiliğin yasaklanmasına yönelik uluslararası hukuki belgelerin tarafı olduğu için şunları yapmalıdır: Ulusal mevzuatın uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi, standartlara uygun hale getirilmek üzere tavsiyeler hazırlanması, zararlı ve tehlikeli mesleklerin ve çalışma koşullarının gözden geçirilmesi,Çocuk işçiliği önleme kanununa uyum sağlamak için asgari çalışma yaşının belirlenmesi ve iş sözleşmelerinin yapılması konusunda önlemler alınması, pamuk hasadına 18 yaşın altındaki çocukların katılımının önlenmesi. Yerel kamu otoritelerine, sosyal ortaklara ve genel halka yönelik çocuk işçiliğinin seferber edilmesi ve dahil edilmesini önlemek için farkındalık artırıcı faaliyetler geliştirmeli ve uygulamalıdır. Pamuk hasadı sırasında çalışma gönüllü olmalı ve adil bir şekilde yönetilmelidir.Asgari ücret Türkmenistan mevzuatı tarafından garanti altına alınmıştır. Bu bağlamda yapılması gerekenler aşağıda sıralanmaktadır; Araştırma ve danışma yoluyla pamuk toplayıcıları için asgari ücret belirlemek üzere fizibilite analizi yapmakTürkmenistan'daki ücretlerin analizi ve karşılaştırılması temelinde hükümet ve sosyal ortaklarla sosyal diyalog yoluyla 2024 hasadı için 1 kg pamuk başına asgari ücreti tanımlamakILO tarafından önerilen asgari ücreti belirleme yöntemlerini ve uluslararası deneyimleri keşfetmek için seminerler, eğitimler, yuvarlak masa toplantıları ve inceleme gezileri düzenlemek. Türkmenistan'ın ILO Tarımda Denetim Sözleşmesi No:129 ve Sosyal Güvenliğin Asgari Standartları Sözleşmesi No:102'ye katılması ve Türkmenistan'daki iş denetim sisteminin reforme edilmesi gerekmektedir.Türkmenistan'daki çalışma koşullarına ilişkin 2023 pamuk hasadı sırasında gerçekleştirilen ILO analizini tamamlamak ve açıklığa kavuşturmak amacıyla, bu alandaki gerçek durumu anlamak ve gelecekte gerçekleştirilecek faaliyetleri belirlemek için 2024 yılında, Ağustos'tan Aralık'a kadar tüm pamuk hasadı dönemi ve tüm bölgeleri kapsayacak bir ILO gözlemi öngörülmektedir. Bunun gerçekleştirilmesi için bir memorandum imzalanacaktır. Sonrasında ILO metodolojisine uygun olarak çalışma koşulları ve kamu politikalarının uygulanması izlenecektir.Çalışanların iletişim kurabilmesi ve şikâyette bulunabilmesi için sosyal ortakları ve Ombudsman ofisini içeren basit ve erişilebilir bir yolun tanıtılması amaçlanmaktadır. Söz konusu işbirliğine ilişkin yol haritası belgesine ulaşmak için tıklayınız.
🌍2027'de Moda Trilyon Dolarlık Bir Sektör Olacak
Stocklytics.com verilerine göre küresel moda pazarının önümüzdeki üç yıllık süreçte yaklaşık %40 büyüyerek trilyon dolarlık bir sektör haline gelmesi bekleniyor.
Enflasyonun tüketici harcamalarında yarattığı iki yıllık kesintinin ardından moda sektörünün büyüme hızının arttığına dikkat çeken çalışmada, 2024 yılı sonunda dünya çapında moda alışverişi yapanların 770,9 milyar dolar, yani geçen yıla kıyasla 83 milyar dolar daha fazla harcayacağı öngörülürken, yılda ortalama 90 milyar dolar artışla 2027 yılına kadar trilyon dolarlık bir sektör haline geleceği belirtiliyor.
Bu değerin neredeyse %60'ı, pazarın en büyük ve en yüksek gelir getiren segmenti olan giyim satışlarından gelecek. Giyim pazarındaki gelirin %38 oranında artarak 2027'de 631 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Aksesuar pazarında da neredeyse aynı büyüme yaşanacak ve gelirler önümüzdeki üç yıl içinde 255 milyar dolara ulaşacak. Küresel ayakkabı satışları ise 2027'ye kadar 170 milyar dolar gelir sağlayacak bu da bu yıla kıyasla %32 daha fazla satış olacağı anlamına geliyor.
Raporda ABD ve Çin'in modada toplam gelirin yarısından fazlasını üreterek en büyük pazarlar olarak kalmaya devam edeceği belirtilirken, Çin'in moda sektöründeki gelirinin önümüzdeki üç yıl yaklaşık %40 artarak 323 milyar dolara, ABD'nin ise bu dönemde %34'lük bir büyüme ile 265 milyar dolara ulaşmasının beklendiği ifade ediliyor.
🌍Döngüsellik Moda Tedarik Zincirini Yeniden Şekillendiriyor
Moda şirketleri, tasarımdan kullanım ömrünün sonuna kadar tüm değer zinciri operasyonlarını yeniden tasarlamak zorunda kalıyor, ancak döngüsel modeller fırsatların yanında zorlukları da beraberinde getiriyor.
Döngüsellik modada hızla ilgi gören, üretim, tüketim ve atık yönetimine yaklaşımı değiştirmeyi vaat eden bir kavram olup, tüm üretim ve tüketim döngüsü boyunca kaynak kullanımını optimize eden ve israfı en aza indiren uygulamaların bütünü olarak tanımlanmakta.
Hali hazırda Avrupa Yeşil Anlaşması ve Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu gibi düzenlemeler moda tedarik zinciri yöneticileri baskı yaratırken, bu değişimin artık isteğe bağlı değil zorunlu olduğunu anlamak önemli.
Döngüsel Bir Ekonomi Nasıl Yönetilir?
Hızlı tüketim mallarında 2,6 trilyon dolar değerinde malzemenin atıldığı (yaklaşık toplam malzemenin %80'i) ve geri dönüştürülemediği düşünüldüğünde döngüsellik alternatif bir model sunuyor. Döngüsel bir ekonomi ise kaynakları mümkün olduğunca uzun süre kullanmak, maksimum değeri çıkarmak ve kullanım ömürlerinin sonunda ürünleri ve malzemeleri geri kazanıp yenilemeyi öngörüyor. Bu bağlamda üç temel prensip söz konusu:
Doğal sermayeyi, sınırlı kaynakları kontrol ederek yenilenebilir kaynak akışlarını dengelemek ve arttırmak.Ürünleri, bileşenleri ve malzemeleri her zaman en yüksek verimliliklerde dolaştırarak kaynak verimliliğini optimize etmek.Kirlilik gibi olumsuz dışsallıkları ortadan kaldırarak sistem etkinliğini arttırmak. Moda sektörü kirlilik açısından olumsuz bir imaja sahip olduğundan, daha sürdürülebilir bir gelecek için markalar çevresel, sosyal ve yönetimsel (ESG) ölçümlerle kendi taahhütlerinde bulunuyorlar.
Bununla birlikte tüketicilerin davranışlarını değiştirmek ve bu adımların her birini desteklemek kapsamlı ve pahalı bir yatırım. Bu nedenle şirketlerin döngüsel bir iş modelini sürdürmek için atması gereken dört adım söz konusu:
Portföy Stratejisi: Tüketici ürünleri şirketleri, portföylerini döngüsellik için en büyük fırsata sahip segment ve kategorilere göre ayarlamalıdır.Yeni İş Kurmak: Tüketici ürünleri şirketlerinin, döngüsel ürünler ve hizmetler etrafında yeni işler kurma fırsatı vardır.Yeşil Premium: Mevcut pazarlarda kullanılan döngüsel ürünler pazar payı kazanabilir.Yeşil Operasyonlar ve Tedarik: Tedarik zincirlerinin ve operasyonların sürdürülebilirliğini artırmak, tüketici ürünlerinin değerinde ömür boyu büyük bir fark yaratabilir. Döngüsel Sanayide Zorluklar ve Fırsatlar
Döngüselliğin potansiyel faydaları açık olsa da, uygulamada bazı zorluklar söz konusu. Bu zorluklar arasında başlangıç yatırımları, kısa vadeli verimlilik düşüşleri, tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmanın zorluğu vb. yer almaktadır. Büyük miktarda atığın azaltılması için emisyon yoğun üretim faaliyetlerinin yavaşlatılması gerekmektedir. Bu doğrultuda AB tarafından Yeşil Anlaşma kapsamında Döngüsel Ekonomi Eylem Planı – CEAP benimsenmiştir. Bu kapsamda 2032 yılı sıfır karbon hedefi için belirlenmiş ve bu kapsamda döngüsel iş modellerine geçmek isteyen şirketlere finansal teşvikler sunulmuştur. Döngüsel iş modeline geçiş Avrupalı tüketici ürünü şirketlerinin 500 milyar Euro değerinde bir değer havuzuna erişmesine yardımcı olacaktır. Böylece döngüsel modellere başarılı bir şekilde geçiş yapan moda markaları önemli bir rekabet avantajı elde edebilirler.
🌍Tekstil Atıklarıyla Mücadelede EPR Politikaları Kritik Önem Taşıyor
Ellen McArthur Vakfı'nın “Pushing The Boundaries of EPR Policy for Textiles” başlıklı döngüsel ekonomi üzerine bir çalışmasında, moda ve tekstil atıklarının küresel olarak bir zorluk yaratmakta ve bunun çözümü için güçlü bir genişletilmiş üretici sorumluluğu (EPR) politikaları ve işbirliği gerekmektedir.
Büyük ölçekli tekstil toplama işlemleri, sadece yüksek yeniden kullanım oranına sahip olanları değil tüm atılan tekstillerin yönetimi için maliyetleri karşılayacak şekilde sürekli ve yeterli finansman ihtiyacı doğurmaktadır. EPR politikaları, bu tür finansmana erişim için kritik mekanizmalardır. Tüketiciler tarafından atılan ürünün toplanması, ayrıştırılması ve yeniden dolaşıma sokulması sorumluluğunu üreticiye atarken; bu politikaların iyi tasarlanması maliyet-gelir dinamiklerini önemli ölçüde iyileştirebilir. EPR ayrıca küresel malzeme akışlarının şeffaflığını ve izlenebilirliğini arttırırken tekstili büyük ölçekte yeniden kullanabilmeyi ve dönüştürmek için gerekli altyapı sermaye yatırımları çeker.
Markalar ve perakendecilerin ürünleri geri dönüşüme uygun ve uzun süreli kullanım için tasarlaması gerekmektedir. Piyasadaki düşük dayanıklılık standartları ve karışımlı malzemeler, toplayıcılar ve geri dönüştürücüler için malzemenin tam değerini yakalama çabasını zorlaştırmaktadır. Ürünler dayanıklılık ve geri dönüştürülebilirlik ekseninde tasarlanmamışsa EPR planları etkinliğini yitirecektir. Markaların ayrıca rejeneratif tarım uygulamalarıyla hammaddenin üretilmesini sağlaması gerekmektedir. Döngüsel iş modelleri onarım, kiralama, yeniden yapma ve yeniden satış gibi gelir ve maliyet avantajları sunarken, önemli çevresel tasarruflar da sağlar.
Döngüsel bir tekstil sistemi, toplama, ayırma, çamaşırhane, tamir, yeniden satış ve geri dönüşüm hizmetleri için hem yerel hem de küresel ağlar gerektirmektedir. Tüm sektör aktörleri, ilişkili maliyetleri ve riskleri paylaşarak, döngüsel bir tedarik ağı oluşturmak için iş birliği yapmalıdır.
Markalar ve perakendeciler, bu yeni oluşan ortamı desteklemek için tersine lojistik altyapısına yatırım yapmalı ve geri dönüştürücülerle uzun vadeli tedarik anlaşmaları yaparak tekstilden tekstile geri dönüşünün ticarileşmesini kolaylaştırmalıdır.
🌍Çiftçiler AB Konseyi'nin Yeşil Aklama Önleme Teklifinin Adaletsizlik Riski Taşıdığını Söyledi
Dünya çapında 900'den fazla çiftçi ve çiftçi ittifakı, Yeşil Aklama Önleme direktifini destekleyen çevresel ayak izi doğrulama metodolojisinin, doğal lifler yerine sentetik ve fosil yakıt türevi malzemeleri haksız bir biçimde kayırdığı konusunda endişelerini içeren bir mektubu Avrupa Konseyi'ne gönderdi. Mektup Avrupa Konseyi'nin giyim ve ayakkabıların çevresel etkilerini değerlendirmek için Ürün Çevresel Ayak İzi (PEF) kullanımını önermesinin peşi sıra Konsey'e iletilirken; söz konusu değişiklik Avrupa Komisyonu'nun geçtiğimiz yıl dayanıklılık, onarılabilirlik, geri dönüştürülebilirlik, mikroplastikler ve doğal içerik göstergelerinin eksikliği nedeniyle PEF'ten vazgeçmiş gibi görünmesine rağmen gerçekleşti.
Avrupa Konseyi özellikle giyim ve ayakkabı gibi PEF kurallarının oluşturulduğu yerlerde çevresel iddiaları doğrulamak için PEF'in kullanılması gerektiğini açıklasa da PEF Yöntemi bir ürün grubu için önemli kabul edilen bir etki kategorisini kapsamıyorsa (örneğin mikroplastikler) bu kategorinin kurallarının benimsenmesinin, ancak bu etki kategorileri eklendikten sonra gerçekleşmesi gerektiğini belirtti.
Avustralya, Hindistan, Moğolistan, Güney Afrika, Birleşik Krallık ve ABD'deki çiftçiler ise tarım ürünlerinin çevresel performansını belirlemede metodolojinin bu sözde "yetersizliklerinin" genellikle daha ucuz ve bol olan sentetik malzemeleri tercih eden hızlı moda markalarının yeşil aklamasını(greenwashing) mümkün kılacağından endişe duyduklarını belirtiyorlar. Anlamlı sürdürülebilir etiketlemeyi desteklediklerini belirten çiftçiler, giyim ve ayakkabı için PEF kategori kuralları teknik sekreterliğinin oy verme sürecine, üyelik maliyetinin "aşırı" yüksek olması nedeniyle katılamadıklarını belirtiyorlar. Çiftçiler AB'nin PEF'i onaylaması durumunda yan ürünlerinin ciddi şekilde dezavantajlı hale geleceğini, kırmızı etiket taşımak zorunda kalacaklarını, bu durumda ise kazananın sentetik tekstil sektörü olacağını belirtiyorlar.
PEF'in destekçileri ise açıkça tanımlanmış, bilimsel bir çerçeveye ihtiyaç duyulduğunu, aksi takdirde dünyanın en büyük tek pazarında düzenleyici uygulamanın parçalanacağını savunurken, PE
🌍ABD Kongre Üyeleri Döngüselliği Ön Plana Alacak Yavaş Moda Çalışma Grubu Kurdu
ABD'li üç kongre üyesi Chellie Pingree (D-Maine), Marie Gluesenkamp Perez (D-Washington) ve Sydney Kamlager-Dove (D-California), tekstil atıklarının azaltılması, giyim işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve federal hükümetin döngüselliği teşvik etmesine yönelik politikalar oluşturmayı amaçlayan Yavaş Moda Çalışma Grubu'nu kurmak için biraraya geldi. Grubun hedefleri arasında tekstil geri dönüşümü ve yeniden kullanım için altyapının güçlendirilmesi, bazı tekstil üretiminin ABD'ye taşınması ve giyim sanayi oyuncularının kaynak tüketimini azaltmasını zorunlu kılacak politikalar oluşturulması yer alıyor.
Yapılan açıklamada markaların ürettikleri ve sattıkları ürünlerin yaşam döngüsünün tamamından sorumlu olmasını sağlayan AB Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu – EPR gibi politikalardan ilham alınabileceği belirtilirken, Fransa ve Avustralya gibi ülkelerin, sürdürülemez uygulamaları caydırmak için şirketlere veya tüketicilere hızlı moda vergileri getirmesini gündeme aldıkları belirtildi.
Amerikan Giyim ve Ayakkabı Birliği (AAFA), Patagonia, ThredUp, Amerikan Döngüsel Tekstiller (ACT) ve Accelerating Circularity gibi birçok sivil toplum kuruluşu, endüstri grubu ve şirket, yeni çalışma grubunu desteklediklerini belirtirken Giyim İşçi Merkezi (GWC) kampanya direktörü Daisy Gonzalez, Yavaş Moda Çalışma Grubu'nun giyim işçileri için daha iyi koşullara yönelik bir adım olabileceğini ve hızlı modanın aşırı talep ve tüketimi körüklemesi nedeniyle yıllardır kitlesel olarak kötü çalışma koşullarında çalışmaya çalışan işçiler için başka bir yol sağlayabileceğini kaydetti.