İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2023 Ağustos
İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler
🌍ILO ve UNHCR'dan, mülteciler, yerinden edilmiş kişiler ve ev sahibi topluluklar için insana yakışır iş taahhüdü
Altı ayrı kurumlar arası bölgesel istişare etkinliğinin sonucunda hazırlanan Ortak Eylem Planı (2023-2025), zorla yerinden edilme bağlamında kapsayıcı bir iş dünyası geliştirmeye yönelik öncelikleri belirliyor.
BM Mülteci Örgütü'nün (UNHCR) önemli yıllık raporlarından biri olan Küresel Trendler Raporu nda, 2022'nin sonu itibarıyla 108,4 milyon insanın evlerini terk etmek zorunda bırakıldığı belirtiliyor. Uzun süreli olarak yerinden edilenlerin oranının yüzde 67 olduğu gerçeğinden hareketle, bu insanların haklarını, onurlarını ve özgüvenlerini teşvik etmek ve sosyal adalet, dayanıklılık ve barış için acilen kapsayıcı bir iş dünyasına ihtiyaç duyuluyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 1919 yılında kuruluşundan bu yana mülteci işçilerin korunması konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Zorla yerinden edilme durumundan etkilenen taraflara destek olmak amacıyla ILO, 2016'da Mültecilerin ve Diğer Zorla Yerinden Edilmiş Diğer Kişilerin İşgücü Piyasasına Erişimine İlişkin İlkeler Rehberi ve 2017'de Barış ve Dayanıklılık için İstihdam ve İnsana Yakışır İşlere İlişkin 205 sayılı Tavsiye Kararı'nı kabul etmiştir. Aynı yıl, ILO ve UNHCR arasında, mülteciler, diğer zorla yerinden edilmiş kişiler ve ev sahibi topluluklar için kalıcı çözümler üretmek üzere uzun süredir devam etmekte olan iş birliğini genişletmeye yönelik bir anlaşma imzalanmıştır.
Bu üçüncü Ortak Eylem Planı'nda, 2023-2025 dönemi için, birbirini pekiştiren üç kapsayıcı hedef doğrultusunda bir dizi faaliyete yer veriliyor: (1) işgücü piyasasına ve insana yakışır işlere erişim konusunda iyileştirilmiş yönetişim; (2) insana yakışır işlere ilişkin hakların uygulanmasının güçlendirilmesi; ve (3) iş, beceri ve yaşam boyu öğrenme, gelir ve geçim kaynaklarına yönelik daha fazla fırsat.
Ortak Eylem Planı, her iki kurumun ülke ve bölge düzeyinde ve küresel düzeyde görev yapan 180'den fazla personelinin katıldığı altı ayrı bölgesel diyalog çalışmasının bir sonucu olarak ortaya koyuldu. Bu istişareler, işbirliğinin önceki yıllarında çıkarılan derslerin yansıtılmasına ve hangi alanlarda tamamlayıcı eylemler konusunda daha güçlü adımlar atılması gerektiğinin keşfedilmesine yardımcı oldu.
Eylem Planı,günümüzdeki hareketlilik meselelerine ve iş dünyasının gelecekteki ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verebilmek amacıyla, iklim değişikliği ve dijital çalışma platformları gibi yeni tematik çalışma alanları içeriyor.
Her iki kuruluşun işbirliği fırsatlarını daha iyi belirleyebilmesine yardımcı olmak için, zorla yerinden edilmiş kişiler ve ev sahibi topluluklara yönelik olarak insana yakışır işleri desteklemeye ilişkin yetkilerimizin, yaklaşımlarımızın ve faaliyetlerimizin daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla ILO 101 ve UNHCR 101 başlıklı kılavuzlar hazırlandı.
Aralık 2023'te gerçekleştirilecek olan ikinci Küresel Mülteci Forumu öncesinde, bu eylem planını uygulamaya yönelik somut ve acil adımları tartışmak üzere bu yıl içinde ortak bir üst düzey toplantı düzenlenecek.
https://www.ilo.org/ankara/news/WCMS_888131/lang--tr/index.htm
🌍Yakından Tedarik ve Zorla Çalıştırma Yasası ABD'li moda markalarını Çin'den uzaklaştırıyor
Amerika Birleşik Devletleri Moda Endüstrisi Derneği'nin (USFIA) yakın tarihli bir araştırmasına göre, ABD moda şirketlerinin Çin'den uzaklaşması konusunda bir yavaşlama görünmüyor. Araştırma, 2019 yılında ABD'li hazır giyim şirketleri mallarının %20'sini Çin'den ithal ederken, 2022'de bu rakam %30'a yükselmiş durumda. Bununla birlikte araştırma, 2023 yılında en büyük tedarikçisi Çin olmayan şirketlerin oranının %61'e ulaştığını da göstermekte.
Araştırmaya katılanların %80'i önümüzdeki iki yıllık süreçte Çin'den tedariği azaltmayı planladıklarını belirtirken, %10'dan fazlasını Çin'den tedarik eden ve 1.000'den fazla çalışanı olan şirketlerin riski en aza indirmeye en hevesli şirketler olduğu belirtiliyor.
USFIA rapor sonuçlarına göre 'Çin maruziyetini' azaltmanın tekstil ve hammaddeleri açısından zorlayıcı olacağı görülürken, rapora yanıt verenlerin %70'inden fazlası şu anda Çin'den iplik, kumaş ve tekstil aksesuarlarını 'başka pratik alternatif olmadığı için' tedarik ettiklerini belirttiler.
Yanıt verenlerin en önemli ticari zorluklara ilişkin cevaplarında “Çin dışında yeni bir kaynak üssü bulmak” dördüncü sırada yer alırken, “tedarik zincirindeki zorla çalıştırma risklerini yönetme” ise ikinci sırada, ABD'nin ekonomik görünümü ve enflasyon ise ilk sırada yer aldı.
Katılımcıların çoğu CAFTA-DR anlaşmasına yönelik “güçlü bir heyecan” içerisinde olduklarını ifade ettiler. Katılımcıların %30'u, siparişlerinin %10'undan fazlasını CAFTA-DR üyelerine vermeye başlarken, %40'ı ise önümüzdeki iki yıllık süreçte siparişlerini CAFTA-DR üyelerine vermeyi planladıklarını belirtti.
Çin, "geniş boyutu ve çok çeşitli ürünleri" nedeniyle hazır giyim tedarik eden herhangi bir büyük hazır giyim şirketi için bir zamanlar "vazgeçilmez" olarak görülse de USFIA anketine göre bu cazibesini kaybediyor. Araştırmalar Çin dışındaki büyük beş Asya hazır giyim tedarikçisinin (Vietnam, Bangladeş, Kamboçya, Hindistan, Endonezya), Çin'den oluşacak açığı toplu olarak kapatabileceğini gösteriyor.
🌍Depremin 6. Ayında Türkiye Hazır Giyim Sektörü Toparlanmaya Çalışıyor
Uluslararası bir yayın kuruluşunun haberine göre; Türkiye'deki konfeksiyon fabrikaları depremin altıncı ayında üretime dönseler de IAF Başkanı ve TGSD Başkan Yardımcısı Cem Altan, tamamen iyileşmeye yardımcı olması için moda markalarına destek çağrısında bulundu.
Cem Altan 11 şehirde 55 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olan depremin Türkiye ekonomisine zararının 110 milyar dolar seviyesinde olduğunun tahmin edildiğini, bugün için tüm hazır giyim fabrikalarının %100, tekstil fabrikalarının ise %80 oranında çalışmaya başladığını kaydetti. Hazırgiyimde fabrikaların tamir edilse de tekstil sektöründe “özel makinelere” ihtiyaç duyulduğunu belirten Altan, barınma sorunu olan işçilerin farklı şehirlere taşındığını, hükümetin ev sorununu çözene kadar konteyner evlerle sorunun gidermeye çalıştığını, işçilerin geri dönmesiyle üretimin %80 tekrar başladığını ifade etti.
Türkiye Hazır Giyim Sektörünün Deprem Etkisinden Kurtulmak İçin Nasıl Bir Yardıma İhtiyacı Var?
Cem Altan, uluslararası alıcıların finansman ve malzeme bağışlarıyla yardımcı olmalarına minnettar olduklarını belirtirken, isim vermeden çok sayıda özel uluslararası satın alma grubu ve perakendecinin yardımcı olduğunu kaydetti.
Esas sorunun global talebin azalması olduğunu belirten Altan, Türkiye'nin depremin ardından bu durumdan olumsuz etkilendiğini, tekstil ve hazır giyim sektörünün fiyat odaklı bir sektör olması nedeniyle alıcıların ucuz ülkelere yöneldiğini söyleyerek, şu an Türkiye'ye yapılacak en büyük yardımın, normalleşene kadar Türkiye'ye sipariş geçilmesi olacağını vurguladı.
Moda markalarına fiyatlardan ödün verme çağrısında bulunan Altan, Türkiye'nin ancak bu şekilde hızlı bir toparlanmaya başlayacağını belirtirken, AB'nin karbon ayak izini azaltmak için yeni yaptığı düzenlemeler nedeniyle Türkiye'deki üreticilerin ağır yatırım yapması gerektiğine dikkat çekerek moda markalarını Türkiye'den sipariş vermeye ve fiyatlardan ödün vermeye davet etti.
Altan, Türkiye'nin çoğunlukla AB ülkeleri ile çalışsa da (%60) ABD pazarının önemini vurgulayarak, ABD'nin daha önce doğal felaket yaşayan ülkelere vergi avantajı sağladığını, deprem nedeniyle Türkiye'nin de böyle bir imkân sağlanması gerektiğini söylerken, Türkiye'nin iyi bir tedarik ülkesi olduğunu, hammadde, kumaş ve aksesuarın tamamına sahip olmalarının hızlı üretim için ülkeye bir avantaj sağladığını kaydetti.
Türkiye'nin iyi fabrika koşullarına ve çalışanlar için iyi bir çalışma ortamına sahip olduğunu söyleyen Altan, sektörün yatırımlar, dijitalleşme, sürdürülebilirlik, geri-dönüşüm vb. ile gelişmeye ve ilerlemeye devam ettiğini, bu durumun küçük miktarlarda sipariş verecek satın alma grupları için avantaj sağlayacağını ifade etti.
🌍Çinli Moda Sektörü Üreticilerinin Küresel Alıcılara İhtiyacı Var
2022 Aralık ayına kadar sıfır Covid politikasına devam ederken bu durum dünya çapında moda tedarik zinciri kesintilerine katkı sağladı. Bunun yanında zorla çalıştırma iddiaları sonrası Sincan pamuğunun ABD ve AB'ye girişini yasaklayan mevzuatlar eklenince dünyadaki pek çok moda markası tedarik ihtiyaçları için artık Çin dışındaki seçenekleri kullanmaya başladı.
ABD moda endüstrisi derneği USFIA'nın çalışmasından elde edilen verilere göre CAFTA-DR üyelerinden tedarik sağlayan moda markaları ve perakendecilerinin sayısı bu yıl önemli ölçüde artmış durumda ve ilerleyen süreçte daha da artacağa benziyor.
Çinli moda üreticileri, dünyanın her yerinde olduğu gibi yüksek enflasyon ve yavaşlayan ekonomiden olumsuz etkilenirken, ABD ile yaşanan siyasi gerilimlerin sonucu olarak çifte darbe yemiş durumdalar.
Yantai Hero State International Trade Co Ltd. müdürü Jason Qu, yavaşlayan ekonomi nedeniyle yeterli tüketiciye sahip olunmamasının en büyük zorluk olduğunu belirtirken, bu durumun daha küçük sipariş miktarlarına yol açtığını belirtti. Jiaxing Jinmei Fashion Co. Ltd. müdürü Ella Huang da benzer şekilde küçük miktardaki siparişlerin ve dünya ekonomisindeki durumun soruna yol açtığını, normalde en az 300 parçalık siparişleri kabul ettiklerini fakat şu an için 100 parçalık siparişleri bile kabul etmek durumunda kaldıklarını ifade etti.
Shengyi Garment'tan Yifeng Yin, bu yıl karşılaştıkları en büyük zorluğun düşük maliyetler olduğunu, bazı moda markalarının maliyetleri düşürmeye çalıştığını, genellikle üretici tarafındaki kârı en aza indirdiklerini ve bu nedenle üreticilerin para kaybettiğini vurguladı. Felicia Apparel Co Ltd. şirketi sahibi He Nicholas da maliyete vurgu yaparken, kalite yerine düşük maliyete odaklanılmasının sürdürülebilir olmadığını belirtti.
Çok sayıda moda markası, Ukrayna işgali sonrası Rusya'yı boykot ederken, Çin'deki bazı moda üreticileri ise ABD-Çin gerilimini telafi etmek üzere Rusya'daki fırsatlara odaklanmış durumda.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Yifeng Yin, bu durumun orijinal Çin markalarını piyasaya sürmek için de iyi bir fırsat olduğunu söylerken, bir markaya sahip olmanın değerinin pazarda daha çok imkân sağladığını kaydetti.
🌍Enflasyondan Üretime İngiltere Hazır Giyim Sektörünü Yönlendiren Trendler
Perakende rakamları, moda tüketicilerinin hem mağaza içi hem de üretim düzeyinde talebi artırdığını gösterirken, perakendeciler mücadele etmeye devam ediyor gibi görünüyor - o kadar ki, bu baskı artık tedarikçiye çok daha doğrudan ulaşıyor.
Indigoline Limited Direktörü Anil Khemlani yüksek fiyatların hem üreticiler hem de moda perakendecileri için büyük engel oluşturduğunu, ancak bir perakendecinin dünyanın herhangi bir yerinden tedarik sağlayabileceği göz önüne alındığında, üretim ve kaynak bulma açısından pazarın uygun olduğuna dikkat çekiyor. İngiltere'de yerel üretimin başladığına, özellikle de yeni girişimlerde bu durumun daha sık görüldüğünü söyleyen Khemlani Hindistan, Bangladeş, Sri Lanka vb. ülkelerin fiyatlandırma konusunda çok agresifleştiğini, Çinlilerin bu zorlukla mücadele ettiğini, hatta Türkiye ve Doğu Avrupa ülkelerinin de bu durumla mücadele etmekte zorlandığını kaydetti.
Haha Fashion Inc. Satış Direktörü England Hussain Suleman de sektörün çok zorlu olduğuna ve rekabetçi hale geldiğine değinirken, sektörün müşteri tabanı açısından seyreldiğini, büyük perakendecilerin küçük perakendecileri satın almasının da pazardaki bu rekabeti zorladığını ifade etti.
İngiltere Hazır Giyim Sektöründeki Fırsatlar
Bir diğer İngiliz giyim markası Jointak'tan Larry Pang sürdürülebilirliğin şu an için sektördeki önemli itici güç olduğunu belirtirken, buna uyum sağlamayanların geride kalacağını, günümüzde giderek daha çok markanın sürdürülebilirliğe koştuğunu, bu konudaki farkındalığın önemine değindi.
Kavida'nın ortaklarından Anam Rahman da risk ve dayanıklılığın markalar için fırsat olabileceğine değinirken, bir üreticinin markalara riskleri ciddiye aldıklarını, süreçleri uyguladıklarını, görünürlük ve risk tespiti için gerekli teknolojiye sahip olduklarını göstermesi durumunda diğerlerinden ayrılacağını vurguladı.
Gelişen Teknolojilerden Yararlanma
Anam Rahman, GenerativeAI'da kritik fırsatlar olduğunu, teknolojinin ürünleri tasarlamak için haftalar/aylar yerine saatleri kullandığını, yapay zekanın müşteri incelemeleri ve tedarik zinciri dahil olmak üzere birden çok bağlamda kullanılabileceğini söyledi.
Salvation Army Trading Company Pazarlama Müdürü Charlene Bent ise Re:claim isimli polyester iplikten polyester ipliğe bir dönüşüm projesi başlattıklarını söyleyerek bu konuda Project Plan B ile işbirliği içerisinde çalıştıklarını belirtti. Bent, son projelerinin polyesterin fabrika tedarik zincirine geri döndürülebilmesi için geri dönüştürülmesi ve yeniden iplik haline getirilmesi için bir fırsat verdiğini söylüyor. Bununla birlikte, teknolojinin henüz sektörde öngörülen hızı yakalayamadığına inanıyor.
Sürdürülebilir ve Geri Dönüştürülmüş Malzemelere Yönelik Artan Talep
Materials Innovation Institute (MII) tarafından geçen yıl yayınlanan bir raporda yeni nesil malzemelerin 2026 yılına kadar yaklaşık 2,2 milyar $ büyüyeceği tahmin edilirken son zamanlarda, hazır giyim tedarik zinciri endüstrisinden paydaşlar, Future Fabric Expo'da 'Yeni nesil çözümlerde ve döngüsel modada Gelecek ve Gelecek' panel tartışması için bir araya geldi. Canopy'de fiber çözüm stratejisti olan Valerie Langer, "sihrin yeni nesil malzemeler alanında yattığına" dikkat çekerken şirketlerin giderek daha fazla geri dönüştürülmüş, rejenere ve sürdürülebilir iplikler sunmaya çalıştığını ekledi.
🌍Erkek Denim Ürünlerinin Fiyatı Ortalama %19 Arttı
Geçen ay İlkbahar/Yaz 2024 erkek defilelerinde kristal kaplı pantolonlar, transparan kumaşlar ve modelleri içine çeken hacimli kot pantolonları piyasaya sürüldü, ancak podyumda trend olan şeyler gerçek hayata dönüşmüyor.
Yakın tarihli Centric Pricing raporu erkek giyimini mercek altına alırken, genel olarak erkek giyim tercihlerinde sismik bir kayma olmadığını gösteriyor.
https://www.centricsoftware.com/centric-pricing/
Perakendeciler klasiklere bağlı kalırken, rapora göre son dönemde öne çıkan renk trendleri siyah, gri, lacivert, açık mavi ve beyaz. Ayrıca kırmızı, bordo ve zeytin renklerinde belirli artışlar söz konusu. Çiçek desenli gömlek sayısı 2023 yılında %61 oranında artarken grafik baskılara sahip üst giyim ürünleri çekiciliğini kaybetmedi.
Rapor, erkek modasının kadınlara göre daha az sıklıkla ve daha düşük seviyelerde indirim yapma eğiliminde olduğunu ortaya koyarken, perakendecilerin envanter yönetiminde daha iyi bir iş çıkarması nedeniyle jean pantolon kategorilerinde daha az indirim söz konusu. Yine de bu kategoriler zorlu makroekonomik ortam ve enflasyondan muaf değil. 2023 yılında tişört indirimleri %17 oranında artarken, ayakkabı kategorilerinde ise %8-9 civarında bir artış söz konusu.
Erkek giyimin ortalama fiyatları 2022 yılında %13 artarken en yüksek artış erkek alt giyim ürünlerinde görüldü. Erkek pantolon ve taytlarının ortalama fiyatı 2022'de 116,08 dolardan 2023'te yüzde 34 artarak 156 dolara yükselirken; erkek kot pantolonlarının ortalama fiyatı ise 2022'de 150,02 dolardan yüzde 19 artışla 178,81 dolara yükseldi.
Düğmeli gömlekler ve spor ceketler çift haneli fiyat artışları görürken, çevrimiçi ürün aramalarında özellikle gündelik kullanıma yönelik ürünlere yönelik ilginin arttığı, erkek giyim kategorilerindeki aramalarda günlük ve aktif giyim ile ayakkabıların hala çok talep gördüğü görülmekte.
🌍Metaverse, perakende moda sektörü için faydadan çok risk oluşturmakta
Yeni bir GlobalData raporu olan “Perakende ve Giyim Sektöründe Metaverse”, bugün metaevrene yatırım yapmak isteyen moda perakendecileri için faydadan çok risk olduğunu, ancak uzun vadede sektörün en büyük zorluklarından bazılarını çözmek için kullanılabileceğini gösteriyor ve Metaverse'nin 2022 ile 2030 arasında %34 yıllık bileşik büyüme oranı (CAGR) ile büyüyerek 2030 yılına kadar 627 milyar doları aşacağını tahmin ediyor.
Rapor metaverse'nin hala erken aşamalarında olduğunu ve moda perakendesindeki gelecekteki yörüngesinin belirsizliğini koruduğunu belirtirken, metaverse teknolojisi genel olarak kabul görmediği için sınırlı bir kitle erişiminin yanı sıra, giyim ve perakende sektörünün bu teknolojiyi keşfetmesiyle ilgili faydalardan daha fazla risk olabileceği anlamına geliyor.
Metaverse Değer Zinciri Rapor bir yandan da bazı önemli moda perakende oyuncularının pazarlama ve markalarını büyütmek için teknolojiden yararlandığını söylüyor ve metaverse deger zincirini dört katmana ayırıyor: Temel, Araçlar, Kullanıcı Arabirimi ve Deneyim.
Temel katman hesaplama, hareket izleme, düşük gecikmeli ağlar, veri yönetim sistemleri ve merkezi olmayan altyapı için gerekli teknolojileri içerirken, Araçlar katmanı platform geliştiricilerin ve uygulama geliştiricilerin deneyimler ve gelir modelleri oluşturmak için 3B motorları, yapay zekayı, görselleştirmeyi ve ödeme araçlarını birleştirmelerine olanak tanıyor. Ardından, kullanıcıların meta veri deposuna girmesini sağlayan donanım aygıtlarını sağlayan kullanıcı arabirimi katmanı gelirken; son katmanda kullanıcılar kurumsal işbirliği, oyun, sosyal medya, e-ticaret, canlı etkinlikler ve çok daha fazlası gibi etkinlikleri sanal olarak deneyimleyebilir.
Moda Perakendeciliği Metaverse'de Kaynaklarını Nereye Odaklamalı? Rapor hazır giyim ve perakende sektörü için öne çıkan "deneyim" katmanını açıklayarak moda perakendecilerine, tüketicilerin sanal alandaki deneyimlerini geliştirmek için teknolojilere yatırım yapma olasılığını keşfetmelerini öneriyor.
Ayrıca, tüketicilerin bir metaverse deposu platformundaki deneyiminin kalitesinin uzun vadede başarısını belirleyeceğini belirtiyor. Sanal dünyalar, avatarlar, işbirliği araçları, oyun, e-ticaret ve canlı etkinlikler dahil olmak üzere çeşitli deneyimler geliştirilmektedir. Rapor, altta yatan teknolojiler zaman içinde olgunlaştıkça daha yenilikçi deneyimlerin ortaya çıkacağına işaret ediyor. Rapora göre, 'deneyim' değer zincirine dayalı olarak giyim ve perakendede metaverse benimseyen firmalar arasında spor giyim markaları Adidas ve Nike, Çinli çevrimiçi alışveriş mağazası Alibaba, dijital moda mağazası DressX, Zara'nın ana şirketi Inditex, sanal alışveriş merkezi MetaMall ve ayakkabı markası Vans da bulunuyor.
Büyüme İçin Teknolojiden Yararlanma Metaverse kurulumu ve anlaşılması maliyetli bir teknoloji. Bu nedenle alışveriş deneyiminin fiziksel bileşeninin yerini alması ve hatta değiştirmesi olasılığı oldukça düşük. Ancak perakendeciler ve markalar bunu pazarlama amaçları için değerlendirebilir. Rapor, bu teknolojinin pazarlamacılara ve reklamverenlere hedef kitlelerine ulaşmak için nasıl yollar açtığını ve markaların, müşterilerin bugün yaşadıklarından daha ilgi çekici ve daha az müdahaleci olan yeni sürükleyici deneyimler yaratmalarına olanak tanıdığını ayrıntılarıyla anlatıyor.
Örneğin, lüks moda markaları Gucci ve Balenciaga'nın yanı sıra NIKE dahil olmak üzere birçok giyim markası, kendilerini ROBLOX'taki mevcut deneyimlere dahil ederek veya platform içinde markaya özel mağazalar veya alanlar inşa ederek meta evrenine girdi.
Metaverse'in Gelişimini İzlemek Rapor, moda perakendecilerinin metaverse'nin gelişimini izlemeye devam etmesi ve uzun vadeli hedeflerle nasıl uyum sağlayabileceğini değerlendirmesi gerektiği sonucuna varıyor. Ayrıca gelecekte bir noktada meta veri deposunun perakendecilere gelişmiş müşteri deneyimleri ve yenilikçi iş modelleri sağlayabileceğini belirtiyor.
🌍Alibaba, CommerceHub ortaklığıyla Avrupa'ya açılıyor
Dünyanın en büyük ticaret ağlarından biri olan CommerceHub, pazar yerlerinin Avrupa'daki genişlemesini desteklemek için Alibaba grubunun bir parçası olan Miravia ile ortaklık kuruyor.
Ortaklık, CommerceHub'ın e-ticaret platformunu Miravia'nın operasyonlarıyla entegre edecek ve Miravia'nın markaları, alıcıları ve yaratıcıları birbirine bağlayan bir birinci sınıf günlük e-ticaret ekosistemi haline gelmesi hedefini destekliyor.
CommerceHub'ın birleşik ticaret platformunu benimsemesiyle Miravia, güçlü bir e-ticaret çözümüne sorunsuz bir şekilde erişileceğini belirtirken; aynı zamanda bir eğitim platformu olarak da çalışacak Miravia, çok sayıda markayla bağlantı kurarak, ürünlerin sergilenmelerine ve pazarlamalarına olanak tanıyacak.
Şu anda İspanya'da faaliyet gösteren Miravia, belirli markalardan çeşitli ürünler sunan, hem bir pazar yeri hem de eğlence merkezi işlevi görüyor. Aynı zamanda, influencer'lar tarafından oluşturulan içerikler ve sanal makyaj denemeleri gibi özellikler aracılığıyla moda, güzellik ve yaşam tarzındaki trendleri vurgulayan bir eğitim platformu durumunda. Miravia ayrıca satıcıların ve markaların kişiselleştirilmiş mağazalar kurması, tasarım esnekliği, ürün seçimi, fiyatlandırma kontrolü ve doğrudan müşteri etkileşimleri sunması için bir alan görevi de görmekte.
Miravia CEO'su Yann Fontaine CommerceHub ve ChannelAdvisor'ın (2022'de CommerceHub tarafından satın alınan bir şirket) pazar yeri entegrasyonunda öne çıkarak marka genişlemesini ve kârlılığı mümkün kıldığına değinirken, CommerceHub'daki EMEA'nın İdari Direktörü Philip Hall ise günümüzün e-ticaret ortamında farklı müşteri ilişkilerinin önemini vurgulayarak, platformun başarılı bir şekilde kullanılmasının yeni kitleleri ortaya çıkararak çevrimiçi satışların büyümesini sağlayacağının altını çizdi.
CommerceHub'ın platformu 420 kanala yayılan 40.000'den fazla perakendeciyi ve markaya katkı sağlıyor ve yılda 2,4 milyardan fazla e-ticaret işlemini bünyesinde gerçekleştiriyor.
🌍H&M Myanmar'dan Sourcing'i Aşamalı Olarak Durduruyor
İsveçli moda devi H&M Group Myanmar'dan çıkma hazırlığında. Şirket tarafından yapılan açıklamada Myanmar'daki son gelişmelerin yakından takip edildiği, operasyonları H&M standartlarına göre yürütmenin zorluklar nedeniyle Myanmar'daki operasyonlarını aşamalı olarak durdurma kararı aldıkları belirtildi.
Bilindiği üzere 2021 yılındaki darbeden sonra Myanmar'daki uluslararası şirketler kalma ya da gitme konusunda bir ikileme düştüler. Güneydoğu Asya ülkesindeki tedarikçi fabrikalarında işçi istismarına ilişkin vakalar ise geçtiğimiz haftalarda Reuters tarafından haberleştirilmişti.
İş ve İnsan Hakları Kaynak Merkezi geçen hafta yayınladığı raporda Myanmar'daki hak ihlalleri arasında düşük ücretler, maaş hırsızlıkları, haksız işten çıkarılmalar, insanlık dışı çalışma koşulları, zorla fazla mesai, taciz, sindirme vb. sıraladı. Raporda adı geçen diğer markalar arasında Adidas, Bestseller, Guess, Mango, Marks & Spencer, Moschino, Primark ve Zara'nın sahibi Inditex yer alıyor. Yapılan açıklamada “Myanmar'daki hazır giyim işçilerine yönelik taciz ve aşağılamaların endişe verici bir boyutta olduğu” belirtilirken Myanmar'daki düşük üretim maliyetinden yararlanırken markaların vahşi hak ihlalleri ve baskıyla ilişkilendirilen bir rejime suç ortağı olmaktan kurtulamayacağı dile getirildi.
Bilindiği üzere Inditex Haziran ayında Myanmar'dan çekildiğini açıklarken ldi South, C&A, Mango, Primark, Marks & Spencer, Tesco, Uniqlo'nun sahibi Fast Retailing ve Muji ana şirketi Ryohin Keikaku da ülkeden çekildi veya çekilme sürecinde. Adidas ve Bestseller dahil olmak üzere bir dizi marka, uyumluluğu zorlama konusunda iki katına çıkacaklarını söylerken Next, Myanmar'dan çekilmeyi düşündüğünü, ancak "yerel topluluklara ve işçilere verilen büyük zarardan, onları umutsuzca ihtiyaç duyulan yatırım ve ücretlerden mahrum bırakmasından" endişe duyduğunu söyledi.
Bu ayın başlarında, Italia-Birmana Insieme adlı bir İtalyan sivil toplum grubu, Moschino alt markası Love Moschino ve OVS hakkında Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'ne şikayette bulunmuştu.
🌍Türkiye'nin hazır giyim tedarikçileri piyasa çalkantısını nasıl yönetiyor?
İHKİB yılın başlarında yakın vadede 40 milyar dolara varan iddialı ihracat hedefleri belirlemişti. Ancak bu, tüketici güveninin zayıflamasına ve her yerde giyim satışlarının daha yumuşak olmasına neden olmaya devam eden küresel bir ekonomik krizin henüz başlarındaydı. Ağustos ayında açıklanan verilere göre Türkiye hazır giyim ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre %9,1 artarken, tekstil ihracatı ise %10 gerilemiş durumda.
Türkiye, bir önceki yıla göre %14,2 daha az ithalat yaparak 1,88 milyar $'a ulaştı. Türkiye'nin en büyük dördüncü hazır giyim ihracat pazarı olan İngiltere'ye yapılan ihracat %26 gibi büyük bir düşüşle 897,4 milyon dolara geriledi. Türk hazır giyim ihracatçılarının kilit odak noktası olan ABD ise bir önceki yıla göre %14,9 daha az giyim eşyası ithal etti.
Bu durum kaçınılmaz olarak sipariş hacimlerinin düştüğünü gören dünyanın dört bir yanındaki hazır giyim üreticileri için endişe verici. İHKİB Başkanı Mustafa Paşahan Ağustos ayındaki IFCO buluşması kapsamında hazır giyim ihracatının bir önceki yıla kıyasla %10 gerilediğini belirtti.
Yine de 40 milyar dolar hedefine bağlı kalındığını söyleyen Paşahan, müşterilerin ürünlerine inandığını belirtirken Türkiye'nin hazır giyim tedarikçilerinin teknoloji ve sürdürülebilirlik alanlarında önemli yatırımlar yaptıklarını ifade ediyor.
Fuara katılım gösteren firmalardan Gelişim Tekstil'in Türkiye'de üç ayrı fabrikası bulunurken iplikten nihai ürüne kadar üretimin her aşamasını gerçekleştiriyor. Gelişim Tekstil'in satış ve pazarlama direktörü Dilek Güçlüer, döngüsellik ve sürdürülebilirliğe odaklanmanın, bilinen fiyatları bazı Asyalı rakiplerinden önemli ölçüde yüksek olsa bile müşterilerinin geri dönmesini sağlayan önemli bir fark noktası olduğunu açıklıyor.
Güçlüer sürdürülebilirliğin en önemli öncelikleri olduğunu belirtirken, üretimin tüm süreçlerinin kendi bünyelerinde olmasının hem takip açısından hem de alıcıların tüm süreci görmesi açısından önemine vurgu yaparken, tekstil atıklarını yeniden kumaş üretmek üzere dönüştürme işlemini yapan bir şirkete sattıklarını, bu durumun Türkiye'de üreticiler arasında daha da yaygınlaşacağını ve geri dönüştürülmüş kumaşlara ve yenilenebilir malzemelere talebin arttığını kaydetti.
ABD Giyim ve Tekstil Ofisi'nden (OTEXA) alınan en son verilerde ayrıntılı olarak belirtildiği gibi, Vietnam'ın 2023'ün ilk yarısında hazır giyim ihracatında gözle görülür bir düşüş oldu, bunun büyük ölçüde Vietnam'ın ithal edilen tekstil hammaddelerine olan yoğun bağımlılığından kaynaklandığı düşünülüyor.
ABD Moda Endüstrisi Derneği tarafından yayınlanan 2023 Moda Endüstrisi Kıyaslama Çalışmasında, ankete katılan ABD moda şirketlerinden bazıları, Vietnam'dan satın almanın içerdiği zorla çalıştırma riskleriyle ilgili endişelerini açıkça dile getirdi.
Dış giyim firması Raffaelo temsilcisi Hüseyin Yılmaz ise ileriye dönük öncelikli odak alanlarından birinin hammaddelerin Türkiye'den tedarik edilmesini sağlamak ve hammadde ithalatına olan bağımlılığını azaltmak olduğunu söylüyor.
Bir diğer Türk üretici ve markası Osmos Kidswear da alternatif deri kullanılarak yapılan hatlar geliştirmeye odaklandığını belirterek, müşterileri cezbeden şeyin de bu farklılık olduğunu belirtiyor.
Artık Fiyat Üzerinden Rekabet Etmeye Çalışmıyorlar
Paşahan'a göre Türkiye'nin bundan 10 yıl öncesine baktığımızda, konfeksiyon tedarikçileri önemli bir yol kat etti. En gelişmiş üretim sistemlerinden ve teknolojilerinden bazılarını bünyelerinde bulunduruyorlar ve dünya düzeyinde rekabet etmeye hazırlar. Tüm fabrikalar sürdürülebilir, yenilenebilir olacak şekilde donatıldı, güneş enerjisi kullanıyorlar. Üstelik üreticiler, birincil ekonomilerimizden biri olduğu için bilgi birikimine sahip. İHKİB'e üye fabrikaların çoğu daha sürdürülebilir bir şekilde çalışmak için önlemler almaya başlamış durumda, İHKİB ise tekstil, kimya ve lojistik sektörleri ile bir Karbon Ayak İzi Ölçüm Merkezi'nin hizmete gireceği bir proje üzerinde çalışıyor.
Dilek Güçlüer alıcıların fiyatlara duyarlı olmakla birlikte, sürdürülebilirlik konusundaki tüketici baskısı arttıkça, kalite ve daha yüksek fiyatlar hakkındaki konuşmalara önceki yıllara göre daha açık olduklarını belirtiyor. Ancak, sürdürülebilirliği artırmak için tüketici talebine hitap etmeye çalışırken, sürdürülebilirlik faydalarını ve kalitesini aldıklarını bildikleri daha ileri düzey ürünleri Türkiye'nin yanına koyduklarından şikayet eden Güçlüer, alıcıların karşılaştıkları maliyet baskısı ile fiyatları indirmek için üzerlerinde baskı uyguladıklarından şikayetçi.
Hüseyin Yılmaz ise Çin'in Covid döneminde ihracatını önemli ölçüde düşürse de pandemi sonrasında kasıtlı olarak ucuz fiyatlarla fiyat kırmaya çalıştığını söylerken, bu durumun kalite daha yüksek bile olsa Türkiye menşeli ürünlere talebi azalttığını, bazı durumlarda başlangıçta fiyat için Çin'e giden müşterilerin, kalite nedeniyle daha sonra kendilerine geldiğini ifade ediyor.